iç huzurunu başka olgularda bulmuş kimselerin müzik dinlerken duymaktan nefret ettiği, sadece annem söylediği zaman dikkate aldığım, "saygı duy" demenin daha sert bir dille ifade edilmesidir.
Mustafa Ceceli'nin ağzından, Sezen Aksu ile birlikte kahramanı oldukları bir anekdot aktarmak isterim.
Ceceli ve Aksu stüdyoda çalışmaktadırlar, o anda ezan okunmaya başlayınca Ceceli sesi kısar. Minik serçe bunu garipseyerek, "Hayrola hacı? * neden kıstın müziği?" diye sorunca, Ceceli: "Ezan okunuyor Sezen hanım" der. Sezen Aksu'nun cevabı çok müthiştir: "Çalışmak da ibadettir Hacı" . Bu tatlı muhabbetin ardından Ceceli "haklısınız Sezen hanım" diyerek müziğin sesini açar ve çalışmaya devam ederler.
Kimseyi rahatsız etmediğin sürece, saygı için müziği kısmanın bir manası yok bence, eğer kısıyorsan, git abdest al ve namaz kıl. Bu dünyada hiç bir şeyin yarım porsiyonu olmaz. Tam yapacaksan yapacaksın her şeyi diye düşünüyorum. Namaz kılanların dibinde sesi açmak ne kadar saçmaysa, bunun tam tersi de gerçekten saçma bence. tamamen mahalle baskısı olarak zuhur etmekte diye düşünüyorum.
sadece müziğin kısılması da değil, insanın bilinç altında her türlü kasılma kısılmasının yaşanabileceği ilahi dürtü. belki de türke özgü davranışlardan biridir bu da.
ben müzik dinlerken ezanı sonra oku diyemiyorsam kısıp kısmamak benim sorunumdur. saygı görmek isteyen saygı gösterecek, mecburmuyum senin görüşüne göre saygı göstermeye, ezana saygı gidip namaz kılmakla olur ses kısmakla değil.
islamiyeti adam gibi yaşadıktan sonra yapılırsa anlamı olacak harekettir, susluman olup yapmak gösteriştir, zira islamiyetlr alakası olmayan örf ve adetlerden biridir.
Tek ibadeti ezan okunurken müziği kısmak olan, ya da müziği kısınca ibadet ettiğini sananların, ezan okunmadan ana avrat demeden küfür etmeleri ve ardından ezan okunurken dindar kesilmesi olayıdır.