yıllardır herkesin kendi içinde sorguladığı, ancak bir türlü mantıklı bir sonuca varamadığı, cesaret edip birine soranın da doğru düzgün sağlıklı bir yanıt alamadığı sorudur.
evren, gezegenler, yaşadığımız bu dünya, hayvanlar, bitkiler, hatta biz insanlar neden yaratıldık? yaratıcı böyle bir şeye neden ihtiyaç duymuştur?
-kendisine ibadet edelim diye yarattı işte. niye olacak diyenleri duyuyor gibiyim.
bunun evine bir akvaryum alıp, içini çeşitli süslerle ve balıklarla dolduran bir insandan ne farkı vardır? kendine bir meşgale edinip, onunla uğraşan, ara sıra can sıkıntısından üstlerine kum yağdıran, parmağını sokup akvaryumu karıştıran çocuktan ne farkı vardır bu durumun?
buraya kadar da her şeye tamam diyelim. hadi bunları bir şekilde aldın, akvaryuma koydun. daha sonra bu balıkların yaptıklarını ne diye sorguya çekersin? işin garibi; o balığı da bu insanın yarattığını düşünelim. kendi kafasına göre bir tip ve akıl ekleyerek bir canlı oluşturuyor. peki o aklı-fikri veren de sen isen; neye göre bu balığı yaptıklarından dolayı sorumlu tutup iyi veya kötü diye yargılayabiliyorsun?
kimsenin rahatça soramadığı, sorsa da mantıklı bir yanıt alamadığı sonsuz karanlık, işte bu muammanın içinde gizlidir.
gizli bir hazine idim, bilinmek istedim hadisi kutsisinde olayın sırrı anlatılmaktadır. yani hiçbirşey yokken Allah vardı. herşeyi yaratan o. Allah merhametiyle bizleri yaratmış. ateistler bile bu dünyada zevk almıştır. yani kendisine düşman olanlar bile geçici de olsa zevklere dalar. sonuç ise Allah'a saygı duyup sevenlerin olacaktır. bu galaksiler, gezegenler birinci kat semadır. gökyüzünü süslemiş. herbirini yörüngeye koymuş. diğer semalarda da başka yaratıklar, melekler var. her biri Allah'ın hikmetiyle yaratılmış.
insanı test etmek içindir.
insan iradesi ve nefsi arasındaki çatışmayı görmek, ve onun sonucuna göre ona muamele yapmaktır.
insan nankördür denir kur'an'da, şeytan'da öyle. şeytan gibi olanlar, onun gibi cehenneme gidecektir.
ama allah şu an "beklemede" değildir; her şey olup bitmiştir bile.
bunu bilimsel olarak anlamak ?
fizik kuralı: zaman denen olgu, madde ve hareket (motion) ile birlikte var, yoksa olmazdı.
"amaç ve anlam" insan bilincinin bir ürünüdür bu tür şeylerde bu tarz yaklaşımlarla hareket edilmez. evrenin anlamı, amacı, nedeni yerine "nasıl"ı sorgulamak daha tutarlı ve gerçekçi olacaktır.
yanlış bir benzetme olduğu için, çok özür diliyorum önce:
sen tanrı olsan, hiçbir şey olmasa.
birileri sana kulluk etsin, her gün seni ansın, varlığından haberdar olsun istemez misin?
veya biraz daha yakın bir tanım yapalım. bir odaya kapatıldın, dışarıda ise bir sürü insan var. sen onlara sesini uyurmak istiyorsun, beni sevsinler, tanısınlar istiyorsun. yalnızlıktan kurtulmak istiyorsun. (bkz: yalnızlık allah'a mahsustur.)
aynı mantık. işte sebep bu.
I- Yalnız allah hüküm sürer; çünkü yaratma işine o tek başına başlamıştır:
“Başlangıçta her şeyin üstünde yükselmiş olan allah’dır; en yüce bilgiyle, arılıkla (saflık) alemin nuru içindeydi. Bu nur tacı, allah'ın oturduğu bu yer, ilk nur denilen yerdi. Allah'ın eseri olan bu en yüce bilime, bu arılığa Yasa denilir”
II- allah ve şeytan, biri aydınlıkta, diğeri karanlıkta hüküm sürerek, biri her şeyi için, diğeri kötü için oluşturmak suretiyle savaşır dururlar.
III- şeytan muzaffer olur; aleme hükmeden o ve kendi elinden çıkmış olan varlıklardır. (içinde bulunduğumuz modern çağ)
IV- allah, ebedi olarak üstünlük kazanır. Ölüler günahlarından arınmış olarak yeniden dirilirler, kötü kaybolur; kötüyle birlikte cehennem de kaybolur. Şeytan da yalvararak, dua ederek, kurbanlar sunarak nurun kralına sadakat ve gayretle hizmet ederler.