bu arada 30-45 yaşına gelmiş bekarlar sakın kendi yaş grubunuzla evlenmeyin. 22-27 arası bakire kızlar ile evlenin. 30 yaşında sonra kadınların doğum kabiliyeti ve güzelliği gidiyor.
Zor olan. Hele bu devirde imkansız gibi bir şey. Evliliğe kurtarıcı edasıyla bakmak akıl tutulmasıdır. Bekar yaşayıp huzur evinde devam etmek bir tık daha yakın sanki. Bilemiyorum dır dır çekemem.
Artık sosyal medyanın da etkisiyle, bir erkek için göte girecek bir şemsiyeden daha çok göte giren 150 tane şemsiyedir. Özgürlüğünüzü, kişiliğinizi ve karakterinizi kaybetmek istemiyorsanız,depresyona girmek istemiyorsanız kesinlikle evlenmeyin. Hayatımda birçok karar verdim, ama en yanlış karar kesinlikle evlenmek oldu. Günümüzde birçok şeyin çözümü var ama by evlilik denen illetin bir çözümü yok. Omuzlara yüklenen maddi yükü, masrafı, borcu, harcı, krediyi filan geçtim, hepsi bir şekilde çözülüyor. Ama psikolojiniz o kadar yıpranıyor ki, o yıpranan psikoloji bir türlü düzelmiyor. Ben ki ılımlı ve uyumlu bir insanımdır. Ama herşeyden ve her konudan o kadar fazla taviz verdim ki artık dayanamıyorum, tahammül edemiyorum. Saçma sapn dengesizliklerinden, öfke patlamalarından ve boktan akrabalarından çok sıkıldım.
Hahahaha evlilik! Derhal evlensem ve sadece Kontrat için imza atılsa örneğin. Uzun sevişmeler, karın tokluğu, keyifli film geceleri gündüz koşuşturma işten eve. Tanım böyle midir?
Oryantal toplumlarda alınabilecek belki de en büyük risktir evlenmek. Bir şekilde eş adayını bulursun, bir takım ritüellerden sonra evlenirsin. Peki ya işler değişirse, evlendiğin kişi tanıdığını sandığın kişi çıkmazsa? O andan itibaren kabus başlar, kadın için de erkek için de. Boşanmak kolay iş değil bu memlekette. Elalem ne der baskısı başta olmak üzere; aile efradıyla uğraşmak zorunda kalmak, varsa eğer çocuk ne olacak, dul olmak desen yafta gibi... Maddi ve manevi türlü yıkımdır boşanmak. Boşanmamak ya da boşanamamak ise bu makastaki diğer yol. Yaşarken ölüsündür. Yaptığın hatanın bedeli her gün ölmektir. insan istemediği biriyle konuşamaz, yemek yiyemez, sosyalleşemez, aynı yatağa giremez. Dahası bunları kimseye söyleyemez.
Evlenmeden önce uyumu tasdik etmenin bir yolu var mı? Bence yok. Ne kadar mantıklı olmaya çalışırsanız çalışın, karşınızdakinin istediği ve takdim ettiği kadar tanıyabilirsiniz onu. Yıllarca süren flört bile reklam kuşağıdır. Beş sene flört edip beş ay evli kalamayan var.
Özetle evlilik, her ne vesileyle birbirinizi bulmuş olursanız olun, kumardır. Şansınız varsa uyuşur mutlu olursunuz. Yoksa, sabırlar dilerim. Allah kurtarsın.
ömrünün sonuna dek kahrımı çekmeye söz verir misin, diyerek adım atacak olduğum kutlu müessese. acaba kabul eder mi? ya bırak elimi ya da ben bilmem çek kahrımı..
evlilik demek biz olmayı öğrenmek demektir ama eşlerin hatası "biz kavramı benim istediğim gibi olsun" şeklinde dayatmalarda başlıyor.
insanlar sıvı değil katıdır. ve o katılık asla değişmez. yani 30 yıldır kendi özgül şeklini almış bir kütüğü başka bir şekle sokamazsın. senin şeklin de ona uymak zorunda değil. sadece dünyanızı iki farklı şeklin birbirini rahatsız etmeyeceği kadar geniş tutmanız gerek.
dünyanızı daraltırsanız o kütükler birbirine sürter.
aslında toplum evlilik önünde mümkün olan tüm engelleri yaratmalı ve boşanma içinse hiçbir engel koymamalıdır. toplum insanların bu kadar kolayca evlenmelerine izin vermemeli. mahkeme engeller yaratmalı; kadınla en azından iki yıl birlikte yaşa, o zaman mahkeme sana evlenmen için izin verebilir. onlar şu an tam tersini yapıyorlar. evlenmek istersen hiç kimse sana, buna hazır mısın yoksa bu sadece geçici bir heves mi, sadece kadının burnundan hoşlandığın için mi diye sormaz. ne aptallık! kişi sadece güzel bir burunla yaşayamaz. iki gün sonra burun unutulmuş olacak; kim kendi karısının burnuna bakar ki? karın asla güzel gözükmez, kocan asla güzel gözükmez; bir kez alıştın mı güzellik kaybolur. iki insanın birbirlerine alışmak, birbirlerini tanımak için yeterince uzun bir süre birlikte yaşamalarına izin verilmeli. ondan önce evlenmek isteseler bile buna izin verilmemeli. o zaman boşanmalar yeryüzünden silinecektir. boşanmalar vardır çünkü evlilikler zorlamadır ve yanlıştır. boşanmalar vardır çünkü evlilikler romantik duygularla yapılmıştır. romantik duygular bir şairsen iyidir ve şairler iyi karılar ve kocalar olarak bilinmezler. aslında şairler neredeyse her zaman bekârdırlar; onlar oynaşırlar ama asla yakalanmazlar ve sonuç olarak da romantizmleri hep canlı kalır. onlar şiir yazmaya devam ederler, güzel şiirler... kişi şairane duygularla bir kadınla ya da erkekle evlenmemelidir. bırak düzyazı hali gelsin, sonra düzen kur. çünkü günlük yaşam bir şiirden çok düzyazı gibidir. kişi yeterince olgun olmalıdır. olgunluk artık bir kimsenin romantik bir salak olmadığı anlamına gelir. kişi hayatı anlar, kişi hayatın sorumluluklarını anlar, kişi bir insanla birlikte olmanın zorluklarını anlar. kişi tüm bu zorlukları kabul eder ve buna rağmen o kimseyle yaşamaya karar verir. kişi sadece cennet olacağını, sadece güller olacağını ummaz. kişi saçmalıklara bel bağlamaz; kişi gerçeğin katı, engebeli olduğunu bilir. güller vardır ama orada-burada pek çok diken de vardır. tüm bu sorunların bilincindeyken, yine de yalnız kalmaktansa bu kişiyle birlikte olmanın tüm bu risklere değeceğine kanaat getirirsen, o zaman evlen. o zaman evlilikler asla sevgiyi öldürmeyecektir çünkü bu sevgi gerçekçidir. evlilik sadece romantik aşkı öldürür. ve, romantik aşk insanların ilk aşk dedikleri şeydir. kişi ona güvenmemelidir. kişi onun doyurucu bir şey olduğunu aklına getirmemelidir. o tıpkı dondurma gibidir; arada bir yiyebilirsin ama ona güvenemezsin. hayat daha gerçekçi, daha düzyazı olmak zorundadır. ve evliliğin kendisi hiçbir şeyi yok etmez. evlilik içinde ne gizliyse basitçe onu getirir, dışarı çıkarır. eğer içinde sevgi gizliyse evlilik onu dışarı çıkartır. şayet sevgi yalnızca bir gösteriş, sadece bir yem idiyse, er ya da geç yok olmak mecburiyetindedir. ve o zaman senin gerçekliğin, çirkin kişiliğin yüzeye çıkar. evlilik en basitinden bir fırsattır, o yüzden içinde her ne varsa o dışarı çıkacaktır. sevgi evlilik tarafından yok edilmez. sevgi nasıl sevileceğini bilmeyen insanlar tarafından yok edilir. sevgi yok edilir çünkü her şeyden önce o yoktu; bir hayal âleminde yaşıyordun. gerçeklik bu hayali yok eder. yoksa sevgi sonsuz bir şeydir, sonsuzluğun bir parçasıdır. eğer büyürsen, eğer sanatı bilir ve hayatın gerçeklerini kabul edersen, o zaman her gün gelişmeye devam eder o. evlilik sevginin içinde büyüyebileceği muazzam bir fırsata dönüşür. sevgiyi hiçbir şey yok edemez. eğer varsa, gelişmeye devam eder. ama benim hissettiğim odur ki, çoğu durumda daha en başından beri zaten mevcut değildi. kendini yanlış anladın, başka bir şey vardı; belki seks vardı, cinsel çekim vardı. o zaman o yok edilecektir çünkü bir kez bir kadınla seviştiğinde cinsel çekim ortadan kalkar. cinsel çekim sadece bilinmeyen içindir; bir kez bir kadının ya da adamın bedeninin tadına baktın mı, cinsel cazibe ortadan kalkar. eğer senin sevgin sadece cinsel bir çekim idiyse, o zaman onun kaybolması kaçınılmazdır. o yüzden asla sevgiyle başka bir şeyi karıştırma. şayet sevgi gerçekten sevgiyse... "gerçekten sevgiyse" derken ne demek istiyorum? sadece diğerinin mevcudiyetinin içindeyken ansızın kendini mutlu hissedersen, sadece birlikte olduğunuz için zevkten sarhoş olursan, sadece diğerinin mevcudiyeti yüreğinin derinliklerinde bazı şeyleri tatmin ederse... yüreğinde bir şey şarkı söylemeye başlarsa, armoninin içine girersen demek istiyorum. diğerinin sadece mevcudiyeti beraber olmanıza yardım eder; daha çok birey olursun; merkezinde, ayakları yere basan. o zaman o sevgidir. sevgi bir tutku değildir. sevgi bir duygu değildir. sevgi birisinin bir şekilde seni tamamladığının derinden anlaşılmasıdır. birisi seni tam bir döngü yapar. diğerinin mevcudiyeti seni çoğaltır. sevgi kendin olma özgürlüğü tanır sana; o sahip olma değildir. o yüzden izle; hiçbir zaman seksi sevgi olarak düşünme, yoksa kanarsın. farkında ol ve birisiyle sadece mevcudiyetinin; başka bir şey değil, saf mevcudiyetinin yeterli olduğunu hissetmeye başladığında, başka hiçbir şey istemediğinde, yalnızca varlığı, sadece olması seni mutlu etmek için yeterli olduğunda... içinde bir şeyler çiçek açmaya başlar, bin bir tane lotus çiçeklenir, o zaman âşık oldun. ve o zaman gerçekliğin yarattığı tüm zorlukları aşabilirsin. pek çok acı, pek çok kaygı; hepsinin içinden yaşayıp geçebileceksin ve sevgin giderek daha çok çiçek açmaya devam edecek çünkü tüm bu durumlar birer meydan okumaya dönüşecek. ve senin sevgin tüm bunların üstesinden gelerek daha da çok güçlenecek.
sevgi sonsuzluktur. eğer varsa, o zaman sürekli olarak gelişir ve gelişir. sevgi başlangıcı bilir ama sonu bilmez.