sürekli sevgilisiyle telefonda kavga ediyor. başım şişti.
ev arkadası dışarda görünce bu ne taş hatun dedim. resmen seksilik fışkırıyor kızdan. bir eve geldi makkajını sildi korktum
hasta mısın diye sordum. gece gorsen korkarsın. sürsün gözünü seveyim oburturlu yuzune bakılmıyor.
loreal cunku sen buna değersin sanırım.
kötüsü hayatını siker, iyisi hayata bağlar. her ikisini de gösterdi allah. iyisi şu an yurtdışında olduğundan ayrıyız, sevgilimi bu kadar özlemedim daha ben. *
kendine düşen kirayı ödemediği için ev sahibi tarafından bayram dönüşü eve almamakla tehdit edilen insandır.
yurtta kalırken bile tek kişilik odada kalan ben nasıl oldu da eve 2 kişi çıkmaya karar verdim hala aklım almıyor. seneye tövbe ev arkadaşı falan bana göre işler değil. marketten aldığım çikolatamı kendim yerim.
tamam paylaşımcı insanımdır ama nereye kadar yani, sende koyacan bu dolaba bişeyler.
zaten kirayı ödememesinden dolayı ev sahibiyle para muhabbeti yapmak zorunda kalıyorum. hiç sevmediğim işler bunlar ama iyi çocuktur.
bir yandan salonun ortasında dedikoduyla karışık kıl tüy işleriyle uğraşabileceğiniz tek insan olabiliyorken, diğer yandan sevgilisinin çayını bile doldurmaktan aciz olan, yine sevgilisiyle evin içine edip de hiç temizlemeyen ve anaçlığınız yüzünden size anne muamelesi yapabilen kişidir.
üç yıl boyunca yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez son sene gelir iki günlük tanıdığı insanlar ile aynı eve çıkmak istediğini söyler sende gel yeaaa demeyide ihmal etmez ah düşünceli arkadaşım gitmek istemessin evde tek kalırım dersin o evde tek kalamassın diye anaç ruhunu gösterim sözüm ona güzel geçirdiğimiz üç yılın hatrına susuyorum susuyorum da bakalım nereye kadar.ev arkadaşı maddi yönden cok yararlı olmasına karsın manevi yönden hic yararlı oldugunu düşünmüyorum artık.
bir arada iken kıymetini bilmediğiniz, birlikte en güzel günleri geçirdiğiniz aradan 20 yıl geçse bile sizi öylesine taşıyabilecek başka birilerini bulamayacağınız insandır. özeldir.
şimdilik fena kaynaştık, işten çıkınca evde yemeğin hazır olması çok güzel bişeymiş. şimdilik her şey tıkırında.
umarım burayı editlemek zorunda bırakmazlar.
artık yalnız değilim sözlük.
bazen çok iyi, bazen sinir bozucu şekilde kötü olan, yaptığı iki üç iyi şey yüzünden benim fedakarlıklarımı görmezden gelen, son zamanlarda eve sadece ara sıra şöyle bir uğrayan, kendisine çemkirmek için zaman kollanan, hem çok sevilen hem de kendisine çok kızgın olunan kişi.
candır can yorulduğunda yemeği temizliği üstlenir gerekirse arkanı toplar ama söylenmez söylensede batmaz öyle bir candır işte tatilde özlenir eksikliği hissedilir...
ilk birkaç ay sonra her şeyiniz olur.
gurbet elde hasta olduğunuzda çorba yapanınızdır.
sabah erkenden işi olsa da siz istediniz diye sabaha kadar oturup dertleştiğiniz kişidir.
canınız sıkkın olduğunda sizi neşelendirmek için türlü şaklabanlıklar yapandır.
beraber hiç bıkmadan makara çevirilendir.
okulu bırakmaya karar verip elinize bavulunuzu aldığınızda "siktir lan" diye azarlayandır.
yalnız olduğunuzda size kız ayarlamaya çalışandır.
ana baba ayrı öz kardeşinizdir.
senin en hayal edilemeyecek anlarına vakıf olan özel kişiliktir.
öğrenci durumunda, sadece maddi durum için eve alınmaması gereken özel bir rütbedir.
özleyebileceğin kişiliktir, yeri geldiğinde koyun koyuna yatarken korkmayacağın kişiliktir.
seni evden kaldırmak için baskın yaptıklarında seninle beraber kaldırılacak, dayak yiyecek ve buna rağmen hatırladığında,
" lan geçen gece ne ekşın yaptık beee ! " diyebilecek ortamdaşın ve ayardaşın olacaktır.
büyük ihtimalle çoğu zorluğa yarıla yarıla gülecek,
mezun olduğunda ise;
" bizden mükemmel çift olurmuş lan,
yardır hollandaya ! " diyebilecek bir kankadır ev arkadaşı.
genel duyuru : sağ kolumu hala sevgilime bile vermedim sergen dön kanka dön bırak staj dediğin nedir ?
arkada bırakılmışsa, bırakılan en yakın arkadaşsa özlemi can yakar, sevgili terketmiş kadar acıtır. yeni gelinen yerde konuşacak, içinden geçenleri anlatacak biri de yoktu, yokluğu daha da üzer. aileden biridir o artık, ailenin yanına gelinmiştir ama eksikliği günden güne büyür. hep sizinle olsun, eve geldiğinizde sizi dinlesin istersiniz. birkaç gün önce yanındaysanız ve o güzel günleri yeniden hatırlamışsanız, hayat çekilmez hale gelir.
paramla huzuru satın alırım düşüncesiyle bana sağlayacağı maddi kazançtan ve varlığından feragat ettiğim kişidir.
(bkz: ne şam'ın şekeri ne arabın yüzü)
en küçük bi moral bozukluğunda güldürmek için elinden geleni yapan, dışarı çıkarıp hava aldıran, kötü bi gece geçirdiğinizde enerjinizi alıp uyuyamayan, ''ne oluyor yine'' diye yanınıza gelen, birlikte geçirilen birkaç senenin ardından oturup hayatlarınıza girip çıkanları düşünerek güldüren, ''büyüdük mü ne'' diye düşündüren, güven veren, hiçbir zaman yalnız hissettirmeyen kişidir.
üniversite hayatı gibi neyin ne olduğunu tekbaşına öğrendiğiniz, hayatınızla ilgili önemli kararlar aldığınız dönemde size eşlik ettiğinde; bilinçli, ayakları yere basan, yeri geldiğinde dağıtmayı öğrenmiş, yaşamınızda önem sıranızı nasıl oluşturacağını bildiğiniz, mutluluğun bir hedef değil süreç olduğunu birlikte öğrenmiş harikulade iki birey olmanızı da sağlar.
iyi ki girmiş hayatıma, saçmalıklarıma düşünmeden eşlik eden, kararlarımı vermemde yardımcı olan, en büyük geyiklerimi yaptığım insan. herkesin başına gelesidir böylesi.
2 yıldır çok samimi arkadaştık madem dedik böyle iyiyiz aynı eve çıkalım. kabus böyle başladı. annesinin dediğine göre evde daha önce bir tas çorba pişirmemiş, bardaktan başka bulaşık yıkamamış kız 40 yıllık ev hanımı kesildi başıma. ben ki yıllardır evde salon senin mutfak benim işten işe koşulmuş, 1 sene boyunca kendi evinde tek başına yaşamış bir kızdım lakin yaptığım yemekler sultanımızca yağlı, yıkadığım bulaşıklar pis bulunuyordu.
bu mutfak tartışmalarına, evimize gelen embesil köpeği eklendi. hayvanın tek yaptığı oraya buraya sıçmak, tüy döküp yatmaktı. evdeki kesif bok kokusunu anlatacak cümle bulamıyorum. ağır kanlı gezenti sultan evin bu halini sallamamaktaydı.
nihayet evimizi bok götürüyordu. onun pisliğine karşın tüm işi ben yapacak değilim ya nidalarım birleşmiş evde su değen tek şey ikimiz kalmıştık.
bu arada benim eşylarımı kullanma evresi başladı. cömerttim paylaşımcıydım o da bunun farkındaydı ve özellikle makyaj malzelerini rafa kaldırmış bi fiil benimkileri kullanmaya takmıştı. arkadaşımdı feda olsundu sesimi çıkarmıyordum ben izin vermiştim sonuçta.
günler geçerken eski sevgilimle barışmam gerginlikte yeni bir evreye taşıdı bizi. oldu olası ondan haz etmez tam anlamıyla kıl olurdu. sevgilim de öyle. artık evdeki savaşta üç kişi idik. ben sevgilim ve haşmetlimiz. sevgilim eve her geldiğinde imalı laflar, surat asmalar birbirini takip etti. biz uyurken odaya dalmalar, maç izlerken dizi diye tutturmalar... sevgilim herşeyin farkındaydı ve o da artık işi inada bindirmişti. neredeyse hiç dışarı çıkmıyor tüm zamanı inadına evde geçiriyorduk. maksat varlığıyla rahatsız etmekti. ama bu durum ilişkimizi de yıprattı ve bir nevi ev arkadaşımın sayesinde sevgilimden ayrıldım.
o sıralarda eşyaları kullanma olayı tavan yapmıştı. eşyalarım onun odasından çıkıyor, bazıları 2-3 gün odama uğramıyordu.cömerttim ama enayi değildim. yine böyle bir günde allığımı bulamanın siniriyle odasına girdim. sultanımız mışıl mışıl uyuyordu. aradım taradım allık odada yoktu. son çare çantasını açtım. ordaydı hem de en dibinde. aldım ve sinirle kapıyı çarpıp çıktım. muhteşem bir kavga yaşadık. hakaretler, bağırışlar, en sonun elini kırıp bir tarafına sokmaktan bahsederken kapı çaldı da son buldu.
bundan sonraki günler ise soğuk savaş halinde geçti. eve bulduğu her adamı topluyor, gecenin 3 ün de tanımadığım adamların kahkahaları salonumuzu çınlatıyordu. sonradan farkettiğim inleme sesleri ise tuz biber oldu.
evin kirasını peşin ödediğimiz için çık desem de ben parasını verdim kalırım deyip konuyu kapatmıştı. haklıydı maalesef. her gün ne olsa nasıl olsa da gitse planları yapıyordum. ilahi yardım geldi ve beni buldu. apartman sakinleri bunun uyuz köpeğinden rahatsız olmuş hasta bir anne oğul yüzünden gitmelerine karar vermişti. gidersin gitmezsin falan filan derken bugün akşam üstü 4 sularında anahtarları teslim edip kapıyı çekti ve çıktı. bu satırları tek başıma kalmış olduğum güzel evimde yazıyorum. çok mutluyum.