bu insanların bahanesi, ölmemesi sizin elinizde. iki insan birbirini anlıyor, beraber eğleniyor ve kendilerini başkasıyla düşünemiyorlarsa aşk neden bitsin? aksine daha da bağlanırlar. evliliğe bok atmayın bir kere de.
bir süre sonra tiksinti uyandırır.tarifi imkansız duygular,aşk beslediğiniz o insanın yanında yaşadığınız da anlarsınız ki amaan neyse işte şişirilmiş bir balon olduğunu anlarsınız.
Aslında ölmemesi gerekir.Sevdiğiniz insanla aynı evi, aynı yatağı, aynı sofrayı, kısacası aynı hayatı paylaşmak, aşkı daha çok körüklemesi gerek.Ama gel gelelim halkımızın % kaçı aşktan, maneviyattan anlıyor? Anlayan ne kadar anlıyor?
geçim sıkıntısı olursa evet.
yakınan tanıdığım bi insanın anlattığına göre aşk, sevgi en fazla 2 sene sürüyor. sonra evlilikte özellikle geçim sıkıntısı, anlaşmazlıklar başladığı andan itibaren bir zamanlar taparcasına sevdiğin insanın yatarken nefesinden tiksinir hale geliyorsun demişti. bu gibi durumlar coğu insanın başına geliyor aşk dediğimiz şeyi çok yüceltmenin manası yok aslında.
Artık bir klişe halini aldıysa da evlenecek herkesi alttan alta ürküten bir soru.
Evlilik denen kurum seksi ağır yaraladığı için elbette evrensel kümesi olan aşka da zarar veriyor ancak evlilik halihazırda aşktan çok sevgi, şefkat, şeffaflık (bakın sadakat demiyorum) ve saygı gibi temellere yaslanan, uzun soluklu bir proje olduğundan çok da sorun olacak bir şey değil bu.
Velhasıl aşk ölürse kaldırırsınız cenazenizi, eşinizle birlikte güzel bir pikniğe gider günü iyi bir film izlerken birbirinize sokulmuş halde faturalardan bahsederek bititirsiniz. Bu da başka güzelliktir.