doğru bir tespittir. boşuna dememişler kiracı isen bütün evler senin diye. evin banyosu akar, çatısında sorun vardır, 5 katlıdır, en üst kattasındır ve asansör olduğu halde yapılmamıştır. öyle süs olsun diye durur. ev sahibi isen hepsi sorun. kiracı isen son kiranı öder çıkar gidersin.
türkiye'de naktiniz yoksa öyledir. bankadan çektiğiniz kredi kadar da faiz ödeyerek ancak ev sahibi olursunuz. zaten amaç insanları ev sahibi yapmak değil, bankacılık sisteminin sürdürülebilirliğidir.
zaten şunun şurasında iş bulduktan sonra 30-40 yıl yaşayacağız. bu sürede ev almaya kalksan 10-15 yıl evin faizli taksitlerini ödersin. bir de üzerine en lazım olacak zamanda o parayı harcayamama sikintisi de eklenince ultra saçma olan olay.
öde kiranı, her ev senindir. beğenmezsen çık git.
bu dediklerim ev ticareti yapanlar için geçerli değildir. eline iki kuruş geçtimi hemen borca girip ev almaya kalkanlaradır.
Ölürken yanında götüremezsin, oysa kiracıysa yanında götürme düşüncen de olmaz.
her yıl emlak vergisi ödersin, öncesinde beyanname verirsin, kiracının böyle derdi yoktur.
bakımı, onarımı, apartman dairesi ise aidatı ve diğer giderleri hiç eksik olmaz.
sürekli o evde oturacaksanız, kendinizi o bölgeye hapsetmiş olursunuz, Kiracıysan, o mahalleden sıkıldın mı gidersin; özgürsün.
Evde oturmayıp kiraya verirseniz, fazladan bir veya bir çok bela alırsınız başınıza. Kira alamazsınız, almak için dilenciye dönersiniz.
Umudu kesip kiracıyı çıkarmaya kalkarsanız, en az bir yıl kira alamaz, bir de avukatınıza ve mahkemeye gider ödersiniz.
Bunca yıldır, hem bürosuna hem de evlerine kira ödeyen bir ağabey tavsiyesini dinleyin: Ev alıp Aptal olmanın alemi yok, başınızı ağrıtmayın.