ramazan da lokanta acanlarin lokantalarına taş atıldığını duyduğum şehir bunu ben demiyorum 1997 yılında isparta da duydum ne kadar doğru bilemem doğrusu.
doğu anadolu bölgesinde bir şehirdir. özellikle kış turizminde bir hayli gelişme gösteren aynı zamanda üniversiade 2011 kış olimpiyatlarının düzenlendiği yerdir.
bu sene inanılmaz bir konut sıkıntısı var bu şehirde. arttırılan üniversite kontenjanlarını kaldırmıyor bu şehir. aslında ev çok ama öğrenciye vermiyorlar. burada insanlar çok önyargılı, yobaz ve gerici. 3 yıldır bu şehir yaşıyorum ve bu düşüncelerim sabittir tecrübeyle... kimse erzurum gelişti falan demesin.
yobaz insanların memleketi. şu sıralar kentsel dönüşüm dolayısıyla ev bulmak çok büyük bir sıkıntıdır bu şehirde.
öyle bekar ya da öğrenciyseniz ev bulamazsınız kolay kolay. çünkü standart bir yobaz erzurumlu gözünde siz potansiyel bir sapıksınızdır. evinize gelen 9-10 yaşındaki öğrencinizle bile ilişkiye gireceğinizi düşünürler...
bastırılmış cinsellik beyinlerini uyuşturmuştur bunların. aklınız varsa üniversitesine yaklaşmayın. bu şehirde her şey zordur. ama her şey... insanı yorar adamı.
az çok halkının ne olduğunu bilen bir insan için şaşırtıcı gelmeyecektir. aslında dinlerine fazla bağlı olduklarını düşünmüyorum. muhafazakar insanlar evet ama dindar oldukları söylenemez.
türkiye'nin en büyük üniversitelerinden biri olan atatürk üniversitesi'ne ev sahipliği yapar.
tortum gibi yobaz bir ilçenin de içinde bulunduğu nadide ilimizdir. ocak ayının sonlarına doğru tekrar gideceğim. özledim, evet özledim. uzun saçlı, küpeli bir erkek için zor bir yaşam, erzurum. kirli bir havası var, yobaz insanları var... ama giden bir daha gitmek istiyor. bunun bilimsel bir açıklaması yok. cumhuriyet caddesi var, mecburiyet caddesi olarak adlandırılan... devlet tiyatrosu var, birçok güzel oyunlar ortaya koyan. özledim ulaaan !!!
gidince bir de sevgili bulursam içimi ısıtan, ouuye !
gittiğiniz zaman özleyeceksiniz; kız kulesini, boğazı, martıları... deniz kokusunu da. o yüzden yanınıza bir şişe deniz suyu almayı unutmayın. eğer dadaş ya da esadaş firmalarını tercih ettiyseniz, harem'den binmeden önce bir kere daha, derin derin bakın kız kulesine ve derin bir nefes çekin sigaranızdan. o sigaranın tadı damağınızda kalacak.
tortum şelalesi'ne gidin, yedek bir kıyafetle. ıslanacaksınız...
tortum elmasını yemeden gitmeyin, insanlarıyla fazla yüzgöz olmayın, sizi bir garip karşılarlar.
tiyatrosunu izlemeden dönmeyin.
cağ kebabını koç'ta yemeden "cağ kebabı yedim" demeyin.
közz'den hatay usulü tavuk döner yememezlik yapmayın.
kahvaltıda lavaşın arasına civil peynir koymadan yemeyin.
soğuk kere soğuk. hatta kireçlenip gömülesi bir soğukluğa sahip soğuk bir ilimiz. özellikle soğukluğuyla ünlüdür. göt donduran bir soğuğu vardır. bukadar.
askerliğimi yaparken keşke Atatürk martta değilde temmuzda kurtarsaydı da temsili kurtarma töreninde götümüz buz tutmasaydı diye yadettiğim ve de bizatihi Elazığlı bi uzman çavuştan duyduğum gündüzleri dadaş geceleri godoş betimlemesine konu buzz gibi bi şehirdir. .
aynı gün içinde yağmur kar dolu hepsi yağar.bir ara güneş açar ama hava hep soğuktur.mayıs ayında bile bunlar yaşanabilir.
ama insanı iyidir,tok gözlüdür.
erzurum denince soğunun yanında tabi akla hiç şüphesiz ki milli mücadele gelir.
eh milli mücadele ve erzurum denince de kuvayı milliye destanı ve nazım hikmet akla gelir.
erzurum'da on dört gün sürdü kongre:
orda, mazlum milletlerden bahsedildi
bütün mazlum milletlerden
ve emperyalizme karşı dövüşenlerinden onların.
orda, bir şurayı milli'den bahsedildi,
iradei milliyeye müstenit bir şurayı milli'den.
buna rağmen
"asi gelmeyelim" diyenler vardı,
"makamı hilafet ve saltanata."
hatta casuslar vardı içerde.
buna rağmen
"bütün akşamı vatan bir kuldur" denildi.
"kabul olunmaz," denildi,
"manda ve himaye..."
buna rağmen
istanbul'da birçok hanımlar, beyler, paşalar,
türk halkından kesmişlerdi umudu.
yağdırıldı telgraflar erzurum'a:
"amerikan mandası altına girelim," diye.
"istiklal, diyorlardı, şayanı arzu ve tercihtir, amma
bugün bu, diyorlardı mümkün değil,
birkaç vilayet, diyorlardı, kalacak elde,
şu halde, diyorlardı, şu halde,
memaliki osmaniye'nin cümlesine şamil
amerikan mandaterliğini talep etmeği
memleketimiz için en nafi
bir şekli hal kabul ediyoruz."
fakat bu şekli halli kabul etmedi erzurumlu.
tayin haberini ilk duyduğunda nasıl yasarım demiştim. topladık tası tarağı haydi düştük yollara. ilk zamanlar zor geldi soğuğu, konusulanları anlaması. ama orda kurduğum arkadaşlıklarımı orda gördüğüm vefayı dostluğu hiç bir yerde yasamadım. garip bir şekilde insanı kendine bağlıyor bu şehir. ağlayarak geldiğim bu şehirden yine ağlayarak gittim. en güzel diyebileceğim anıları orda yasadım. Kim ne derse desin has sehirdir adap yol usturup bilen yasanılan yerdir vesselam ...
ülkemizin en güzel şehirlerinden biridir.
konu erzurum olunca bok atma yarışına girmiş herkes. gelmiş olduğunuz memleketiniz güllük gülistanlık mı? her suç, kötülük, pislik erzurumda oluyormuş gibi gösterilmesi kendi kalbinizi gösterir. saymış olduğunuz kötü şeylerin hepsi ülkenin her yerinde oluyor. beğenmeyenlerin de neden beğenmediği belli. oruç yiyeni dövüyorlarmış. peh peh.. ben oruçluyken karşımda göstere göstere yersen dayağı yersin elbette. oruç tutmayanlara saygı diye bir şey varsa tutanlara saygı diye bir şey de vardır. üstelik tutanların daha fazla olduğu bir yerde.
bir diğer konu erzurumda çarşaflı çokmuş, rahat gezemiyormuşsun sevgilinle de bıdı bıdı.. sevgilini milleti heveslendire heveslendire hayvanlar gibi sokak ortasında beceremediğin için mi bu sitemin yoksa kurtuluş savaşındaki ninelerimizin giydiği çarşaftan nefret ettiğin için mi açıklarsanız sevinirim??? ne farkın var senin çarşaf düşmanlığı yapıp da kalkışmaya sebep olan urfa daki bir fransızdan? rahatsız oluyorsan defolup gidersin. ya da fransız kalır memleketinde bol bol kıçı açık görebilirsin.
erzurum halkı yobaz filan değildir. kendi kafa yapınıza göre yer ararsanız dünyanın hiç bir yerinde yaşayamazsınız. erzurumun dadaş diye tabir edilen insanları kültürlü, temiz, anlayışlı ve misafirperverdir... at gözlüklerini çıkarıp bakmanızda fayda var. ayrıca kızlara laf atan, serseri tipli, gösteriş meraklısı ve abaza türünden insanlar herkesin memleketinde var. kendi memleketlerinizi temize çıkarmayın.
siz bana gelin ben sizi has insanlarla tanıştırayım erzurumu tanıtayım da bu söylediklerinizden utanın.