leyla ile mecnun dizisinde rastladığım ve leyla karakterinin eksiksiz ve gayet hızlı bi şekilde söyleyebildiği cümle aynı zamanda bir.film.
teşekkürler makina.
senaryo ve hikaye örgüsü anlamında sinema tarihinin en enteresan filmlerinden biri olup 1 oscar kazanmıştır. ünlü film sitesi imdb'de en iyi 250 film arasında 80. sırada yer almaktadır. 404.898 oy alan filmin ortalama puanı 8.4 olmuştur.
herkesin ölüp bayıldığı ama benim izlerken yarıda kapatmak istediğim ve zar zor bitirip giden zamana da acıdığım filmdi. Merak ediyorum hatta benim gibi düşünmüş olan var mı diye çünkü bunu söylediğimde yüzlerdeki şaşkınlık ifadesinden herkes beğeniyor bir ben mi sorunluyum, o kadar mı yüzeysel bakıyorum ki diye düşündürmüştür.
değer verdiğimiz, sevdiğimiz kişileri, onların beğenmediğimiz yönleri ya da onlarla geçirdiğimiz birkaç kötü anı yüzünden hayatımızdan çıkarmamızın doğru olmadığını gösteren film. bir de kafamızın içinin nasıl karmaşık,karanlık olduğunu nefis anlatmışlar. hepsi bir yana o çocukluk anılarına saklanmaları o kadar hoştu ki sırf bu yüzden bile güzel,izlenesi film.
bende yeri çok ayrıdır bu filmin. ayrılık sonrası izlemiştim onun da etkisi oldu sanırım ama hani insanın kendinden bir şeyler bulduğu filmler vardır ya, hah işte tam da öyle bi film.
soundtrack'i de süperliydi.
pek çok kimse için unutulmak istenen anıları anımsatan filmdir. ama ironik olan durum, bu anımsatmaya rağmen filmin seveninin çok olmasıdır. zira film bir bakıma arzulanan bir dileği de gerçek kılar. unutabilmeyi. acıları yürekte canlı tutan tüm tohumları kurutabilmeyi. ve bunu da zahmete girmeden başkalarına yaptırabilmeyi... evet keşke bu mümkün olsa. bizi üzen her anı, birileri tarafından sonsuza dek ödünç alınsa. ama bu maalesef mümkün değil. en azından ağır bir travma haricinde. işin en ilginç yanı da unutulmaya çalışılan şeyin daha da fazla akla kazınmasıdır. yüreğe tutunmasıdır. unutmak mümkün değilse de acıları azaltmak için elbet çareler vardır. güzel anılar eklenmeye çalışılmalıdır hayata. ruh bardağımıza güzel hisleri doldurmalı ve acıların yoğunluğu azaltılmalıdır. işte bu yüzden tam da bugün, geri kalan ömrün ilk günü kabul edilebilir. bu bir inkar değil, sadece geçmişle mücadele etmektir. geçmiş kabullenilir, ama şu an gerçekleşebileceklere önem verilir. ve kim bilir, belki de gelecek çok daha güzel günlere gebedir.
ben ki Le temps du loup filmini bile sonuna kadar izlemişim, bunu kapatacaktım neredeyse. Öyle gereksiz, öyle anlamsız bir film. konu itibariyle kabul edilebilir, fakat bu konu çok daha güzel, çok daha derin işlenebilirdi. Bütün film boyunca 2 insanın geçirdiği pek de garip olmayan anıları izledik durduk.
arkadaş bu filmi 2 kere seyrettim ikisindede bi bok anlamadım,millet öve öve biteremiyor yok böyle gerçekci yok şöyle üzüldüm böyle ağladım cim keri döktürmüş müthiş oyuncu felan,ben izledim yemin ediyorum hiç bi şey anlamadım,2 tane aşık var abidik gubidik bi hikaye ayrılıolar sevişiolar sokusuolar tekrar ayrılıolar.hayır benim aklımda kalan budala dedektif ve salak ile avanakdaki cim keri olduğu için mi böyle oldu bilemiyorum,allah aşkına bu filmin numarası nedir niçin bu kadar tuttu bana biri açıklarsa cok sevineceğim sözlük
bu film bana kalırsa gerçek bir başyapıttır.bu filmle ilgili saçmasapan kötü yorum yapanlar ya kendilerini farklı göstermeye çalışıyorlardır ya da duygusuz saf katkısız odundur.senaryosu kaiteli,oyunculuklar harika,müzikleri etkileyici ve şaşırtıcı bir son daha ne? ben normalde aşk filmleri sevmem ama bu film kesinlikle bir aşk filminden çok daha fazlası ayrıca soğuk bir kış gününde izlenilmesi halinde içinizi sımsıcacık ısıtabilecek bir film,şiddetle öneririm.
"neden bana ilgi gösteren her kadına aşık oluyorum?"
filmi unutup -bu kadar piyasa olmasının da payı var-, "ööh iyi film işte çok da süper değil öyle" derken geçenlerde bir açıp izleyim dediğimde daha başında girdiği müzikle bir anda histerik ağlatmıştır. ciddi ciddi ağladım daha film başlamadan. içsel bir film.
--spoiler--
unutmak mümkün değildir, hatırlamamak mümkün.
--spoiler--
edit: bu sıpoylırı unutma temalı filmlerin altına yazabiliyorum. mesela mementoya da yakıştı. en sevdiğim hobilerimden ikincisi sıpoylır yakıştırmak.
birincisi zaten "an itibariyle açıklandı." demek.
izleyen herkes "hayatımın filmi" diyebilir. film güzel, ama insanlar kendilerini hep bir kalıbın içinde düşünmek istemese, o başka bir kişilik olarak gördükleri 'ben'lerinden bir sıyrılabilseler, ah ki ne ah.