"evvel yarin sevgilisi ben idim
Şimdi uzaklardan bakan ben oldum"
Diye özetlemişti, bir of çeksem şarkısı hissettiklerimi. Ayrılık sonrası zaten kendimi toparlayamamış, birlikte döşediğimiz eve giremiyor haldeydim, bu yüzdendi her gün iş yerinden geç saatlerde çıkmalarım, her akşam barlarda sabahlamalarım. Evime giremez olmuştum. Evim, evimizdi, anısı olan şeyleri atmaya kalksam, apartmanı yakmam gerekirdi. Bu pis şehirde, onsuz hiçbir yaşanmışlığım yoktu.
Yine iş çıkışı sırf eve gitmemek için gittiğim barda, bara yaslanmış muhabbet eden birkaç arkadaşı görüp yanlarına tünedim. Biraları içip, derin muhabbetler kalbimi acıttığından, havadan sudan konuşmaya başladık. Her mutsuz adam gibi, kocaman kahkahalar patlatıyordum, en ufak espriye bile. Mutlu olmaya çalışan bir acizdim aslında.
Muhabbetin ortasında, arkadaşın gözleri bir yere takılı kaldı, suratı asıldı. Kafamı baktığı yere çevirdim. Eski kız arkadaşım, karşımda duruyordu. içimden bir şey koptu, tık sesini duyduğuma halen yemin edebilirim. Saatlerce bakmak istedim ona, ama selamlaşmak istemiyordum, buna cesaretim yoktu. kafamı çevirdim. Aynıydı, benim aldığım çizmeleri giymişti, güzeldi yine. Arkadaş "kalkalım mı?" dedi, gitmek istiyordum, konuşmak istemiyordum onunla, unutmaya çalıştığım tipi kafamda canlansın istemiyordum, bir yandan da kaçmak zayıflık gibi geliyordu, gururuma yediremiyordum. Bu bar benim barımdı. Ona burayı ben öğretmiştim, gitmesi gereken biri varsa o da oydu. "Yok ya ne kalkacağız" dedim arkadaşıma. Direndim.
Takmıyorum ben seni ifadesini yerleştirmiştim suratıma, muhabbetimize geri döndük, bir şeyler anlatıyorlardı dinlemiyordum, sadece herkes güldüğünde ben de gülüyordum. 10 metre uzağımda yıllardır üstüne titrediğim kız duruyordu, iki yabancı olmuştuk birden, ama ya onca yaşanmışlık, bensiz mi dönecekti şimdi evine, ama hep bir birlikte dönerdik. Kıskançlık. Ateş bastı vücudumu. Dayanamadım baktım tekrar. Mekanın yavşak barmeni ile konuşuyordu. Ben o okuduğum tüm kitapları yakar, hümanizme sokar, gider o herifin ağzını burnunu kırardım, yapardım bunu. Korktum kendimden, salaktı biraz, kolay kandırılırdı, korktum. Arkadaşıma "gidelim" dedim. O da baktı oraya anladı. Ben hızla bardan çıktım, hesabı ödeyerek arkadaşım geldi peşimden.
"Abi yalnız kalma sen" dedi, g"eliyim ben de bugün sana", "hayır" dedim "eve gitmek yok", başka yere gitmeyi koymuştum kafaya, gurur yapmıştım, benim barımdan çıkmaya, hem de onu o yavşak adamla yalnız bırakıp. "Gel" dedim "gidiyoruz". başka bir mekana gittik, amacım belliydi, içeri girdik, aklımda o vardı. Etrafa baktım, ona benzeyen bir kız arıyordu gözlerim, ortam loştu, concon makyajları hep aynıydı, hepsi ona benziyordu, ama hiç biri o değildi. Amaç bu geceyi sağ salim atlatmak, güneşin doğuşunu bir kere daha olsa görebilmekti. Orada kalma kararı aldık.
Uygun bir yer bulduktan sonra, ceketimi vestiyere bırakmaya gittim. Vestiyerdeki kız "5 lira" dedi.
ceketimle birlikte ruhumu da bıraktığımı bilseydi, daha çok isterdi.
gereksizedit: bugün birşeyler yazmaya vaktim olmadı, eski bir entry idi bu sözlükpad'de tozlanmış, onu yayınladım. neden bunu söyledim ben de bilmiyorum, cidden bunadım herhalde.
bir bar taburesi üstünde ise değerlendirilmesi gereken durumdur.
- bebeğim yine sevişiyor musun yine bar tuvaletlerinde, sevişilecek adam bulamıyor musun yine.