klasik tavsiyelerdir. herkesten duyabilecekleri türden... iyi bir iş, iyi bir birikim.. ama ev şart tabii. en önemlisi de eşinizle olan dayanışmanız. devir değişti açıkçası* . eşinizle kuracağınız yuvanın temelini birlikte atmanız her ikiniz için de iyi olacaktır bence.
ilk 6 ay, ulan ne iyi etmişim, ne güzel şeymiş lan bu, ikinci 6 ay, yahu evlenmesem de olurmuş be, üçüncü altı ay ben böyle evliliğin anasını avradını... * 4. altı aya daha cesaretli olanlar ayrılmış olarak girerler. zoru seçenler ise yola devam kararı alırlar. kanımca devam edenler mutlu olmaya daha yakın kişilerdir...
adam olun! madem attınız kendinizi ateşe adam gibi yanın! yarım yamalak yanıp kaçmayın, hakkını verin... kadınları anlamaya çalışın! bol bol ilgi gösterin yan etkisi yok, faydası çok... benden söylemesi.
kısa süreli bir ayrılık yaşadığınız, evleneceğiniz ya da evlenmeyi düşündüğünüz kız hakkında arkadaşlarınıza atıp tutmayın. kızı küçük düşüreyim derken kendiniz o kişinin gözünde zerre gibi küçülürsünüz.
dürüst olun, sizi olduğunuz gibi sevecek bir kadınla evlenin. karşınızdaki kişinin de en az sizin kadar dürüst olduğuna emin olun. beklentilerinizi çok yüksek tutmayın.
herşeyden önce sakin olun bir nefes alın, savaşa gitmiyorsunuz beyler yuva kuruyorsunuz. Kendinizi şanslı görün aynı çatıyı paylaşacağınız,sevdiğiniz,başınızı omzuna yaslayacağınız insanla evleniyorsunuz.içselleştirdiğin, benimsediğin, gerçekten sevdiğin insanla evlendiğin sürece keşkeler ve belkiler yolunu kesmez zaten. Evlenmeyin diyenlere kulak asmayın şimdi kız peşinde koşup çorap değiştirir gibi manita değiştiriyor olabilirler. Yaş biraz daha ilerlediğinde dikili bir ağaçlarının olmadığı,çocuk sevgisini tadamamış ve aile ortamındaki sıcaklığı hiç bir zaman yaşayamadıkları için hayıflanacaklar ama bunu içlerinde yaşayacaklardır.* Evliliği cinselliğe vurulan bir ket olarak ve özgürlüğün kısıtlanışı olarak görmek malesef ki tek bir pencereden bakan erkeklerin ürünü.
çeşitli yerel dilde söylenen veciz sözler var ama burada yazarsam topa tutabilir çirkin ve sıska feministler;
o yüzden bana en makul gelenini söyleyeyim bir büyüğümden duyduğum;
neden norveç, isveç bölgesinden denemiyor musun, hayata karşı bakışları ve dırdır durumları onların oldukça farklıdır...
haklıymış, tavsiyem; isveç-norveç(ki tercihen isveç olsun, anlatırım) bölgesinden olsun, iyi düşün; olabilir.
ev düzeniyle ilgili şikayetlerde (çorapların, kazak, pantolonun vs dağınık bırakılması) uygulanacak yol:
sessiz ol, yanıt verme, ya da ille yanıt vermen gerekiyorsa -göstermelik olarak bir tekini veya bir çift çorabı al götür kirli sepetine, başka bir isteğin var mı hayatım diye sor; muhtemelen gelecektir devamı;
şekerim çok sıkıştım bi tuvalete gireyim hemen yapıcam de, ama yılışık olma; tuvalete gir, ortalama 27-38 dk arası, ya laptop, ya çizgi dergi(fırt, limon, gırgır okurduk biz); ya da conan okurduk; şimdi gazete de olur; magazinli olsun sürenin uzamasına yardımcı olur.
çıkınca %50 ihtimal var, ya unutulur direktifler ya beklenir; eğer beklenirse ilk arkadaş toplantısında 1'e 1000 katıp anlat yaptıklarını, neredeyse apt'nın dış cephesine mantolama yaptığına kadar ilerlet, gülsünler; daha iyi. hem evde karısına yardımcı, hem sempatik, şeker bir adam olarak görülürsün,
ilk birkaç ay içinde mutlaka en az bir kere yemek yap. bundan ömür boyu men cezası almanın yolu:
domates soslu, kıymalı makarna yapımı. çok basit, makarnanın üstünde yazana bakma; nuh'un ankara en güzeli, ya da barilla; ideal süre kısık ateşin birazcık fazlası, 1.2 kaşık tuz; 1,5 kaşık mutlaka has zeytinyağı(tariş); 3.5 litre suda bir paket. süre mutlaka 13-14 dakika. pişince lavaboya sıcak su dökülür, bazıları bir bardak soğuk su gezdirir, bazıları gezdirmez ama tenceredeki makarna üstünde bir bardak ya zeytinyağı ya da bir buçuk kaşık (kaşıkların hepsi çorba kaşığı) tereyağı at tencereye karıştır makarnayı. bu işlemlerin hepsinde halıya, ocağa, evyeye, tezgaha, damlatmak; hatta yanlışlıkla dökmek ve üzülmek serbest.
sıra can alıcı noktada; ince minik dilimlenmiş domatesleri tereyağı ile büyükçe bir teflona at, pişsin. teflon tava mutlaka kapaksız olacak ki, duvara, ocağa, halıya, domates veya salça yaklaşık 4 dakikalık orta ateş ile her yere sıçrayıp etrafı berbat etsin...
sosun elbette ki tamamının tarifini vermeyeceğim; karım kızar! )))
not: merak eden olursa, parmaklarını köküne kadar yiyeceği leziz bir tarifim var, belki paylaşırım. merakı/hatun tavlamak için ihtiyacı olan irtibat kurabilir, belki yollarım.
anangilin lafıyla evlenme sakın. sevdiğin kişiyle evlen. yok anam şunu istedi, evleneyim de torununu görsün ile hayat geçmez. kendine de yazık etme sevmeden evlendiğin hatuna da.