olur unutulmaz zaten unutulmasının beklenmesi yanlıştır...gercek sevgi bunu gerektirir, zamanla hatta yerine birini koymayla sonuçlanacaktır bi yerden başlama, tutunabilme duygusuylaa ama giden hele de iz bıraktıysa giderken, bir ömür iyi, güzel yanlarıyla hatırlanacaktır...
aradan 2-3 sene geçmesine rağmen insanı o ilk anki bunalımdan çıkaramayan, bunalım halindeki sözlük yazarının rakı-balık olayının ardından taksim istiklal caddesinde eski sevgilisini unutamadığını düşünerek eve gelip sözlükte entry yazmasına neden olan durumdur.insanın mutlu anlarında çok sevinçli olmasına, üzüntülü anlarında çok duygusal olmasına neden olur ki buda psikolojik bir hastalığı göstermektedir. (bkz: manik depresif)
- ben yokum artık ve unut beni, başka çaren yok çünkü...
+ unutamadım seni!... kendimi düzeltmeye başlamıştım senle, daha insalcıl olmaya başlamıştım... ama şimdi sen yoksun... ben de düzeltmeye başladıklarımı kaybetmemek için, yüklediğim anlamları yitirmemek için, kendimi tekrar kaybetmemek için unutmuyorum seni... hoş bunların bir anlamı yok sen de ama olsun ben yine de bilmeni istedim, söylemek istedim... sevgiyle kal.. görüşmek üzere.. kalabalıklar içindeki yalnızlık...
- ...
Eğer ki terkettiysen hiç sebepsiz yere ve düştüyse aklına eski günler bir kış güneşinde ve yaktıysa içini işte bunu unutamazsın çok çok uzun bir süre.Bu çok büyük bir cezadır terkedene.Terkedilen daha çabuk unutur genelde çünkü; 'öç biter biter şarkı yaz olur' her gönülde..
bkz.bu kadar kafiyeye ne gerek vardır.
yaşayanlar için çok acıdır. asıl sebebi ise, daha iyisine rastlamamaktır. bir gün rastlarsınız. işte o gün, gözünüzde büyüttüğünüz eski sevgilinin, ciğeri beş para etmez birisi olduğunu anlarsınız.
başta zor tabi. o kadar şey sığdırmışsın sen o kadar kısıtlı zamana. ama sonra alıştığından mıdır nedir artık daha az düşünür olursun. sonra tekrar sarar yokluğu, özlersin falan. sonra tam 'offfff! vazgeçtim ulan bu adamın yerini kimse dolduramıycak nasılsa. unutamıyorum ne kadar zorlasam da. bırakıyorum. bi daha aşık olmıycam!' derken kendi kendine birden
'ahan da geldi. valla geldi. billa geldi. hoşgeldin! ben de seni bekliyordum. gel şöyle yüreğimin en güzel yerine doğru.' demek suretiyle etkinliğini yitiren durum.
"unutmadım, unutamam
kara sevdam merak etme
yaşamaksa yaşadım,
lakin canımın çoğu kaldı sende.."
şarkısını bağıra çağıra söyleme isteğini engelleyememenize neden olabilecek durum. çok acı verir, çok yorar, sezen'in deyişiyle, "ten oyalanır, can kanar"...
zaman geçer, unuttum dersin kendi kendine, soranlara, kendine bile itiraf edemezsin, oluşacak yeni ilişkilere, kıvılcımlara izin vermez, beklersin beklersin, zaman dersin, anılar silinir yavaş yavaş, ama kalpteki aşk sevgiye dair olanlar silinmez hep hatırlanır, sevgilinin gamzeleri, gülüşü, sana dokunuşu, dinlediği şarkılar, kullandığı parfüm bunlarla her karşılaştığında anlaşılırki kelime olarak eski anılan sevgili unutulmamıştır.
duyguların en lanetidir.
insanın kendiyle çelişmesinin başlıca sebebidir.
unutmaya çalışır, o benim canım, unutamam, unutmamalıyım, son nefesimde adını sayıklamalıyım dersiniz.
bu kadar acı yeter artık unutmalıyım dersiniz..
çelişkiler, acılar, hatıralar.
aslında biraz da yetenektir, eskileri unutmak.
her baba yiğit sevdalının harcı değildir.
çünkü ya sevdalıdır insan ya da unutan...
uyumayı deneyin. gerçekten sevdiyseniz rüyanıza da girebilir. yapabak birşey yoktur. kabullenin ve bununla yaşamayı öğrenin. ta ki sizi onun gibi etkileyen biriyle karşılaşıncaya kadar.
(bkz: zaman her şeyin ilacıdır)
durup durup aklına geldiğinde mail adresini eklemek.telefonunu değiştirdi mi acaba deyip aramak.ararken ya değiştirmediyse deyip çaldırmadan kapamak.zamanında yollamış olduğu mektupları tek tek okuyup üstüne sıktığı kokuyu o kadar zaman geçmesine rağmen aynı saçlarını kokladığınız zaman gibi hissetmek.yeni sevgilinin bütün bunları farkedip sizden ayrılması.bir eski sevgiliye daha sahip olmak.*