bizzat duyduğum olaydır. olay şöyle gelişmektedir efendim.
a üniversitesindeki b adlı hoca yeni ev almıştır. malum yeni ev alınca biraz tuzlu gelmiş olacak ki ev taksidini ödemeye parası yetmemiştir. e bu durumda ne yapılmalı? tabiki öğrencileri yaz okuluna bırakıp "salla başı al maaşı" taktiğiyle daha çok para kazanmalı. bu olayı b adlı hocanın eşi c hanımefendi anneme anlatmıştır. saygılar.
edit: bu hocayla alakam yoktur. kuyruk acısından bunları yazacak kadar zavallı değilim.
şehir efsanelerinin diğer versiyonu olan üniversite efsaneleridir.
(bkz: boş kağıdın en altına küçük harflerle cesaret budur diyerek o dersten geçmek)
(bkz: hasta eşi için bütün öğrencileri bırakan hoca).....
her üniversitede olan hocalardır fakat herkes bilir ki bu işler öyle olmaz o hocaların hiç birisi hakkıyla geçecek notu alan ve adam gibi adam olan öğrencileri bırakmaz. anlamıyorum kardeşim, sen salla okulu gez toz ondan sonra hoca sana kıyak geçmediği zaman yok ev taksiti yok araba taksiti yok bilmem ne...
üniversiteden bir hocamıza sormuştuk bunu. şöyle demişti: "...ulan, öyle bir şey olsa, biriniz geçebilir miydiniz benden?" gerçekten geçemezdik. parayla arası oldukça iyiydi. yani efsanedir. öğrencinin tesellisidir kanımca.
kendisine ait bir evinin olmasını isteyen hocanın, yaz okulu gibi öğrenciler üzerinden para kazanacağı düşüncesi ile öğrencileri haksız yere derslerden bırakmasıdır.