234.
küçük poşetler içinde leblebili siyah toplar vardı. biz veletler keçi boku derdik aramızda.
236.
çay bardağı ile satılan çekirdek.
bisküvi arası lokum.
üçgen poşetlerde satılan renkli kolonyalar.
leblebi tozu.
turbo sakız.
237.
çürüksü kokan bayat çekirdek, leblebi, vesaire.
238.
Güler yüzlü amcalar ve o zamanın parasıyla elli bine alınan yuvarlak renkli sakızlar vardı.
240.
leblebi tozu. boğaza yapışıp adamı nefessiz bırakan ama tadıyla akıllara zarar bi şeydi.
bir de siyah çekirdek .
241.
içinden kağıt oyuncak para * çıkan sakız.
242.
cino vardı. bazen hala bulabiliyorum. lezzetine doyum olmuyor. bi de patlayan şeker vardı
243.
sade gofret. evet çikolatalı falan değil. böyle büyük kutulardaydı. muhtemelen hala vardır gerçi.
245.
Açıkta satılan bisküvi ve lokum.
247.
Meybuz adı altında uzun poşet ile ambalajlanmış donmuş meyve suları vardı. Tanesi yüzbin di zamanın parası ile. Limonlusunu alır, onu yerdik.
250.
çekiliş.
belli bir miktar karşılığında, rastgele bir küçük kutu seçerdik.
içinden ne çıkarsa şansımıza.
türlü türlü eşyalar, yiyecekler, ıvır zıvırlar olurdu.
mavi bir paspas çıkmıştı bana. çocuk hevesiyle eve götürüp, anneme vermiştim.
banyo önüne serdik, sonra ne oldu bilmem.
251.
bifa piknik büskivit.
solo
254.
'gözyaşı' isimli ekşi bir sakız.
255.
para üstü yerine verilen sakızlar.
257.
sigara şeklinde sakızlar vardı.