'Kuş'lar gibi özgür olmak varken, 'uç' noktalarda sorumluluk ve 'tuğ' general misali kadın emirlerini 'unda' mayasız karıştırıp beyninle fırına attığın zamandır.
Olmayan yaştır. Mesela hayvanları ele alalım. Çiftleşme mevsimi gelince canının istediğini seçer. Bir sonraki mevsimde yine aynısını bulucam diye uğraşmaz aga. Evlilik benim gözümde sadece devlete biz sikişiyoruz demektir belgeli olarak. Elalem çağrılır bir de bu düğünlere, işte asıl o hayvanlığın daniskası. Mahallenin tüm esnafı eş dost tanıdık akrabaya biz artık resmi sikişcez demektir. Evlilik tam da bu. Evlenmeyin olm malmısınız afedersin.
hayatta en büyük başarı mutlu olmaktır' a inanan bir adam olarak başka hiçbir şeyi başarı kriteri olarak kabul etmediğimden, buradaki yorumların çoğuna muhtelif organlarımla gülüyorum.
kim evlenir kim evlenmez herkesin kendi bileceği iş ama ben sadece şunu biliyorum ki; evli ya da bekar , mutlu olan kadın çok az. çünkü ne istediklerini biliyorlar ve bunun yeterli olduğuna inanıyorlar. oysa ne istediğin değil istediğin şeyin sana uyup uymadığı önemlidir.
sen birinin hayatını kurtarmak için beynine matkapla delik açacak özgüvene sahip değilsen beyin cerrahı olmayı istemenin bir manası yok. sen icraya gittiğin ilk evde oturup ağlayacaksan sırf cübbe sana yakışıyor ve baban seni erkek gibi yetiştirdi diye avukat olmanın manası yok. sen iki aylık flörtünün bile altından kalkamıyorken, hala ilişkide en önemli şey güven sevgi saygı zırvalıklarına inanıyorken evlenmenin manası yok. dokunduğunda ürpermediğin, konuşurken sıkıldığın adamla sırf üç yıl çıktın ve herkes sizi birbirine yakıştırıyor diye evleniyorsan, evlendiğinde ayda bir kez rol icabı sevişmek de, birinizin eve geç gelmek için bahane üretmesi de, diğeriniz de bilmem hangi londra üniversitesinde master yaparsa yapsın muhteşem yüzyıl izleyerek gecelerinizi doldurmanız da gayet normal ve müstehak.
evlen ya da evlenme, kadın ruhuna sahip değilsen, sana heyecan duyan birine kızacağın yerde ruhunun okşanmasına izin veremiyorsan, ten uyumunun, biriyle konuşacak şeylerinin olmasının, konuşmadan bile anlaşabilmenin büyüsünün ne anlama geldiğinden habersizsen, tanıdığın her adama herkesmiş gibi davranıp ay ben kimseye güvenmiyorum eikiki demeyi vazife sayıp herkesten kendisini kanıtlamasını bekliyorsan, cinselliği erkeğe verilen bir mücadele sonu armağanı olarak görüyorsan, güçlü olmayı mutlu olmaktan daha önemli sayıyorsan, yenilgilerinle, geçmişinle, zaaflarınla, hissettiklerinle barışık değilsen, yani kadınlıkla alakan yoksa , makineleşmişsen, maskeler öğretilmişlikler ruhunu ele geçirmişse ister harem kur kendine ister örümcek ağıyla kaplat hem kalbini hem rahmini sana kimsenin bir şey anlatması mümkün olmaz.
başka sözlüklerde de yayınlanmış bir yazımdan alıntılamadır.
Kime göre neye göre kısmını geçtikten sonra bir erkek için bence minimum 25-26dır. Öncesi daha erkeni bence sakıncalıdır. Üst yaş içinse yaş ilerledikçe zorlaşıyor insan daha seçici oluyor ona göre.