Bütün sesler kesiliyor, toprağın kalp atışlarını işitiyorum.
içim dışıma çıkıyor, bir boran, bir tufan alıp başını gidiyor. Bu aralar içim içimden kopuyor, ayrılıyor. daha da yoksullaşıyorum, daha da kısalıyor gecelerim.
hep bir ayrılık besliyorum; bir gardan öbürüne düşüyorum. martılar bile uçamaz halde, yalınayak kaçışıyorlar.
yine uyku düzenim bozulmaya başlıyor.
sonra iki dize tutturuyorum cemal'den, turgut'dan, uymazsa cansever'den; bütün düzenim bozuluyor.
allak bullak oluyorum.
Güz geldi ey şair, çaylak yanların bilinsin. Yazmaklara yeniden başlama vaktidir ve acıdır bu. Kalemler depremlere gebe, kelamlar titremeye başladı.
yüreğimde bir eylül karmaşası, yaşama hakkımı devrettiğim;
inim inim inletmezse eylül değil!
her fotoğraf karesinde ölümü çağrıştıran çizgilerle rastlaşıyorum. gri, soğuk, solgun, ürkek bir kaygıya dönüşüyor yaşam. eylül gelince kırlangıçlar da veda ediyor şehre, kelebekler de. aynalar sararıyor. radyoda eski bir hayali canlandıran içli bir türkü çalıyor. sokaktaki sesler farklılaşıyor, hız limitlerini çoktan aşmış hayat sakin akan bir huzur ırmağına dönüşüyor. http://www.on5yirmi5.com/...rengi-olum-mu.i58117.html
Eylüldü dalından kopan yaprakların sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu
Eylüldü di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
Adımlarımızın kısalığı bundandı
Bundandı gözlerimin durgunluğu
Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan ellerin kadar ıssız sen kadar zamansız molalar veriyordum
Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz
Eylüldü.. izlerini sildiği zaman ansızın gidişinin şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde
Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
En çok sesini aradım
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hala..
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya.. eylüldü
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin..
güzeldir Eylül. hafif serindir. akşamüstleri şalsız çıkmaz kadınlar. erkekler sigaralarını daha hızlı çekerler kapı ağzında. hafiften kışın habercisidir. üşüyen ellerin, yanakların ve burunların. dökülen yapraklarla birlikte; ağaçların kapattıkları, görmeni engelledikleri yerleri keşfedersin. serindir eylül. benim için aşkın ve ayrılıkların ayıdır.
doğum ayımdır.
yazdan kışa geçişin net olarak belli olduğu aydır ayrıca.
öğlenin sinir bozucu sıcaklıklarını azaltıp,akşamın huzur veren serinliğini getirir önce.
sonra akşamın huzur veren serinliğini sabaha taşır,ardından gecenin sinir bozucu soğukluğunu getirir.
ellerinizi ısıtmanız gerekmez,ama üstünüze hırka almadan da dışarı çıkmanıza izin vermez.
sonra bütün bunları ekime devredip beklemeye geçer.
sevilir.
sanki kayboldum her yanımda yabancılar.
bütün bildiğim doğrular yanlış.
çünkü sorduğum her soru büyük bir fırtına.
bu yağmurda hiç kimse ıslanmazmış.
üç beş ay sonra belki her şey düze çıkar.
kalan sağlar birlikte kurtulurlar.
ben bi yelkovan akrebimse güneşle ay.
geçen her gün bir çizgiyle karşımda.
ay doğar güneş doğar.
ve ay yeniden doğar biter bir gün daha.
uyur tüm insanlar mışıl mışıl.
sonbaharın habercisi, yılın sonuna doğru gelindiğinin habercisi, yılın en bereketli ayıdır.
Hasat ayıdır.
EDIT: EN ÇOK ENTRY GiRiLEN AY OLMASININ SEBEBi iNSANLARIN DIŞARIDAN ÇOK iÇERiDE ZAMAN GEÇiRMEYE BAŞLAMASIDIR. Tatillerin bitmesi ve uzun aralardan sonra sözlüklerin özlenmesidir.
her akşam fırtına kar yağmur
gezdiğimiz yerlerde
her akşam uğruna ağlıyorum
sen hiç bilmesen bile
ruhumdan ayrılığını koparıp
unutmak istiyorum seni
unutamıyorum