tanışırsın, arada ufak tefek elektriklenmeler olur. sonra adına ilişki denen şey başlar. ilk zamanlar acemiliklerle geçer ve bir süre sonra bilbirinize alışmaya başlarsınız. zaman ilerledikçe hatun kişisi eve gidip gelmeleri ve bu gelmelerde kalma sürelerini yavaş yavaş uzatır ve bir süre sonra gece kalmaları başlar. başlarda bu kalmalar rahatsız etmediği gibi, mutlu bile eder. ama fakat hatun kişisinine bu yetmez ve muhtelif yedek kıyafetler dolabınızda kendisine yer almıştır bile. bir sabah dişinizi fırçlarken ikinci bir diş fırçasını gördüğünüzde tehlike çanlarını hissetmeyebilirsiz ama kıllanmışınızdır bir kere. ve tabii hatun kişisi zaman içinde evin yedek anahtarını edinmiş ve sizin evde olmadığınız zamanlarda evin düzeni yavaş yavaş değişmeye başlamıştır. kitaplarınız, televizyonunuz, bilgisayarınız, masa ve sandelyelerinizin yanında iç çamaşırlarınızın bile yerleri yeni düzene göre konuşlandırılmıştır. fakat bu böyle bitmez, sadece başlangıç aşamasıdır. zaman içerisin cici hediyelerle giyim alışkanlıklarınıza da el atılmaya başlanmıştır. şekersiz içtiğiniz çay, "midene zarar verir hayatım böylesi daha iyi" sevimliliği altında tek şekerliye, sade ve tek şekerli içtiğiniz kahveniz, yine aynı gerekçeyle sütlü ve iki bazen üç şekerli olarak servis edilmeye başlar. bitmediiii... asıl darbe arkadaşlarla ilgili olandır ve nedense revaçta olan hatun kişininin arkadaşlarıdır. onlarla görüşülüp onlarla ortak noktalar bulunur ve hatta yaratılır. bu arada sizin çok yıllardır görüştüğünüz çevreniz türlü gereksiz ve anlamsız bahanelerle bertaraf edilerek görüşmeler bi şekilde minimuma indirilir. hatun kişisi kararlıdır, ilişkiyi ve yaşantıyı o yönlendirecektir.
aradan yeterli süre geçtikten sonra iş er kişinin ailesi ile ilişkilere gelir. ilk önce varsa kardeşler yoksa kuzanlerle tanışma isteği başlar ve bu kesinlikle başarılır, bundan kaçış ve kurtuluş mümkün değildir. çünkü bunu ayarlayan siz değil hatun kişisidir. bu tanışma faslında aslında sizin içinde yeni bir deneyimdir. tanıştırdığınız kişi kesinlikle sizin sevgiliniz değildir, o gitmiş yerine gezegenin en sevimli, en sempatik, en anlayışlı, en sevecen ve sizi başkasının hiç bir zaman bu kadar sevemeyeceğine ve düşünemeyeceğine inandıracak muhteşemlikte bir varlıktır karşınızdaki. ama bu geçici bir şoktur ve etkisi bir süre sonra sizin adınıza geçecektir. fakat ya tanıştırdığınız kişiler ?
böyle bir şey yaşanmış ve ailenizin kulağına gitmemiş olması mümkün müdür ? tabii ki hayır. bir gün telefonunuz çalar ve karşınızda anneniz . hal hatırdan sonra emrivaki gelir; bu hafta sonu mutlaka eve bekliyorum, en sevdiğin yemekleri yapacağım. ha bak sakın kız arkadaşını getirmeyi ihmal etme, ikinizi de "bekliyoruz".
evet operasyon başarılı bir şekilde yürümekte ve kale içten feth edilmeye başlanmıştır.
işte kırılma noktası; gitmeyeceksiniz annenizi hayal kırıklığına uğratacaksınız yada gideceksiniz hayatınız iyice boka saracaktır.
ayrı ya da aynı cinsten iki insanın toplum ve yasalar önünde.. neyse, epeydir yapmadığımdan tören sırasında edilen lafların bazılarını unuttuğum-laf edilmiyordu bizde tamam. gelinin anası amma da şişko, damadın eltisi bağamlı galiba türü mırmırları saymazsak.
türg gadını otuzunda çöküyo abi yaau, atalarsözünü gözardı etmeden aralık onbeşe kadar halledilecek işler listesine eklemeli bu işi. aşk-meşk, mantı evliliği, ayaağna bas-kafasını pörtlet şeyleri detay bence.
insanların 5-10 yıl sonra yalnız kalacağıma biri olsun da kim olursa olsun mantığıya yaptıkları garip şey.*
ne demiş bukowski : insanlar diğerleri evleniyor diye evlenirler, bunun çok başarılı bişey olduğunu sanırlar ama değil, insanlar diğerleri çocuk sahibi oluyor diye çocuk doğurararak başarılı sanıyorlar kendilerini ama değil.ben herkes yapıyor diye birşeyleri yapmam. aman tanrım, aile hayatına katlanamıyorum..
insanLarın doğayı hiçe sayarak, doğaya kafa tutarak, doğayı yenme arzusu iLe yaptıkLarı ve/ya yapmak istedikLeri karşıLıkLarı anLaşma..
doğa tek eşLiLiğe karşıdır.. doğada tek eşLiLik diye bir şey yoktur.. bunu biLmeyen insanLar evLenir.. evLiLik sonrası ya boşanma meydana geLir ya da mutsuz bir evLiLik hayatı sürdürüLür tarafLar arasında.. "boşanma" oLAyı gerçekLeşirse oLAy toptan biter ve yapıLan bir yanLıştan tamamen dönüLür.. mutsuz bir evLiLik hayatı sürdürmeyi kabuL edenLer ise "aLdatma"'nın büyüLü yüzü iLe karşı karşıya kaLır..
erkekLerin sokakta kadınLara bakmadığı, kadınLarında aynaLardan uzak durduğu vakit "evLiLik" doğada kendine bir yer edinebiLir..
kesinlikle aski öldürmeyen ,ama kesinlikle sansiniza bagli, sansi yaver gitmis biri icin, mis gibi bir seydir evlilik. karsinizdakine oynamadiginiz surece mutlu eder , mutlu olur , mutlu ask cocuklarina sahip olursunuz.
kahrinizi surekli ceken,her zaman (en kotu anlarinizda bile ) yuzunuzu guldurebilecek bir sevdicege sahipseniz eger , dunyanin en mutlu insani yapar evlilik.
eger evlilihiniz 15 seneyi gecmisse eger , o evlilikte esler birbirinin aynaya yansimasi gibi olur. dusunceler bile okunur rahatlikla *
"nikah töreniniz, kendi çiçeklerinizi koklayabileceğiniz cenaze merasiminizdir" demiş bill cosby. mevzu ağır, söz ağır hiç bulaşmak niyetinde değilim. teo ile vanessa dahi çoluk çocuğa karışmış ne ürpertici.
bir aşkı paylaşmak için geç kalmıştık. bir paylaşıma aşık olmak içinse erken daha. evlilik süsü verilmiş ayrılıklara merhaba demeye hazır ol ey krizantem..
*hayvan gibi alıntı içerir. hangi şiirlerden hatırlamıyorum ama..
insanların içini pislikle doldurduğu güzel kavramlardan biridir.
nasıl olurda insana sevdiğiyle bir ömür geçirebilme şansını sunmuş olan bu kavram ; ailevi zorunluluklar , aileden kaçış , topluma kendini kanıtlama , sosyal statü gibi amaçlar doğrultusunda hayata geçirilip ,sonrasında artık cepte düşüncesinin verdiği fütursuzlukla kirletilmektedir? anlayabilmek mümkün değildir.
birde bunun mantık evliliği kısmı vardırki akıllara ziyandır. mantık evliliği denen olgu maddiyata resmileştirilmiş satış anlamına gelmektedir. yani şahıslar kendilerine maddi değer biçmiştir.
evlilik insanoğlunun elinde oyuncağa dönmüş kavramlardan biridir.
sevdiğiniz, aşık olduğunuz insanla sınırsız birliktelik için atılan bir adım. yaşamın içinde aşk ve sevgiyi tadarak hayalini kurduklarınızın gerçeğe dönüşmesini bizzat yaşamak ve gerçekliğini saptamak.