ezanın tanrı'ya sesleniş olmayıp tam tersine insanlara bir sesleniş olduğunu bilen, çalan müziğinin ibadete davet olan ezanı engelemeyeceğini bilen insandır.
yazılı kurallarda karşılığı olmamanın verdiği rahatlıkla sınırları zorlamaya çalışan ahlak ve kendisi gibi olmayana en azından saygı gösterme gibi yetileri doğuştan özürlü insan modeli. kişinin fikri, karşıt fikre verdiği değer kadardır demenin görev olduğu insanlardır da bunlar.
vurdumduymaz insandır.lakin nasıl aşırı din olgusuna veya din fanatizmine olumsuz tepki verilmesi,şeriatın şiddetle reddedilmesi gerekiyorsa aynı şekilde ölüler için ve dini inançları ön planda olan insanlar için okunan ezana saygı duyulmalıdır.tabii ki gidip de tarikatçi olmamak gerekir ama en azından umursanmasa bile saygı duymak gerekir.
böğürürcesine ezan okuyan hocaların hacıların müezzinlerin sesini duymak istemeyen insandır. bir yanda ''hayyalel felaaaah'' diye inleyen bir adam, bir yanda ''lav mi mav mi'' diye kulağınızı, gönlünüzü okşayan kylie minogue. hangisini tercih etmek daha mantıklı sizce?
eğer söz konusu saygı ise; bu müslüman vatandaşlarımızın farklı durumlarda aynı görüşe ya da inanışa sahip olmayan bünyelere de saygı duyması gerekir. nasıl mı? şöyle ki ezan okunurken insanın müzik sesini kısmaması ne kadar saygı konusunda kıt görüntü verirse, benim bu çağda, teknolojinin dinden daha çok insan ihtiyaçlarını karşıladığı ve bu toplumsal ilerlemede, sosyolojik ve ahlaki açıdan insan davranışlarına yön vermede yetersiz kalan dini geleneklerin uygulandığı bir ülkede oruç tutmamama rağmen gecenin bilmem kaçında ramazan davuluyla, namaz kılmamama rağmen de sabahın bilmem kaçında sabah ezanı ile uyandırılmam da o kadar kıt görüntü verir.
islamı, allah'ı, ezanı kişileştirmemiş insandır. kutsal şeyler beşeri kavramlar değil ki saygı gösterme konusunda beşeri davranasın. aynı şekilde allah kelimesi geçince bacak bacak üstüne atmışsa indiren insanlar gördüm. nedenini sorunca saygıdan dedi. ulan bu mu saygı gösterme anlayışın. odaya baban girdiğinde bacak bacak üstünden indir. aferim saygılı diyelim.
ezan konusu keza aynıdır. hiçbir ayette veya hadis-i şerif'te geçmemesine rağmen insanlar müzik sesini kısar; kısmayanı uyarırlar. ağzın götüne döner bak kıs müzik sesini. neden diye sorunca da saygıdan derler kıbraklar. ulan muhattabın allah, allah...büyük amcan değil ki.
Peygamberler zamanında belki tek bir noktadan uzun mesafelere mikrofon dahi olmadan çıplak sesleriyle namaz çağrısı yapmak zorunda kalan insanların zamanla kültüre oturtmak amacıyla kuşaktan kuşağa gelen bir kavramdır aslında.Çünkü ne kadar sessizlik olursa o kadar rahat duyulacaktır ezan.Eskiden ne saat vardı ki ezan saati duymasanda bilinsin, ne bu kadar cami ne de mikrofon.Fakat yinede müziği kapatmak gibi zorunlu bir şart koşulmaktansa en azından ezana saygı ile sesin kısılması taraftarı olduğum durumdur.Müzik dinlenilmeye devam edilmeli ama ezanda duyulmalıdır bence.
ezanla işi olmayan insandır. işi olmak zorunda değildir. Herkes ezanı dinlemek zorunda da değildir. Müziği kısmayan insana "kapat lan o müziği" diyen insan, müziği kapatması beklenen insandan daha vahşi, geri kalmış hödüğün tekidir, çünkü kimse bir başkasından kendi değer yargılarına uymasını bekleyemez. Bunun bir diğer adı da zorbalıktır.
Öte yandan ezan okunurken, kısık sesle dinlediği müziğin sesini yükselten bir insan söz konusu ise, o zaman bu insan bir üst paragrafta bahsettiğimiz hödük ile yer değiştirir.
Demek ki neymiş? Sadece kendimizi düşünmeyeceğiz, inançları ne olursa olsun başkalarının haklarına saygı duyacağız.
Tabi bunlar normal şartlar altında olması gereken şeyler.
Türkiye ve üzerinde yaşayan türkiyeliler gelişmişlik bakımından bunun dışındadırlar.
