evlilik ve sevgi üzerine

entry1 galeri0
    1.
  1. Eğer kendimize karşı dürüst olursak — ki öyle olmalıyız — itiraf etmemiz gerekir ki, çocuklarımı her zaman seveceğimi garanti edemem. Bu boş bir söz olur çünkü buna ulaşamam. Sevgi bir duygu olduğu için garanti edilemez.

    Duyguların doğası, öngörülemez olmalarıdır. Ve bunun nedeni, duygu bir tepki olmasıdır — sana karşı olan tepkim. Eğer sen her zaman aynı şekilde davranıyor olsaydın, benim tepkim de her zaman aynı olurdu; çünkü bu, sana uygun tepkidir. Ama sen her zaman aynı değilsin. Peki benim sana karşı hislerim nasıl her zaman aynı olabilir?

    Eğer sen zor durumdayken sana karşı hiç merhamet hissetmiyorsam çünkü meşgulüm ve seni seviyorum diyorsam; ya da yanlış bir şey yaptığında hiç kızmıyorsam çünkü seni sevmekle meşgulüm diyorsam, ben duygusal olarak mevcut değilim demektir. Sadece sevgiye takıntım var ve verebileceğim tek şey o. Bu, artık sana tepki vermediğim anlamına gelir. Bu, ilişkimizi duraklatır ve duygularım kapalı, erişilemez ve tepkisiz hâle gelir.

    Duygular, doğaları gereği öngörülemez olmalıdır. Bu yüzden her zaman ve sadece seveceğim sözünü vermek mümkün değildir. Ama sadık olmayı, adanmış olmayı, yanında olmayı vaat edebilirsin. Seni sevmesem bile, hatta zaman zaman sevimli olmasan bile yanında olacağımı söyleyebilirsin. Ve işte bu, daha önemli, daha istikrarlı ve öngörülebilir olan şeydir. işte bu, bir ilişkiyi ayakta tutar.

    Ne kadar sık sevebilirsem o kadar iyi. Ne kadar sık sana merhamet hissedebilirsem o kadar iyi. Ne kadar sık sana kızarsam, o pek iyi değil. Ama kızgınlık gerçektir. Yaptıklarına bir tepkidir. Ve çocuklar bunu herkesten daha iyi hisseder. Onlar yanlış bir şey yaptığında kızmazsan, bu onları korkutur. Sadakatinin nerede olduğunu merak ederler.

    Bir çocuk nazik olmaya çalışır ve sen dinlemezsen, kendini duyulmamış hisseder. Bir çocuk kötü davranır ve sen tepki vermezsen, yine kendini duyulmamış hisseder.

    Tek bir malzemeden oluşan bir menü ile yaşayamayız. Sevgi yeterli değildir. Daha büyük, daha güçlü ve daha etkili güçler vardır. Sevgi her şeyi tatlandırır ama bunun arkasında istikrarlı bir ilişki olmalıdır.

    Bu yüzden sadece sevgiye odaklanmayalım. Sorumluluğa, bağlılığa odaklanalım.

    Bir baba ailesini terk ettiğinde, çocuklarını bıraktığında ne deriz? “Ah, çocuklarını sevmiyor mu?” Elbette aşık değildir. Peki bu nedenle ayrılması haklı mıdır? Hayır. Çünkü sevgiyi yerine getirmekle yükümlü mü? Hayır. O, çocuklarını desteklemek, korumak ve yetiştirmekle yükümlüdür. Sevgi ile, güzel bir şekilde. Sevgi olmasa da, bağlıdır. Hâlâ sorumludur. Hâlâ babadır, âşık değil.

    Bu yüzden çocuklarımıza sağlıklı bir menü, her durumda uygun duyguları verelim. Neden mi? Çünkü genel bağlılıktan dolayı. Ben her zaman senin baban olacağım. Ben her zaman senin annen olacağım. Bu değişmemeli. Değişmez. Bu koşulsuz olabilir. Duygular duruma göre değişir. Hangi duygu gerekiyorsa, o sağlıklıdır ve iyidir.

    Burada aktardığım, 46 yıl boyunca farklı geçmişlerden, yaşlardan ve kültürlerden kadınlarla yaptığım öğretim deneyiminin sonucudur. Konuşmalar neredeyse her zaman aile, evlilik ve yakınlık konularına dönüyor.

    Bugün dünyada yakınlık konusunda bir kriz olduğunu düşünüyorum çünkü yakınlık, cinsellikle değiştirildi ve cinsellik de haz peşinde koşmakla yer değiştirdi; haz peşinde koşmak ise temelde narsisizme dönüştü.

    Yakınlık, iki insan arasında öyle derin ve gerçek bir bağlantıdır ki, hiçbiri dünyada yalnız hissetmez. iyi evliliklerde bile, insanlar zaman zaman dünyada tamamen yalnız hissettiklerini itiraf eder; çünkü evlilik işlevsel olsa da yakınlık eksiktir.

    Kitabımızı “Yakınlığın Sevinci” veya “Yakınlık Sanatı” olarak adlandırabiliriz. Ama bir şey kesin: Yakınlıksız yapamayız. Cinsellik olmadan yapabiliriz; ama yakınlık olmadan yapamayız.

    Fark şudur: Cinsellik, istediğiniz bir şeydir; zorunlu değildir. Yakınlık ise, ihtiyaç duyduğunuz bir şeydir; gerçek bir ihtiyaçtır. Ve gerçek bir ihtiyaç olduğu için, tatmin edilebilir. Cinsellik sadece bir hazdır ve tatmin edilemez; çünkü gerçek bir ihtiyaç değildir. Bu yüzden eylem aynı olsa da, tavır ve deneyim farklıdır. Cinsellik sizi yalnız hissettirir; yakınlık ise bir bütün olmanızı sağlar.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük