Çok küçük yaşta okuduğum için o zamanlar derin anlamlar çıkaramamıştım. Fakat sonrasında üniversite zamanlarında tekrar okuduğumda ne kadar dramatik ve içe işleyen bir kitap olduğunu idrak etmiştim.
o yüzden bu başlığı tercih ettim. kızıma vermek istediğim isimdi eylül. tam da eylül ayını yansıtacağını düşünüyordum karakterinin. kızıma değil ama en değerli varlığıma verdim bu ismi. ona da çok yakışıyor bu isim. kendi de eylül ayı gibidir.
onunla daha önceden aynı yaşlarda tanışmayı isterdim. beraberce yaşayalım her seneyi her anı istedim. onunla tanıştığım zamanlar bir hata yaptım bunda sadece kendi suçum da yoktu bir arkadaşının söyledikleri bir anlık öfke ve sonra kendi hatalarım diyebilirim.
onun yaşındayken onunla tanışsaydım bu hatayı yapmazdım. ona gelene kadar o kadar yorulmuştum ki insanlara karşı. ona karşı o hatayı yaptım. sonrasında bir şekilde aşsak da eminim ki o yaşananlar içinde yer edindi. sadece bu da değil başka hatalar da yaptım onunla iyi olduğumuzda cesaretsizlik mesela.
neyse bunlar geçmiş içinde yaşanan şeyler. şu an ona o kadar çok ihtiyacım var ki. ve onu o kadar çok özledim ki. aşk böyle işte öncesi sonrası olmuyor seviyorsun özlüyorsun.
onu babamın mezarına da götürmek isterdim ondan önce annemle tanışmasını da. biribirlerini çok severlerdi eminim. ama bu da olmayacak artık. gitmek istedi. kal desem de kalmayacaktı.
umarım bunu denk gelip de okumaz. onu bilirim. canımın yanmasını istemez. bunu görünce kızar da eminim.
ona sarılmayı özledim. ona sarıldığımda hissettiğimin bir tarifi yok. yada annenize babanıza sarılırsınız ya o mutlu edici huzurlu bir his vardır. o his diyebirim.
şimdi ayvalığa gidiyorum. ama boğuluyorum bu sevdiğim yere giderken bile. seni seviyorum eylül, ilk gördüğüm andan beri. umarım okumazsın bunu.
Eylül, ekim ayları hasatın bittigi aylardır, bazi ülkelerde islerin bitmesi ambarlarin dolmasi senliklerle, karnavalla kutlanir. Bizde ise güzel, eğlenceli kutlamalar olmadığı için kültürel pek fazla etkinlik görülmez bu dönemlerde. Belki eskiden köylerde hava soguyup isler bitince her gun birine gidilir, cerezler yenir hikayeler anlatılirmış fakat şu an televizyon olduğu için o da devam etmemektedir.
Haşmet babaoğlu der ki;
“Eylül sadece bir ay değil, bir yılın içinde ayrı bir mevsimdir.”
Hüzün mevsimi gibi, yer yer mutluluk da olsa en büyük hüznümün barınağıdır.
Muhteşem bir mehmet rauf kitabıdır. Aynı zamanda hüzün ayıdır. Sonbaharın başlangıcı, yaprakların dökülmesi, adına yazılmış onlarca şarkı ve şiir... Bambaşka bir şey.
Ekim ile birlikte en sevdiğim aydır. Yazın bunaltıcı sıcaklarının bir nebze de olsa dindiği, dışarda ruzgarli havada gezinmenin en güzel olduğu aydır. Rüzgarı ve yağmuru çok seviyorum.
Minik bir kız çocuğu gibi,
Kıvırcık saçları rüzgarıyla uçuşurken;
Dinginliğin kucağında, büyümekte olan tüm duygularıyla, kapımızı çalan sonbaharın habercisi, doğduğum ay.
Bende aşık olma hissi uyandırıyor. Ama olmayacağım!
Şet bugün eylüle girdik...
Gözüme zamanı sokan aydır kendisi. Gidip kendimi makarna ve age of youtha vereyim bari. Geleneksel tek kişilik eylül festivalimi başlatıyorum an itibariyle.
