günümüzde yaygın olan ekonomik problem erkeklerin maalesef evlenememesinde büyük etkendir.
artık iş bulmak eskisi kadar kolay değildir. ister eğitim alsın, ister almasın iş bulma mevzusu, gerek ekonomik gücün zayıf oluşundan dolayı evlenemeyen erkeklerin sayısı hiç de az değildir.
bu genç erkeklere ailelerinden de bir destek yoksa iş daha da zorlaşmaktadır. kahveler iş bulamayan genç erkeklerle dolup taşmakta. ortalık yarından umutsuz hala babasının verdiği harçlıkla yaşayan erkeklerle dolu.
iş bulanlar ise asgari ücrete talim etmekte. hayır bir de kızın ailesi tarafından şartlar da bitmiyor. onu isteriz, bunu isteriz, aman ondan mahrum olmasın kızımız falan.
yuva kurmaya çalışana destek yok. hala elalem ne der mevzusu hakim. erkek çulsuz diye aşağılanmakta...
''evlenecek kadar'' buraya bakıldığında ekmek alacak kadar parası yokmuş izlenimi uyandıran cümledir.
halbuki orta yollu tabir edilen bir düğünün masrafları 30.000 lira civarlarındadır,
bu ülkemin koşullarında vay be evlenmiş adam taktire şayandır denmesi gerekmektedir.
(30.000 lira kız ailesinin istekleri makbul olması durumundaki tutardır)
evlenmek günümüzde gerçekten büyük bir masraftır, servet gerekir hatta.
zaten anne-baba-aile desteği olmasa, kimse kolay kolay evlenemez. ki, artık günümüzde, düğün masrafları sadece erkek tarafının üzerine de yıkılamamaktadır. herkes elini taşın altına sokmak zorundadır. sonuçta bu erkek borçlanıyorsa, evlenmek uğruna borca girdiği karısı da borçlanıyor demektir. evliliğin mantığı bu değilse, evlilik kurumu, aile kurumu niye vardır, eğer her şey karşı tarafın işi ben karışmam deniliyorsa?
onun dışında, düğün merasimini bile saymadığımız takdirde, evlenmek çok para ister. düşünün ki; bir evde sıfırdan başlanıyor her şeye. o eve iğneden tutun da, tuvalet fırçasına kadar her şey lazımdır. alınca her şey halloldu zannettiğimiz mobilya ve beyaz eşyalar ise aysbergin görünen kısmıdır sadece. ufak tefek, abur cubur masraflar daha çok tutar. he bir de, olaya daha önce hiç hesapta olmayan masraflar da dahil olabilir.
yorulup, yıpranmanızı, aylarca yaşadığınız stresi, götünüzden kan alınmasını hiç saymıyorum bile dikkat ettiyseniz.
düğün merasimini, gelenek görenekleri de katarsak işin içine, olay daha kompleks ve pahalı bir şeye dönüşür.
bir düğün salonuyla bitmiyor ki iş.
bunun kına gecesi, gelin tarafından ince elenip sık dokunarak beğenilecek ve kaç defa provasına gidilecek gelinliği, duvağı, ayakkabısı, düğün arabasının süsü, ilk dans parçası seçimi, dans provası, damat beyin pek sallamayacağı damatlığı, ziyarete giderken yakın aile fertlerine götürülecek hediyeleri, gelin hanımın bir türlü beğenemediği düğün davetiyeleri, nikah töreni, gelin hanımın nikahta giyeceği, ve gene ince eleyip sık dokuyarak beğenmeye çalışacağı nikah kıyafeti/döpyesi, ayakkabısı, çantası, çiçeği (bunlar önemli; inanın bana kadın kısmısı için çok önemli şeyler) gelin hanımın gene bir türlü beğenemeyeceği nikah şekeri, fotoğraf stüdyosunda abuk pozlar vererek çektirilen ve fiyatını gördüğünüzde oradan arkanıza bakmadan kaçmak isteyeceğiniz düğün fotoğrafları, daha da önemlisi "ele güne karşı" takılacak altın kısmı var. ve daha neler neler... fazla gözünüz korkmasın diye daha fazla yazmayacağım.*
tanım: bankadan kredi çekecek erkektir bu. kurtarmaz diğer türlüsü.
not: gene de, evlenmek güzeldir, eğlencelidir, tatlı telaştır. bir süre böyle sıkıntıdan geberirsiniz, ama öcü değildir. sevdiğiniz, o'dur dediğiniz insanı bulduysanız, yaşayacağınız en güzel günler atacağınız adım olabilir. (ancak doğru kişiyi bulamadığınız takdirde, cehenneme atabileceğiniz adım da olabilir, dikkat etmek lazım)
güzel memleketimde sayısı azımsanamayacak kadar çok olan erkektir.şöyle ki;
900 tl maaş alan bir erkek,
ailesinden miras kalmadıysa *
evleneceği kadın milyoner değilse *
aldığı üç kuruş maaşla * hem ailesine hem de yeni kuracağı ailesine bakıyorsa
evleneceği kişinin gözü yükseklerde ise
bu erkek ne yapsındır efendim?
adam evlenecek, kira verecek, hadi evi var diyelim bakalım kadın çalışacak mı? eğer kadın çalışmayacaksa; bir maaşa o ev nasıl geçinecek?
düğün yapmak isteyecek, sadece nikah yapsa akşam yemek yemek iki kadeh içmek isteyecek ardından balayına gidilecek.
ev döşeyecek, takı alacak, kuaföre para verecek,düğünde para saçacak gelen bahşiş giden bahşiş isteyecek evin küçük kızı sandıklara oturacak enaz bir 50 lik almadan kalkmayacak.hadi hepsini yaptı balayından geldi evine oturdu.sonra başlayacak faturalar.bir sene sonra çocuk diye ailenin tüm yaşlıları akıllar verecek.birinci çocuk gelecek.doğum masrafları, giysileri, odası bilmemnesi.gidecekte gidecek.
esasında bir nikah en kolayı ama, evlendikten sonra devam ettirecek kadar parası olan erkek, zor sanırım bu devirde.
herşeye katlanacak, "o olsun, bu olsun, şunu da isterim, şuyumuz da olsun..." muhebbetlerine girmeycek bir hatun ve buna ses çıkartmayacak gelin ailesi bulamazsa evlenemeyecek olan erkektir (ki çok zor. zira köydeki kızlar bile anasının gözü olmuş, hatta şehirli kızlardan daha hırslılar). ayrıca, kimse "aşk olduktan sonra..." geyiklerine girmesin. para olmadan aşk olmuyor, para olmadan bir b.k olmuyor, paran yoksa hiçbir şeysin!
evlenecek kadar parası olmayan erkek aklını kullanmıyorsa salaktır..
çünkü evlilik öyle sermayeyle olan iş değildir. eşya dediğin taksitle satılıyor.
düğün diyosan zaten eşin dostun taktığı takılardan onu hayli hayli çıkarıyorsun.
balayı diyorsan gitmeyiver , bir hafta kapanın odaya belinize kuvvet.
e çalışan da bir kız bulduysan bi zahmet düğünden sonra borçları el birliğiyle ödersiniz.
bahane üretmeyin erkekler! götüm yemiyor ondan evlenmiyorum diyinde anlayalım bari.