bi kere yiyip bi daha yiyemediğimdir. tadı damağımda kaldı.bulamıyorum hiç bi yerde.hatta bugün bi markette şunu duydum.
- browni intense var mı?
+ sorma ya aldık hemen bitti alcam yine. kızlar falan acayip alıştılar.bide onlarda hormanlardan gelen bi ihtiyaç var ya acayip istiyolar.
hem ekşide hem de ulusözlükte okudğum, merak ettiğim yiyemedim diye kendimi öldürdüğüm kekti bu akşama kadar. bugün salata hazırlamak için gereken malzemeleri alayım diye gittiğim marketin indirim reyonunun hemen yanına yığılı ( sanırım istanbuldaki tüm stoklar ) olduğunu görünce merakımı gidermek adına 3lü paketinden iki tane aldım. eve geldim daha malzemelerimi dolaba yerleştirmeden açtım bi tane. yedim. dedim dur bi, biraz dolandım ikincisini attım ağzıma. ee aga hani orgazm olucaktım, ne oldu diye kendimi çimdirdim. normal, abartılarak bu kadar reklamı yapılmış dışı çikolatalı kek. vişneli browni daha bile güzel bence. hatta havuçlu cevizli kekin bana verdiği mutluluğun yarısını ancak verdi bana. normal yaşayalım yani, kendimizi kahretmeyelim.
başlarda gıdım gıdım, kibar kibar yenirken, günde birkaç tane yemeye başlandıktan sonra artık iki üç ısırıkta bitebilen, az daha kasılırsa tek lokmada bile yenebileceğini düşündüğüm kek.
ben eti'yi tanıyorsam, kış geldiğinde bunun akışkan çikolatasının yerine kestane kreması koyar, o şeklini de piyasaya sürer. aha da yazdım şuraya, demedi deme. şahsen o hali de pek güzel olur, çok da güzel olur. vicdanen rahatsız olsam da boğazıma mukayyet olamamaktan ötürü kendilerimden isteğim, derhal yapsınlardır.
ayrıca yaz gelmektedir ve haliyle bu eti'nin yaptığı bildiğin ibneliktir.
insanı ağırlıktan kurtarır bu. cepte ne varsa alır götürür. 200 metre yüriyim dedim ayda yılda bir. önüme gelen her bakkalda bi tane aldım. artık gerisini siz düşünün. girdiğim her bakkal ve dükkanda etrafa böyle melun melun bakıyorum, adamlar anlıyorlar zaten hemen. tutuşturuyolar elime. mahallenin intense stoğunu tek başıma tükettim. o derece. tabi bu arada göt göbek sürekli büyüyor efendim durduramıyoruz.