eylül

entry865 galeri40 ses1
    51.
  1. nejat yavaşoğulları' nın sesinin de yer aldığı grup yorum eseridir. ritmlerindeki iniş ve çıkışları ile dikkat çekmektedir. sözlerindeki sonbaharı da hissedince insanın ruhunu kaplayan bir eser olmaktadır.
    0 ...
  2. 52.
  3. a$kımın üstüne bir karadul bıraktın
    helal sana asya'nın geri kalmı$ a$k çocuğu!
    çünkü sen zehre inandın
    zehirlenmeye inandın
    belki de onun içindi eylül
    biliyorsun, eylüldü senin adın!

    eylülde açan bir gezegendin
    günebakandın, günü kanla yakandın sen
    ah elbette kalbimde bir parmakizi bıraktın
    a$kımın üstüne bir karadul!
    karardıkça parlayan gümü$ten bir istanbul,
    bir istanbul bıraktın hayatıma
    belki de onun içindi eylül
    eylül senin içindi
    içinde kıpır kıpır bir şeydi zehir,
    oysa istanbul, zarif $ehir, kitli $ehir,
    artık bilemem buna tutku mu denir
    yalnızlık mı denir
    yo, yo, bu da eylül, evet!
    ihanet edip kaçan çocuklar gibi
    nasıl titriyorsan orada yapayalnız
    yapayalnız kolun kanadın
    belki de... belki de...
    belki de onun içindi eylül, bo$ver,
    biliyorsun,

    eylüldü senin adın!

    ..kucuk iskender..
    2 ...
  4. 53.
  5. nejat yavasoğulları' nın da sesini duyabileceğimiz grup yorum parçası.
    0 ...
  6. 54.
  7. 55.
  8. en güzel kız isimlerindendir. takvimlerde eylül ayında, kız çocuklarına isim önerimiz yoktur bundan başka. kızım olsun koyarım valla...

    ama bu kontenjanı kızım kadar sevdiğim bir insan dolduruyor...
    1 ...
  9. 56.
  10. içimdeki bir vazoyu futbol topu ile kırdımdı genişçe bir salonda. anneme oğuldum. vazo kırıldı/annem kırılmadı/kızmadı. hep aynı döngü. bir paradoks. rüyalarıma el veren dizeler. doğrusu bir doğru üzerinde gidilen bir rüyadan geri dönmek zordu. çünkü o doğru bir şekilde kırılmıştı. çember olabilir.

    oğul olduğum kadın sakın beni terketme...

    direnmek ne zor kimi acılara. rahatça bir koltuğa kurulup arkama yaslanıp acıların yavaş yavaş ruhumu ele geçirişini seyrediyorum/seyretmek zorundayım. çünkü bu sıradan bir acı değil. gelip içimde yerleşmesi/kök salması gerekiyor. gitmesi için önce benim gitmem gerekecek galiba.

    Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir
    kadın gider ve bir şair doğar bundan...

    hüdayinabit bir yanı var elbette acımın. paylaşılacak bir yanı kalmıyor böylece. ölümün müellifi bir vazoyu kırarsa eğer bu yazgı yüreğimize dağlanır harflerle/dualarla. kadın anne olur sonra gider. işte bu gidiş oğula kendini buldurur/kaybettirir.

    Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder!

    her satırı ilmek ilmek dokunmuş bir şiirin bir nakkaşın elinden çıkmış kelimlerin değeri ne ile ölçülür ey okur. oku ve geriye yaslan. ne zaman dinecek, ne zaman/bu taflan, bu taflan?

    bir gecede gittimdi hazirandan eylüle
    eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda
    kadın tarafından terkedildi o söylenceye:
    Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder!
    O kadın beni terkederse şair olurum
    oğul olduğum kadın sakın beni terketme,
    şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider

    Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!

    şiir elimi tut/tu. yerimi kaybettim kondüktör. hangi tiren çarpacaksa çarpsın bana artık.
    3 ...
  11. 57.
  12. hüzünlerin yaza da yakıştığını belledim belleyeli
    daha bi sevdim haziranı temmuzu ağustosu

    augustus'un julius sezar'dan ne eksiği vardı
    daha uzağa da işerdi
    adını da verirdi
    gecelerin sayısını da eşitlerdi.
    kaçırdığı ufak bir detay vardı.
    yanlış ata oynamıştı.
    ayların sultanı
    bir adım sonrasındaydı.

    hüzünlerin yaza da yakıştığını belleyeli çok oldu.
    daha bi sevdim daha bi sevdim de...

    eylülü aldatmak hissi var ya
    o koyuyor adama!
    4 ...
  13. 58.
  14. "bir gecede gittimdi hazirandan eylüle.." *
    0 ...
  15. 59.
  16. eylül deyince; limon küfüne çalan sarı olurdu rengi.
    tadı ise; "genzi yakan baharat" kelime olsaydı.
    "devrim" uyardı eylül'e, baş kaldırısına uygun.
    duygu karşılığı ise umut olurdu eylül'ün...
    1 ...
  17. 60.
  18. kızları ve ayları güzel olur. az kaldı geliyor.
    2 ...
  19. 61.
  20. 62.
  21. yol arkadaşım adlı dizideki pamuklardan beyaz, şekerlerden tatlı; koca koca gözleriyle bakınca yüzde ister istemez tebessüm oluşturan minik kız.
    2 ...
  22. 63.
  23. eskilere son vermeden yenilere başlamanın zamanı. hazanın gelişi rüzgarından anlaşılan ilk ayı. rüzgarında yapraklar uçuşan başlangıçların ayı. kısalan günleriyle maziyi hatırlatan ay.
    1 ...
  24. 64.
  25. 65.
  26. ayrılığı anımsatan sonbaharın ilk ayı.
    0 ...
  27. 66.
  28. kalbe bir kurşun gibi saplanan ay.
    2 ...
  29. 67.
  30. türkiye'de temel taşların genelde yerinden oynadığı ay ismi.
    0 ...
  31. 68.
  32. işte yine geldi,vedaların ayı,
    Yavaşça çökmeye başladı,hüzün karası,
    Çok kişi duymuyor,bir çoğu yaralı,
    içimden attığım,sessiz eylül çığlığı.
    1 ...
  33. 69.
  34. tatlı tesadüflerin en bol yaşandığı yılın en güzel ayıdır.
    1 ...
  35. 70.
  36. 71.
  37. Eylül'ü seviyorum önünde 12 yoksa.
    2 ...
  38. 72.
  39. Hüznü kasveti anlatan tüm hikayeler sonbaharda geçer. Romanların "l" deyip başladığı yerden sonra, dökülen yapraklar, göçen kuşlar vardır hep. Burukluğun tasvirlerinde hep eylül vardır.

    Güneşimiz karartıldığında, bedenimiz dipçiklerle, topraklarımız postallarla ezildiğinde, gri renkteki sokaklarımız sessizleştiğinde, aylardan eylül dü, hapishaneler eylül de bizimkilerle dolduruldu. Bizimkiler dövüldü, öldürüldü...

    Eylül kanunlarıyla pençesine atıldık yokluğun, yoksulluğun, açlığın... Eylül kanunlarıyla dayatıldığında tek tip elbiseler... Bizimkiler direndi, bizimkiler öldü ve yine bizimkiler kazandı.

    Buca nın duvarları kan rengine boyandığında aylardan eylül dü. Yine yapraklar dökülüyor, yine kuşlar göçüyordu. Bir yerlerde bir kağıda eylül ün hüznü dökülüyordu. Bizimkiler kanlarıyla direnişi yazıyordu koğuş duvarlarına. Buca da bizimkiler marşlar söylüyorlardı, türkülerle, halaylarla ölüyorlardı. Umutsuzluğu dağıtan ateş parçlarıydı onlar.

    Ulucanlar da bir meydana topladılar bizimkileri. Hep bir ağızdan içtiler ab ı hayat suyunu, hep birlikte direndiler, öldüler. Resimlere yansıyan yüzlerini öptük, yüreğimizin en sıcak yerine bastık.

    Döne döne, hep bize geliyordu ölüm, eylül le birlikte. Öfkemiz eylül e değil onun kanunlarına...Üç duvar, bir kapıya sığmayan umutlardı onlar, bizimkilerdi. Ne tabuta, ne tabutluğa sığarlardı, sığmadılar! Yılgın yüreklere umut oldular, soğumuş yüreklere ateş saldılar. Soyu tükenmez şahinler, yattılar açlığa. Bir yanda eylül kanunları, eylül cellatları, satırları, alev makinaları, yağlı urganlarıyla bekliyorlardı.

    Seslendi bizimkiler! Bize, size herkese!.. Eylül dediğiniz nedir ki? Döker en çok yaprakları, kurutmaz ki dalları. Yaprağını döken her dal, zemherilerin ardından çiçek açar, güneşe döner yüzünü. Eylül artık hüznün, kasvetin değil, öfkenin isyanın adı olsun. Bizimkiler seslendi, canlarını verirken. "Halkımız, Sizin için Öleceğiz, Asla Teslim Olmayacağız." Bizimkiler seslendi, bizimkiler öldü.

    Bizimkiler... Halktılar... Sapsarı güneş tüm heybetiyle üstümüze doğsun diye, eylül ler bizim olsun diye öldüler.
    Elbet, eylül bir gün bizim olur.

    grup yorum
    1 ...
  40. 73.
  41. dramelodi ve cevap ortak yapımı rap parçası. hüzünlüyken çok iyi giden parça.

    sözleri;

    sorgu verse

    bu gece benim için yanarmı gözü onun?
    bakarmı başka gözlere?
    düşünmeden ve bensiz üşümeden
    dudakta iki kelamla yıktı gitti
    önce şoktayım ve sonra yüzünü görene kadar umutla kaplıyım
    döner diye.
    hayır! dönmedi.
    baktı fakat görmedi ya ben orda öldüm işte
    onu hatırladım bugün
    düşündüm adına kurulu hayallerimi
    yaktım üzüldüm
    ne çare şimdi dönse, unufak olmuşum biçareyim.
    mazi gözümün önüne gelir
    bazen ağlatır ve bazı güldürür
    hasarı büyük olur, süründürür
    bi kaç sözümüz varmış birbirimize
    günlüklerime baktım gördüm
    içimde bir çöküş, yanaklarımda aktı sevgin
    nereye baksam ordasın
    heba olur zaman, akar gider beraberinde
    gözümün yaşına bakmadan, akıl kaçar peşindeyim
    ben hergün aynı haldeyim, yıkık dökük harabeyim
    hayal peşindeyim.

    nakarat:

    sonumuz bu gece, eylülde yağmur
    aşkı göçebe, yüreği billur
    fırtınan yıkar bu adamı, hissedermisin sen?
    yıllar aldı beni benden, keşke görsen.

    kodes verse

    güneş veda eder, selam olur karanlığa
    ve anılar eski bir kasetle can bulur dudaklarımda
    garip bir merhabalaşma neleri sundu önüme
    neydi devamı? acısı varmı acaba?
    sonucu neleri getirir hiç düşünmedin
    maske takmadım ki yüzüme yüzüne karşı
    ilk kez teslim ettim kendimi.
    ilk kez hissedildi kalpte saf bi sevgi
    sanırım öyle başlamıştı ömrümün bu en güzel hayat hikayesi
    tamam sorunda oldu hep krizle son bulan
    tamam hata da vardı öfkelerle başlayan
    fakat zordu sende bilirsin, sende silemedin
    ve bende yenemedim
    ruh çöküntülerde, gün gecemde yargılandı
    her gecemde sardı alev alev bu bedeni
    kelime kelime deşti, yetti sus
    ve tek bir kelime etme
    bak ne kaldı geriye? hayallerin yok oldu
    ben çökük, yüzüm güler, hayallerim yerindeler.

    nakarat:

    sonumuz bu gece, eylülde yağmur
    aşkı göçebe, yüreği billur
    fırtınan yıkar bu adamı, hissedermisin sen?
    yıllar aldı beni benden, keşke görsen.

    cevap verse

    tüm hayalleri bir fırtına alıp götürür
    vakit tamam, biter yaşam, kalan zaman yalan olur
    flulaşır tüm renkler, bilincimide yitirdim
    karardı beynim, hatırlamıyorum. nerdeyim!?
    zaman çabuk geçer, dün çocuktuk
    yarın olur yaşlanır ve ölürüz
    ölümlü insan oğlu çok hata yapar hayatı boyunca
    kimse bulutlar kadar mavi değil
    kalp kırmak çok basittir
    havaya bakıyorum ve yağmur, ıslanırdı çaresiz bedenim
    odamın camında yağmur sesleri,
    hüzün dolar içim, garip bi sessizlik.
    aylardan eylül. karıştı birbirine geceyle gündüz
    çok doluyum bugün, "birisi çeksin tetiği" dediğim anda
    güneş doğar ve ben bitik bir haldeyim
    silinen anıları, psikanalizde sorgularsa rahatlar bu beynim
    sandığın gibi değil, çok derindeyim!

    nakarat:

    sonumuz bu gece, eylülde yağmur
    aşkı göçebe, yüreği billur
    fırtınan yıkar bu adamı, hissedermisin sen?
    yıllar aldı beni benden, keşke görsen.
    0 ...
  42. 74.
  43. ayın 23ünden önce doğanların başak burcu olduğu aydır.
    0 ...
  44. 75.
  45. mehmet rauf'un yazdığı ilk psikolojik roman.
    sonbaharın başlangıcı olan ay.
    sahibi olan kızdan nefret etme sebebim.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük