anlatıldığı ve abartıldığı kadar muhteşem olmayan film.eğer ki kaderinizde bir insan varsa nekadar kurtulmak istesenizde o sizin karşınıza mutlaka çıkacaktır mesajını vermesine rağmen filme anlatılanlar gibi bayılmadım.. (bkz: hayal kırıklığı)
''would you erase me?'' sorusu ve ''i'm fine without you'' cümlesiyle, unutmaya ve de unutulmaya farklı ve çarpıcı bir bakış açısıyla yaklaşan seyirlik bir film..*
Filme adını veren "Eternal Sunshine of The Spotless Mind" dizesi, Alexander Pope'un "Eloisa to Abelard" adlı şiirinden gelmektedir:
...
how happy is the blameless vestal's lot!
the world forgetting, by the world forgot.
eternal sunshine of the spotless mind!
each pray'r accepted, and each wish resign'd;
...
Filmdeki en çarpıcı repliklerden biriyse, Nietzsche'den alıntıdır:
"Blessed are the forgetful, for they get the better even of their blunders."
kafa verilerek izlenmezse bir b.k anlanmayacak film. yoksa film bittikten sonra "e noldu şimdi?" diye en yakındaki adama sorup keto olma durumu var. ikincide anladım allahtan. kendimi bir an sakat falan sandıydım.
hakkında yazılanları okuduktan sonra sıçacak söz bulmanın zor olduğu film. nasıldır, iyi midir, hangi derde devadır, haftasonu sıkıntısını giderir mi, aşk acısına ne gibi etkileri olur bilinmez ama gerek senaryo, gerekse yönetmenlik adına dehanın izlerini taşıyan bir filmdir. benzerleri arasından parmakla gösterilesidir.
Beyne reset atabilirsin ama kalbe atamazsın türünden bi mesaj veren jim carrey kate winslet ikilisinin harika filmi.Bu filmde jim carrey ne kadar başarılı bir aktör olduğunu tekrar göstermiştir. birçok kez izlenesi, anlatılmaz yaşanır bir filmdir kanaatimce.
I'm fine without you sloganıyla kalplere taht kurup, akıllara kazınmış, her seferinde ruhu şöyle bir sallayıp duyguları harekete geçiren ciddi bir jim carrey filmi.
--spoiler--
-wait!
-why?
-i don't know! just wait!
--spoiler--
hayatımda izlediğim en iyi film. jim carrey nin şaklabanlıktan başka şeyler yapabildiğini, oyunculuk yapabildiğini görmemi sağlaması açısından çok önemli bir film oldu. bir filmdeki kadın oyuncuya derin duygular beslememi sağlamış bir filmdir ayrıca. (bkz: kate winslet)
izlediğim en kötü filmler sıralamasında rahatlıkla ilk sıraya oturtabileceğim, gereğinden fazla uzun ve sonunu 10. dakikasında anlamış olduğum sıkıcı, iç bayıcı, bu kadar abartılmasının sebebini de anlayamadığım herhangi bir film.
aha aha jim carrey oynuyomuş olum süper komiktir lan bu şeklinde izlenmeye başlandığında daha travmatik etkileri olan süper ötesi film.
(bkz: meet me in montauk)
Michel Gondry'nin yönetmenliğini yaptığı Jim Carrey, Kate Winslet, Kirsten Dunst, Tom Wilkinson, Elijah Wood 'un yeraldığı farklı senaryosuyla mutlaka izlenmesi gereken çok kaliteli bir yapım. Filmdeki sahnelerin çoğu bilgisayar teknolojisinden değil, yönetmenin kamerayı iyi kullanmasıyla oluşmaktadır.
dinlenmiş bi şekilde, sakin kafayla izlenmesi gereken filmdir. lakin şu an benim yaşdığım beyin yetmezliği görülebilir. zihne çok efor sarfettirir. ****
"oh my darling, oh my darling,
oh my darling, clementine
you were lost and gone forever
dreadful sorry, clementine"
clementine ismiyle dalga gecilebilecek tek sarkinin sozlerinin aci bir sekilde olaya uydugu film. ozellikle secildigi asikar.
...
"i could die right now. i'm just.. happy. i've never felt that before. i'm just exactly where i want to be."
buz ustunde yatip yildizlari seyretmek.. onceden yapmadigin ve belki de dusununce cok siradisi gelen bir seyin sevdiginle ne kadar guzel oldugu bu kadar guzel anlatilabilirdi ancak..
hayatını uğruna adayabileceğin kadar çok sevdiğin biri bir gün karşında seni hiç hatırlamayan duruyor. ve gene acıdır ki bunu isteyerek yapmış... oysa ki sen onu çok seviyorsun ve böyle birşeyi yapmayı asla düşünmemişsin... bundan daha acı ne olabilir ki dedirten film. hayatımda tek geçebileceğim filmlerden bir tanesi.