yazdıklarını okuduktan sonra; soğuk duş ile baştan aşağı dökülen kaynar su etkisini aynı anda yaşatmıştır. onlar nasıl olaylardır ki katlanmak güç, ve o nasıl üsluptur ki okudukça okutan, devam ettikçe yaşatan... keşke hala yazsaymış düşüncelerine sevk eden yazar, keşke yine yazsan.
(#11677616) parmak ucumla dokunduğum alan 1 santimetre kareden çok daha küçük olmasına rağmen teknolojinin hayatımıza getirdiği ve kullanmayanı dövdükleri dokunmatik tüm gavur icatlarına olan nefretini paylaştığım yazar.
evet ama onu söylemeye gelmedim ben...
geçen haftanın en beğenilen entrylerine bakıp bakıp iç geçirdiğim, kaliteli/okunası/uzun entryler bakımından sözlükte işlerin kesat olduğu şu günlerde kendisini yeniden en beğenilenlerde görmek mutlu etti.
zaten en beğenilenler listesi haber sitesine dönmüş arkadaş. ilk ona bakınız, bence hak eden 2-3 entry var orada *. kalanı haber sitesi araklamaları. okuyup zevk alacak bir şey bulmak zor yani artık. experimental'i de okur biliriz, seviyenin çok üstünde bir yazardır. uzun süre yazmadı, iyi ki yine gelmiş, hoş gelmiş. selam ederim.
facebook'um yoktu, bir ara açmaya niyetlendim, ama arkadaş "şu uygulama şöyle", "bu uygulama böyle", "yok şu resmini tag'ledi", "yok bu poke'ladı" diye anlatmaya başlayınca kafam karıştı, gizlilik ayarlarını anlatırken uyuyakalmışım, rüyamda öyle bir ayar yapıyordum ki, "a kişisi benim 34 fotoğrafımı göremezken, b kişisi 56 fotoğrafımı göremiyordu, c kişisi ise ikisinin de göremediği fotoğrafları görebiliyordu, d kişisi elma yiyordu"
uyanınca sordum, "hocu yok mu bunun basiti", "twitter var" dedi, "iyi ondan açalım hocu" dedim, "benim basmadı kafam bu facebook'u"
özetle bu sabahtan itibaren benim de bir twitter'ım var, tam olarak nasıl kullanıyor çözemedim, hiç bir şeyi kısa anlatamayan ben 140 karakter sınırıyla ne ederim bilemedim, benim twitter'ımın olmasından kime ne? bunun topluma faydası ne? onu hiç mi hiç bilemedim ama adresi bu, ne sıklıkla tuvalete gittiğimi öğrenmek isteyenlere duyurulur;
sözlüğün en iyi yazarlarından biri. olgunluğu yazılarına yansıyor. çok uzatıp anlatmaya gerek yok, okunduğunda farkı tokat gibi çarpıyor zaten. dönmüş olması kalite adına sevindirici.
sol framede adını görünce hemen okunacaklar listeme baktığım uuser.
beğendiğim entryleri okunacaklar listesine alıp okumaya bayılırım. kendisi bilmez ama hayranıydım ve görünce çok sevindim.
(bkz: #5417570) *
(bkz: #5371466)(ancak bu kadar iyi anlatılırdı)
canımın sıkkın olduğu günlerden birgün şükela butonunda rastladığım ve o günden beri takibe aldığım yazar.insanın okudukça okuyası geliyor.idolümüzsün hocu.
peşin not: zamanında dostoyevski, camus, nietzsche gibi kişiler, yazılarından ötürü yadsınıyor, insanları bunalttıkları söyleniyordu. halbuki realiteye dokundurmuş, olanı gözler önüne sermişlerdir. bir nietzsche değilim, ama bu da böyle bir gerçek.
göbekli ve kel.
gece boyunca "hocu 30 yaşında olaydın, o nicke o yaş" diyerek sitem ederken güldü, güldürdü.
tabi bu güldü kısmı ironi. niye? çünkü eksperi depresif birisi. geçti bir köşeye "of hocu, insanlar sıkıcı, insanlar bedbaht" diye ağladı durdu. cehennem başkalarıydı onun için, cehennem aynı zamanda kendisiydi. kendisine yabancıydı. *