Bugünkü yazısında cem uzan'a öfke yönetimi cezası verilmesini eleştirmiş. anlamadığım bunlar değil mi cem uzan'ın televizyonunu alan. yandaş medya falan demiş, daha düne kadar kendileri yandaşlık yapmıyorlarmıydı. vesselam kendi işlerine geldiği zaman hükümet iyi, işlerine gelmediği zaman kötü.
kuyruğuna basıldığında fransız şarabından başka sorunlarda da döktürdüğünü kanıtlamış yazar.
hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni.
samimi olduğu tartışılır; son yazısında döktürmüş ama.
tabi ki bütün bunlar aydın doğan isimli vatandaşın masum olduğunu göstermiyor, aksine daha da nefetimi üstüne alıyor.
ulusalcı zihniyete sahip olunsa da bu iki ucu boklu değnek durumunda gerçek bir ulusalcı tarafsız kalmalıdır.
illa ki taraf tutması gerekiyorsa avantajlı olanın yanında olup, güçlü olanın kafasının ezilmesini onaylamak gerekir.
kaldı ki avantajlı olan adam da, o makama milletimiz sayesinde geçmiştir.
avantajlı olan tarafın da gerektiğinde vermesi gereken bir hesap olacaktır.
aydın doğan erdoğan kavgasından sonra artık kendisi de akp den korkmuyor olacak ki bugünkü yazısında başbakan ı eleştirmeyi başarabilmiş hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni. http://www.hurriyet.com.t...ar/9852433.asp?yazarid=10
emin colasan'ın "kovulduk ey halkım, unutma bizi" isimli son kitabında hakkındaki gercekleri acıkladıgı kisidir.
kitapta ozkok'un ozetle;
"emin, gozunu seveyim hukumeti elestirme.. akp isterse bizi batirir, iki mufettis gonderir aydin dogan biter. bak ne guzel yasiyoruz, birak hayatimizi yasamaya devam edelim, hayatin tatlarini tadalim ama sen hukumeti elestirirsen bu olmaz. git chp 'yi elestir, kus gribini yaz, ama tayyip'e dokunma. ben bunu tek sana degil tum yazarlara soyluyorum ama tayyip bey en cok senden sikayetciymis. gormuyor musun akp kendilerini elestirenleri nasil bitiriyor ama sabah'a nasil destek veriyor. bizi zor durumda birakma. zaten hurriyet'i yavas yavas magazin agirlikli hale getirecegiz, halk ta hukumetin elestirilmesini artik istemiyor..."
dedigi belirtiliyor, hukumetle iyi gecinebilmek icin gazetesindeki akp'ye muhalif yazarlarin yazilarini nasil sansurledigi ve baski yaptigi sahitlerle aciklaniyor.
sağ t.şşağamın alt yanağı ile kasıklarımın arasında dövme olarak yazan isim.
aslında önceden sadece ertuğrul yazıyordu. birkaç yerden tepkiler gelmeye başlayınca bir arkadaş "aman canım ne var sonuna özkök eklersin olur biter" dedi. o gün bugündür böyle.
bir de hürriyet adlı bir gazetede yazarmış ama ben yeni duydum tabi. bileydim dinler miydim hiç arkadaşı?
Kalemi güçlü bir yazar. 1982 yılında çıkan Sanat iktidar iletişim kitabını dikkatli okumadığım için Elveda Başkaldırı kitabındaki yazıları beni şaşırtmıştı.
hürriyet gazetesine oldukça yakışan genel yayın yönetmenidir. sektörde tekel haline gelmiş tamamen ticari amaç güden bir iş adamı kuruluşu doğan medya grubunun gazeteleridir hürriyet, milliyet, radikal, posta vb. doğal olarak onların başlarına da ne kokan ne bulaşan, her durumda kıvırmayı başaran ve patronun çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi beceren cambaz gazetecimsiler getirmek farz olmuştur. bu adamdan nefret ediyorum o ayrı, ama neden ısrarla doğan grubu gazetelerini okuyoruz a dostlar? o kadar ekmeğe bu kadar köfte oluyor, yapacak bir şey yok.
ertuğrul özkök'ü tanımlamak için,
kendine ait bir karakteri olmadığından dolayı, tuncay özkan (gazeteci zamanları...) ve mustafa balbay karışımı hatta biraz da birand eklenmiş halidir.
kısa süre önce bizim f-16'lar, f-4'ler kuzey ırak'a 15-20 sorti yapsın, kürtlerin tepesine kabus gibi çöksün tarumar etsin, vursun, yıksın, parçalasın hepsini vs tarzında şeyler yazan, bugünse sakarya'daki olaylarla ilgili "yapmayın etmeyin onların hepsi canımız, her zaman komşu olduk biz onlarla" gibisinden şeyler yazmış bir yazarımsı. bir dediğinin öbür dediğini tuttuğu gün dinazorların yeniden canlanacağı gündür. ayrıca zaten premium class olan spor medyamıza çoooook büyük bir şaheseri de hediye etmiştir;
(bkz: ercan saatçi)