garip erkektir kendisi ve acilen yakılmalıdır görüldüğü yerde. erkeklerin de yüz karasıdır aynı zamanda. erkek dediğin çocuk mu bakarmış lan? kadın dövmek varken mis gibi hem...
tanım kısmını geçtikten sonra;
geçenlerde evde boş beleş vakit geçirip kitap falan kurcalarken telefonum çaldı(çalıyor bazen) ve kayıtlı olmayan bu numaranın aramasını cevapladığım anda hattın diğer ucundaki ses fazlaca tanıdık ama kim olduğu çıkarılamayan seslerdendi. hal-hatır ettik kısaca ve sonra "tanımadın mı hocu?" sorusu yönelince şahsıma anladım ki esma'ydı arayan. rahatsız edip etmediğini sordu, en son evli biliyordu çünkü beni ve sonra da valide sultan'ın o gece için oğluna bakıp bakamayacağını iliştirdi.
esma ile bir hastahanede tanışmıştık tesadüfen. valide sultan klinik kapısında doktor sırası beklerken, biz kapıda sigara içiyorduk öylece tanışıp muhabbet ettik. fazla heyecanlıydı, düğün tarihini sormuştum direk; ufak çaplı şok geçirmişti "o kadar mı belli oluyor" diyerek. kısa süren evliliklerdendi ve boşanma kararı verdiklerinde de hamile olduğunu biliyordu falan, zorlu bir süreçti. sonra kendini psikopat sanan eski eşi ile uğraşması falan gerekmişti. bana sürekli "hocu" derdi nadir gerçekleştirdiğimiz görüşmelerimizde. aslında şöyle alıcı gözle bakınca güzel de bir kadındı ama hiç öyle alıcı gözle bakmadığım için pek de öyle görmemiştim.
bu detaylardan sonra benim, yuvaya döndüğümü söyleyip de şahsımdan bu haberi alan hemen herkes gibi "şaşırmaması" ve "ben biliyordum" demesi de cabası. aslında ben de biliyordum, belki o sebeptendir yadırgamadım, kolay alıştım falan. neyse bizimkilerin evde olmadığını ama dilerse yavuz'a, benim bakabileceğimi söyledim. gece nöbeti olduğu için çok makbule geçeceğini söyledi ve gidip yavuz'u aldım, geldik eve.
isim karakterinden midir bilmiyorum harbi harbi eke bir çocuktu karşımdaki ve pek uzlaşmacı olmadığı uyarısı da eklenmişti bana teslim edilmeden önce. kapıdan girdiğimiz anda o çekingenliği gösterdi kendini büyük oranda. gidip televizyonu ve denk gelen bir çocuk kanalını açtım hemen. poffurdadı, bu çizgi filmleri ezbere bildiğinden falan bahsetti. meyve suyu doldurdum ikimize de(çocuklar için güven ve model hadisesi önemlidir çünkü bilirim az-çok). sonra xbox'ı kestirdi gözüne, çekingenliğini atmıştı üzerinden büyük oranda. pes açtık, aynı takımda olduğumuz ve bilgisayara karşı mücadele ettiğimiz birkaç maç organizasyonunun ardından nihayet kanka olmuştuk. birkaç saati de tüketmiştik öylece. "karnın acıktı mı" dedim "biraz" dedi. "ne seversin peki" diye sordum? pizza ama yasak dedi. dur dedim yasakları yıkalım. aradım hemen bizim hanım kızı "sağlıksal" bir durum mudur diye. "alışmaması" ve "sağlıklı beslenmesi" için olduğu cevabını alınca kapatıp da pizza siparişi verdim. hani "çocuk" için "şöyle masraf" ve "böyle masraf" diyor ya millet. yalan arkadaş bir tane orta boy pizza dilimi ile öğün geçiren bir yaratığın nesi masraf allasen? köpek beslesinler çocuk için "masraflı" diyenler de göreyim götlerini.
sonra evin antresinde çift kale, tek vuruş maç yaptık yavuz'la. arabalar ve buz devri'ni defalarca kere izlediği için benim çocukluk çizgi filmimin eline kalmıştık. ve "aslan kral" izleyecektik. patlamış mısırımızı da alıp koyulduk seyre. sonra uyku vakti gelmişti...
velhasılı süreklilik arzetmediği sürece sanırım eğlenceli olabilen bir aktiviteye sahip erkektir evde çocuk bakan yetişkin erkek. ya da ben yetişkin, erkek ya da evde değilim. bilmiyorum...