Ayaklarımın yere sağlam basmadığını, gözümün karardığını hissettim.
Tutunacak bir yer aradım, ardından usulca oturup, gereken cesareti bulduğumda sol framede açılmayı bekleyen nickaltima tıkladım....
Ve işte, yakalanmış bir serçenin atan minik kalbi gibi attı yüreğim...
Yine işsizler toplanmış nickaltimda ya.
Söylediğim buydu arkadaşlar.
Arkadaşlar bazılarınızın şahsıma girdiği nickaltlarını görememekteyim ne yazık ki.
Sözlüğümüzün güzide kurucusu tarafından istişare yaptık. Biz zenginler için geliştirmiş olduğu "fakir filtresi" ile maddi geliri umduğumdan az olanları göremiyorum. Kafam rahat.
Ay canım komşucum. Var olsun. Geçen gün sevgilisi ile tartışınca ayfon 7 telefonunu duvara fırlatmıştı. işte komşum olmak. Galp.
Diyarbakırlı geçinip de diyarbakır'dan haberi olmayan bazı yazarlar nickaltıma ne yüzle geliyor anlamıyorum.
Ben ki, gece gündüz memleketimi övüp duran, insanlarını ilk günkü gibi temiz olduklarını ispatlamaya çalışan, hakkımı ödeyemeyeceğiniz türden bir insan iken, sizin gibilerin memleketimizin değerlerini aşağılaması pek çirkincedir...
Karpuz'a laf atılır mı? Çarpılırsın vallahi hee.
tanırım iyi çocuktur.
pkk'lı, kürt ırkçısı falanda değildir.
inançlı ibadet ehli ,saliha bir çocuktur.
varoş gıybetten bahsetti
onu bilmem, ama şunu bilirim
bu kadınlardaki ortak hastalık.
Açıklamamı biricik bacım facetoveran yapmıştır. Fazla söze ne hacet?
Tüm seyahatim mutfak ile odam arasında geçiyor. Arada kek kurabiye yapar, bütün yorgunluğumla, ciddi düşündüğüm yatağıma güç bela atarım kendimi.
Eğitim öğretim dönemi başlayana kadar bunları çekeceksiniz ne yazık ki, işte bunlar hep öğrensizlikten, çocuk peşinde koşmamaktan.
