Evlilikte hep baki kalması beklenendir. Bu da biterse zaten o evliliğin bitmesi kaçınılmazdır.
Evlilik aşk evliliği bile olsa aşk zaten bitecektir. Çünkü aşkta hayranlık, kavuşamamazlık, doyamamazlık vardır. Hayranlık evlilikte yok olur gider; her şeyini her haliyle gördüğün, yaşadığın bir insana hayran olamazsın çünkü. ilişkinin büyüsünü bozar evlilik. Aşkın büyüsünü bozar. Sonra da yok neden dolabın kapağını açık bıraktın, neden dış macununu ortadan sıktın, klozetin kapağını neden indirmedin, çorabın neden salonun ortasında, ben bu evin hizmetçisi miyim gibi bitmek bilmeyen sorular belirir.
Aynı evde yaşamaktan da çok farklıdır evlilik. Ne kadar "Ben ailenle evlenmiyorum ibrahim, seninle evleniyorum" desen de sonradan öğrenirsin ki aslında ailesiyle de evleniyorsun basbayağı. Zaten soy adı ortaklığından ve kütüğüne geçirme olayından anlaşılmalı en baştan. Erkeğin ailesinin soy adını alıyorsun, sen almasan da çocukların alıyor. Kütüğün direk kocanın kütüğüne bağlanıyor. Her fırsatta, her mutlulukta ve sorunda birileri oluyor aranızda. Mutlulukta iyi de, sorunlarda daha da fena. "Bir gidin artık" diyesin geliyor ama gitmiyorlar. Anne-baba onlar çünkü. Et tırnaktan ayrılır mi? Halbuki sen eşin için ne etsin ne de tırnak. Sorunlar çözülmezse ayrılan sen oluyorsun işte.
son zamanların moda kavramı.. bekar biri olarak anlayamadığım kavram..
soruyorum şimdi kendime sevgi ne oldu diye..
sevmek yetmiyo mu evlilik için..
birbirine bakınca sıkıntılarını unutan, kalpleri titreyen insanlar nasıl birbirine saygısız olabilir..
aşıksın ama aynı zamanda eşine karşıda kabasın..
şimdi ki erkeklerin eş seçimin de ; sadece göze , kaşa, bele... bakmaları..
bayanların ise ; paraya, arabaya, eve... bakmaları..
bu kavramları ortaya çıkarıyo..
zaten sevgi olmadığı için bari saygı olsun diyolar..
ne kadar itici bir kelime..
sonuç olarak;
materyalist kafaların yaptığı evlilikler sonrası ortaya çıkan kavramlardan biri işte..
allah ıslah etsin..