yuvarlak gobekli bir kavanoz icinde rengarenk sakizlar vardi. bakkal amca para ustu olarak oradan su kadar al derdi alirdik. simdi ayni sakizlar, icine 50 kurus atinca done done egzotik bir havayla iniyor. beyazsa evlilik, kirmiziysa ask cikiyor.
leblebi tozu vesselam. Patlamış mısırda cabası birde futbolcu kartları .Bakıorumda değişmiş la her şey ben ten diye bir tarak kafa var her yerde. az bizim zamanlar.
uzun tel takılmış naylon arabalar, kartondan maskeler, boru; hani şu külah atılan cinsten, plastik ve monte edilmeye hazır küçük arabalar, içi kaymak dışı külah bişey vardı.
sulugöz ki favorilerdendir,
leblebi tozu ki çok tehlikelilerdendir,
plastik top ki biz bu topları patlayan futbol toplarının içine bir şekilde sokup kendimizce şampiyonlar liginde oynanan toplardan yapardık,
futbolcu kartları ki bunlar tüm çocukların tek favorisidir,
içinden taso çıkan cipsler ki bunlar da bakkalın önünde durduğundan içi boş mu dolu mu ayağına parça pinçik edilen yegane yiyeceklerdir,
ve tabi ki en önemlisi tipitip sakızları, varsa hala satıldığını bildiğiniz bir bakkal bir zahmet ulaşıverin bana *
Okulun hemen yanındaki bakkalda leblebi tozu satılırdı. Bizde ailemizin bize verdiği paralarla teneffüslerde koşa koşa oraya gider o leblebi tozlarından alırdık bol bol, 2 derse kalmaz biterdi zaten. Ne günlerdi ama bak şimdi pek bi özledim anlatınca.
insanlık, açık bisküvi, kapaklı ekmek sandığı, üzerinde soğumasın diye beyaz un çuvalı, turbo sakız, bir ucunda fare diğer ucunda hava pompası olan, bastıkça farenin zıpladığı oyuncak. birde bunların trompet çalan tavşan modelleri mevcuttu.