- cihazınız çalışmıyorsa açma-kapama düğmesini kontrol edin.
- cihazınızı prize takılı unutmayın.
- beklenmedik bir durum ile karşılaştığınızda doktorunuza başvurun.
- uzun süre kullanmayacaksanız cihazınızı prizden mutaka çekin.
erkeklere:
1) çapkınlık devrini kapatmadıysanız evlenmeyin, mutlaka yakalanırsınız.
2) sevmediğiniz biriyle evlenmeyin, zamanla sevemezsiniz.
3) "ben bilmem beyim bilir" ile evlenmeyin, herşey üstünüze kalır.
4) yemek yapmayı bilmeyen biriyle evlenen, öğrenirken her çeşit yemeği tatma ise damak tadınıza göre yönlendirme şansınız yüksek olur.
5) Karınızı seviyorsanız football manager'ı çöpe atın.
hatunlara:
1) dırdır yapmayın, kocayı kaçırırsınız. (ya da en kötü sizi dinlemez)
2) yemekleri onun sevdiği gibi yapın.
3) maç günlerinde çok keyifli olun ve o maç izlerken kendinize iyi bir uğraş bulun.
4) o kıza neden baktın demeyin, erkekler bakar, görür, yoluna devam eder. sonrası yoktur, düşünmez bile. (kesmek değilse).
5) kocanızı seviyorsanız football manager'ı çöpten çıkarın.
gözünüzün tekini kör, kulağınızın tekini sağır ederek gerçekleştirilmesi gereken eylemdir. zira evlendikten belirli süre sonra bu sayılanlar otomatik gerçekleşmeye başlar. beyin lobu az çalışır ve sonuç;
belki 30 belki 40 sene aynı kişi ile uyanıp uyanacaksın aga nedir bu?!
eğer bu sorunun ya da cümlenin sonunda tüyleriniz ürperiyorsa* bi 30-31 yaşını bekleyin derim. yoksa evlendikten sonra gözünüz dışarda olur tespitlerime göre.
Bir bayana verebileceğim tavsiye; Öncelikle eşin olacak adamla bir tatile çık bakalım orda ne boklar yapıyor. Odanın ortasına çorabını atıyor mu incele lan düşünsene evlendin adam eve geliyor çorabını salonun ortasına çıkartıyor. kim kaldıracak tabi ki de sen ıyk.
bir bayana verebileceğim tavsiye; Çok konuşan bir kadınla evlenmeyin lan sevgili iken iyidir hoştur belki ama bunlar evlenince dırdırcının teki oluyorlar.
Evlenmek isterdim,
süper bir düğünüm olsun,
bembeyaz, sırtı açık bir gelinliğim olsun,
annem sevincinden ağlasın diye..
Kıvırcık saçlı bir kız çocuğum olsun
ve bana anneler gününde
çarpık çurpuk yazısıyla
okulda yaptıkları kartı getirsin diye...
Geceleri gök gürleyip fırtına çıktığında
korkarak yastığıma sarılmayayım diye...
sevdiğim erkek bana! :
canım karıcığım desin diye...
Artık yemek yapmayı öğreneyim,
devamlı
yumurta ve makarna pişirmeyeyim diye...
Ama
EVLENMIYORUM:
Sevdiğim erkeğin
kirli çamaşırları,
Lavobodaki sakal artıkları,
Kaprisleri, küfürleri,
! ;vurdumduymazlıklari ve
yalanları arasında
onu neden sevdiğimi unutmayayım
diye...
bir diğer can dündar yazısında ise şöyle demiştir efendim ki bu söyledikleriyle evliliklerin nasıl uzun sürdüğü konusunda az çok bilgi sahibi etmiştir insanları :
Evlilik, inanmadigim halde içerisinde 17 seneyi bitirdigim bir kurum
benim için. 17 senede (abartmiyorum) 40 çift arkadasimin son verdigi
kurum ayni zamanda da...
Evliligimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belkide kuruma inanmamaktan geçiyor.
Evliligi toplumun dayattigi sekilde yasamamaktan. Nedir bu dayatmalar?
Erkegin muhakkak kadindan yasça büyük olmasi, egitim seviyesinin
erkegin lehine yada en azindan esit olmasi bunlarin sadece ikisi...
Olmaz, yürümez diyor toplum... Erkek yasça büyük olmali ki, kadina "hot"
dediginde oturmali kadin. Yada yumusatiyorlar; efendim kadin erkekten
önce çöktügü için (hani dogum felan) küçük olmaliymis yasi. Egitimde de böyle.
Kadinin çok okumusu bilmis olurmus, evde kalmakmis layiki....
ESiM BENDEN 2 YAS BÜYÜK; ne "hot" dememe gerek kaldi 17 senede, ne de
benden önce çöktü. Yillar içinde ben yaslandikça o gençlesti, "oo Can
bey kapmisiniz çitiri" esprilerine muhattap dahi oldum.
ESiM 3 ÜNiVERSiTE BiTiRDi; ben bi taneyi 9 senede bitirdim. Ne o bana
bilmislik tasladi, ne ben ona ezik baktim...
Kulaga gelen müzik tekse de, onu olusturan notalar farklidir der Halil
Cibran...
Bunu unutmadik biz. Ben konusurken o dinledi, Ben dinlerken o konustu
17 sene.
O öfkeliyken ben, ben öfkeliyken o "haklisin bitanem..." dedik, öfke
bitip firtina duruldugunda "ama bi de böyle düsün" de dedik fikrimizi savunurken.
Farkli insanlar olarak görmedik birbirimizi, ayni amaç için savasan
neferlerdik bu hayatta. Ala bilmedik ne kadar para kazandigimizi,
ortak cüzdanimizdan gerektigi kadar aldik..
Ne kadar çalarsa çalsin masanin üstünde telefon, kim bu saatte arayan
karsi cins diye sorgulamadik da ama... Sevginin en büyük dostuydu
bizim için "güven"... Ve güvenin ardina saklanmis bir "saygi" vardi
daima... Ne kavgalar, ne badireler atlattik 17 senede...
Eee ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yasayacaktik...
Öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamin disinda yattim bi
gece, misafir odasinda... Gece yarisi kapi açildi, esim "ne yapiyosun burda?"
diye sordu kapinin esiginden, "uyuyorum" dedim buz gibi bi sesle...
Gitti, gelmesi 1 dakikasini almisti elinde yastikla... "kay yana" dedi
daracik yatakta. "ne yapiyosun?" dedigimde "benim yerim senin yanin,
sen gelmezsen ben gelirim" dedi... Anladim ki o gece, en uzun kavgamiz
yat saatine kadar sürecek...
Ve bence dogrusu da bu... Özen gösterdik o günden sonra, evin her
yerinde kavga ettik, yatak odamiz haric..
Kirsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadik birbirimize...
Toplum kurallariyla oynasaydik bu oyunu belki de 41 inci çift olacaktik o listede...
Ama oyunun kurallarini biz koyduk... Nede olsa bizim oyunumuzdu, oynanan...
Evlilik; hesapsiz içine dalinmasi gereken bir oyun bence...
Topluma kulaklarini tikayarak hemde... Ne benim, ne de bizim
sözlerimizle...
Sadece gönlünüzden geçtigince...
Dedigi gibi Ataol Behramoglu' nun; "...Yasadiklarimdan ögrendigim bir
sey var: Yasadin mi büyük yasayacaksin, irmaklara, göge, bütün evrene
karisircasina. Çünkü ömür dedigimiz sey, hayata sunulmus bir armagandir.
Ve hayat, sunulmus bir armagandir insana..."
CAN DÜNDAR.
iyice düşün, gerçekten isteyip istemediğini düşün yok herkes evlendi ben kaldım diyerek olmamalı, evlenceğin kişide sana göre mi? zaten en önemliside bu... ama rekabet olmasın bir başkasıyla.
evleceğiniz kişi çok konuşkan ve ufacık konularda başınızı ağrıtıyorsa. evlenmeden önce psikolojik destek alıp ilaçlara en kısa sürede başlayın anca etkisini gösterir. boş beyninizle daha rahat yaşarsınız ne derse desin algılama özelliğiniz düşük olduğundan sizi rahatsız etmeyecektir.