her izlenişinde ,ilişkilere değişik açıdan bakmamı sağlayan filmdir.ama benim için en vurucu noktaları ;ne kadar anlaşamasanda ,kavga etsende seviyorsan seviyorsundur...
asıl çevirisi ignorance is bliss yani cehalet mutluluktur olan söz öbegi.
filmin neden sil baştan olarak çevrildiğine gelince aslında ilk kez mantıklı bir çeviri yapılmış.
eternal sunshine kişiyi kötü hissettiren şeyleri beyinden silmek rahat kafa anlamına gelir. yani kabaca çevrilirse zihni rahatsız eden şeyleri kaldırıp sıfırdan bir anı yaratmaktır.
yani bütün ele alındığında kötü anıların (spotles)* silindiği ve sadece mutluluğun kaldığını anlatır.
buna başka uygun bir çeviri bulunabilir miydi bilmiyorum.
Yalova'da feribot kuyruğunda bir çırpıda bitiveren film. Her izleyişimde Elijah wood'tan biraz daha nefret ediyorum. sonra bi lotr yapıyorum geçiyor. Kısacası hem duygusal olarak hem de zaman anlamında masraflı film.*
spoiler
Clem! Can you hear me?
By morning you'll be gone!
The perfect ending to this piece of shit story! spoiler
Bir Jim Carrey hayranı olarak en sevdiğim filmlerden biri. Kendimi yalnız hissettiğim anlarda, bu filmi açıp izliyorum. Adamın ses tonu bana iyi geliyor sanırım.
(bkz: i need your loving like the sunshine)
hangi filmleri seviyorsun diye sorulan kişinin itörnıl... demesi durumunda bir sigara yakıyorum ve keyifle filmin tamamını söylemesini bekliyorum. çok eğlenceli...
Defalarca izlenecek filmlerden. Sanırım ilk 2006 yılıydı izlediğimde baya baya duygulanmıştım benzeri bir şey yaşamadığım halde.
Şimdi hissettiğim ise: Bir dönem çok fazla gerçekleştirmek istediğim eylemi içeriyor aslında hala farksızım.