evlenmeden önce, ''evlenince beraber maça gideriz di mi?'' şeklinde sorular soran, sanki kesseniz kanı tuttuğunuz takımın renginde akacak. o çıtı pıtı minyon kız, evlendikten sonra kocası maç seyretmek istediğinde, ''yaprak dökümünü izlemezsek o kalan tek tük saçını da ben dökerim. seç şimdi yaprak dökümü mü, saç dökümü mü?'' şeklinde sizi tehdit eden tuhaf tombul yaratığa dönüşür.
evlenmeden önce, ''senin şu felsefi sözlerin yokmu, beni benden alıyor.'' yorumunu yaparak onun egosunu tavana vurdururken, evlendikten sonra kocası bir şey diyecek olursa, ''boş boş konuşma murtaza'' diyerek onu yerden yere vuran küçük bir canavarcık olur.
evlenmeden önce müstakbel kocasının kültürüne hayran olan o narin kız, kocası kırk yılda bir eve kitap-gazete aldığında, ''çoluk çocugun rızkını kağıt parçalarına veriyorsun'' diye söylenmeye başlar.
