ebeveynlerin üniversiteyi bitirmiş evlatlarına bile halen ilkokul çocuğu gibi muamele yapması. ve artık farklı tepkiler almaya başladığını görünce şaşırıp sinirlenmeleri.
kardeşler arasındaki oda tartışmaları ki bu tartışmalar hiç bitmez.
tatildeyken biraz fazla uyuyayım, geç kalkarım diye kurulan hayalin televizyonun sesiyle suya düşmesidir.
ayrıca konserden ya da arkadaşlarla gidilen eğlenceden geç dönülmesi de sayılabilir.
bakayım ne kadar kirlenmiş çamaşırlar suyun renginde anlarız şimdi diye çamaşır makinesinin gider borusunu yerinden çıkarıp küvete salmak, ardından gelen masum şıpırtılar ve tehlikeli anlar..
evin hergün mülteci kampı gibi kalabalık olması, bir kuruşun hesabının yapılması, faturalara sürekli sabit bir insanın gitmesi, sabahın köründe kapıcının aidat istemesi.
sabah erken saate kurulmuş ama kuranın umrunda olmadığı ve aynı uyku düşkünü kişinin on dakikada bir çalmasına rağmen susturmak için herhangi bir hamle yapmadığı telefon alarmının sesi.*