Bir yazara özel mesajla gönderdiğim, sonra burada da paylaşmaya karar verdiğim olay. Üstünden geçen yıllar unutmaya yetmedi gitti.
üniversitedeyken bir evde yalnız kalan bir arkadaşım vardı, sınava çalışalım film izleyelim falan diye beni evine çağırdı. yedik içtik gırgır kıyamet neyse o gitti odasına ben de oturma odasında yattım. uyurken bir ses geldi uyandım baktım arkadaş odadan geçiyor sonra lambayı yaktı mutfağa girdi. dedim hava sıcak susamıştır. ama birkaç dakika sonra odasından 'muraat muraaaat' diye bağırdığını duydum. bağıran oysa mutfaktaki kim?
koştum odasına gittim lambayı yaktım yatağında yorganı başına çekmiş ağlıyor. ben zaten kendim korkudan altıma bıraktım bırakacağım bir de ona 'ne oldu' dedim yorganı çektim ağladı epeyce arada salya sümük arasında kesik kesik 'biri vardı odada' dedi.
sonra baya bir zaman teskin ettim rahat ol bir şey yok dedim felak nas oku bol bol ben de burada yatayım dedim ama aklım mutfakta. beraber yatağı onun odasına taşıdık bu arada bana 'odada ses duydum gözümü açtım bir gölge var baktım kapkara bir adam şekli geldi yaklaştı ben başıma yorganı çektim geldi yatağa oturdu beş dakika öyle oturdu gitsin diye bekledim sonra yorganın üstümden çekildiğini hissettim o zaman bağırdım dedi. zaten evde böyle birkaç şey daha olmuş beni de ondan çağırmış aslında yalnız kalmamak için. abi çok korkunçmuş dedim neyse bence bundan sonra evde tek kalma bizin ertan'ların yanına çık dedim 'tamam yarın yapalım artık bıktım' dedi.
sabah kalktım gittim elimi yüzümü yıkadım sonra çay koydum yumurta falan kırdım arkadaş da kalktı mutfağa geldi. dedim nasıl oldun
nasıl nasıl oldum dedi anlamadı.
dedim korkun geçti mi yani iyi misin
abi ne korkusu dedi.
'ulan dün gece o kadar bağırdın ya'...
ne diyon ya sen dedi
bana böyle böyle şeyler anlattın ya dedim
bir süre öylece baktı olum sen kafayı mı yedin dedi. ben gece kalktım mutfağa gittim su içmeye sonra balkonda sigara içtim mesajlaştık odama geldim sen yatağı benim odama getirmişsin yerde yatıyorsun. ben de yattım uyudum...
Çok sorguladım, başta dalga geçtiğimi zannetti ama sonra o da iyice hatırlamaya çalıştı, yok lan hiç öyle şeyler olmadı dedi, sevgilisine attığı mesajları gösterdi birbirleriyle konuştukları çağrıları gösterdi.
O teselli ettiğim şey neydi bilmiyorum hele niyetini hiç bilmiyorum.
Sürekli bir şeyler kaybediyorum ve bulamıyorum. 3 yıldır bu durum böyle. Bunun artık sakarlıkla veya unutkanlıkla alakası oldugunu sanmıyorum. Bana musallat olan bi şey olduğunu düşünüyorum ve napacağımı bilemiyorum. Bu hafta da hesap kartı ve kimliğimi yitirdim 2 gündür arıyorum ama nafile. Canım çok sıkılıyor bu durumdan.
Akrabalarımızın eve doluştuğu bir yaz akşamı odamda bilgisayarın başındaydım. Arkamda kalan iki yataktan bana uzak kapıya yakın olanında da altı yaşındaki kuzenim uyuyordu. Sonra kapının orada bir gölge gördüm dönüp baktım ki dayım. Bana bakıyor. Bana baka baka kuzenime doğru yürüdü, kızın başında durdu.
"dayı?" dedim, sesimi çıkardığım an sanki o ortam bozuldu, dayım yok oluverdi ve kız avazı çıktığı kadar ağlamaya başladı. Dayım dahil olmak üzere Herkes odaya doluştu ben sadece "hasiktir lan..." diyebildim.
Evdeki bi odadaydim. O esnada evde kimse yoktu birisi omzuma dokundu ama böyle parmak ucuyla değil. Bildiğin elini koydu. Bi baktım hiçbişey. Ben sadece rüzgarın kiyafetime baski uuygulamai olarak düşündüm. Ama belki değildir kim bilir...
ilkokul lise zamanı arkadaslar devamlı bizde kalırdı ve her kaldıklarında Cin den bahsederdik hatta telefonla efekt kullanarak Cinlerle ilgili komik videolar cekerdik. Sürekli bir dalga gecme, eglence faslı vs.
Bunları yaparken kac defa ışıkların kapanıp acıldıgı,sesler duyuldugu ve başka zamanlarda evde ailemleyken birtakım seyler olmustur. En ağır olay ise şuydu:
Ramazanda sahurdan sonra yatakta uyumaya calısıyodum saatler gecmisti. Evde tık yok. 1 metre yanımda kardesim yatıyor. Saatler sonra birden kardesimin yatagının önündeki dolabın ordan bir patlama sesi geldi. öyle siddetliydiki kulaklarım sızladı bir an. Korkudan gözlerimi kapattım duaya basladım. 5dk sonra actım gözümü baktımki kimse uyanmamıs. Normalde olsa tüm bina ayaga kalkardı.
Derken kardesim su içmek icin mutfaga gitti bende ebeveynlerimin yatagına gittim.
bir yaz ayında klimayı açıp, yatağıma uzanmış, bilgisayarımı da kucağıma almış, film arıyorken kapımın birden açılıp geri kapanması. işin garip tarafı tüm pencerelerin kapalı olması ve evde kimsenin olmaması.
köpeğim jony ile haftasonu kendimize barbekü yaptıktan sonra içeri dinlenmeye geçtim. Hava birden bozmuştu. Üstüme sinen duman kokusuna aldırmadan uzandım koltuga. Tv açık sessiz sessiz cızırdarken, uykulu gözlerimlede jony içeri girdimi girmedimi napıyo bu it diye bakıyorum.
Rüyalara dalmak üzereydim ki önümdeki vitrinin arkasından bir kafa bana bakmaya başladı. Ama yavaş yavaş çıkarıyor kafasını gövdesi gözükmüyor. Rüyamı değilmi derken gözlerimi faltaşı gibi açtım karşımdaki kocaman çift göz parlıyor, nefesim kesiliyor ses çıkaramıyorum. Ulannn! dedim bi bağırdım jony vitrinin arkasından koştu kucağıma oturdu kuyruğunu sallayarak.
Evde kimse yoktu, Counter strike'da adam piçaklıyor, böbrek alıyor, sünnet ediyordum. Sonra Çok acıktığımı farkettim, kalkıp buzdolabına gittim, kapağı açtım ama dolapta hiçbir şey yoktu. Tam kapağı kapatacakken gözüme küçük bir tencere takıldı. Dolabın alt raflarındaydı. içinde dolma vardır belki diyerek aldım kapağı bir açtım ki ne göreyim! Tencerenin içinde dondurma vardı! Dondurmanın tamamını yedim, dibini ekmekle sıyırdım ve bilgisayarın başına döndüğümde ekranda yazan yazıyla şok oldum:
gecenin bi yarısı mutfaktan patlama sesi gelir. hemen gidilir bakılır, her yer yemyeşil olmuştur. kriminal incelemeden sonra anlaşılır ki soda şişesi kendini imha etmiştir.