istanbul'un o pis o kirli yazından bizleri kurtaran aydır. yüzde 80-90 seviyelerinde seyreden nem yüzünden havada asılı kalan kir yüzünden çok bunaldık.
Ama eylül ilk gecesindeki serinliğiyle bile, bize özlediğimiz şeyin o tatlı serinlik olduğunu hatırlattı.
Kışa hazırlık aşamasındaki en nadide ay. Ne çok soğuk, ne çok sıcak. Genelde severim. Ama günlerin kısalmaya başlaması, kapalı ve bulutlu havaların ve bir de yağmurlu havaların yaklaştığının habercisi bu ay insanı tuhaf bir melankoli atmosferine sürüklüyor. Off yine kış geliyor. Acilen toparlanıp bir hırka bulmam lazım.
Güzellikler getirir misin bilmiyorum, kötü olan çok şeyi götürdüğün kesin. Ama bende değerlisin Eylül. Bana çocukluğumu hatırlatıyorsun, yazın koşturmacasındAn yorgunluğundan uzak bir dinginlik veriyorsun.
"eylül yarılanmıştır. gökyüzünün maviliği uçuklaşmıştır ve sık sık bulutlanmaktadır. bulutlar artık bembeyaz değildir; öbek öbek de değildir, kül ya da gümüş renginden barut rengine kadar koyulaştıkları oluyor, birbirleriyle bütünleşiyor, günü uzun süre karartıyorlar."
Bu ay sanilanin aksine firtinali yagmurlu bir sonbahardan cok serin yaz aksamlari gibi gecer. Dagcilik doga yuruyusu gibi yazin gunesin ananizi aglatacagi sporlar icin bu ay epey idealdir. Yaz askinizla gecireceginiz son haftalardir. Hüzünlü bir aydır bu aydan sonra gunesli gunler gidecek uzun sure gelmeyecektir.
Mehmet Rauf tarafından yazılan,Türk edebiyatındaki ilk psikolojik romandır. Süreyya,Suat ve Necip Bey arasındaki aşk üçgenini konu alan bu roman Türk edebiyatı açısından oldukça önemlidir.