evrensel gazetesinde kendisiyle ilgili "Özkök'ü bild'e verelim huzur bize kalsın" başlıklı bir yazı yayınlanan devrik yayın yönetmeni: http://evrensel.net/haber.php?haber_id=76531
dünyada bir örneği olmayan köşeci.
varsa adımı değiştirmeye razıyım. bu kadar yüzeysel bir adam nasıl topluma yön veren bir yazar olur, anlayamıyorum, aklım almıyor.
burası türkiye ondandır zaar dedim önceleri. adam bild gazetesinde yazıyormuş şimdide. ulan dedim kendi kendime bu adam demekki önemli bir gazeteciki bir alman gazetesinde yazıyor. sonra bild gazetesinin şimdisi ve geçmişini araştırdım, haklı olduğumu anladım.
alman halkına bu zulüm az bile.
genel yayın yönetmeniyken etliye sütlüye karışmayan, ortamı bulandırmaktan imtina edip mevcut hükümetlerin yaptığı icraatleri öven, 28 şubat sürecini alkışlayan, şarap hakkında en az 1000 tane yazı yazıp bilmem ne ülkesinin bilmem ne müziğini, operasını göklere taşırken, istifasının ardından muhteşem yazılar döktürerek yılmaz özdil, bekir coşkun, can ataklı, mehmet barlas gibi gündem yazarlarını gölgede bırakmıştır...
televizyondaki bir konuşmasında, bir arkadaşının şarap tercihine, - hayat çok kısa arkadaşım, senin ucuz şarap içmeye lüksün yok. dediğini anlatan kişidir. hayat kısaymış, hayatın tadından mümkün olduğunca en iyisiyle faydalanılacakmış.. şu yaşına gelmiş hala şarap haram mı değil mi diye düşüneceğine şarabın kötüsünü içmeye lüksün yok az vaktin kaldı diyebilen kişi..
onlara lükslerini verin ihtiyaçları ve helalleri olmadan da yaşarlar..
allah ım sen şaşırtma, şaşıranları da doğru yoluna ilet.
PAZAR GÜNLERi PAHALI ÖZEL ŞARAPLAR iÇEN, UMREYE GiTMESiNi YAZI DiZiSi YAPMIŞ, MUHTEMELEN YAZILARINI YAZIN BODRUMDAKi ViLLASINDA YAZIP E POSTAYLA GAZETEYE GÖNDEREN VE KARŞILIĞINDA AYLIK BiR KAÇ BiN DOLAR MAAŞ ALAN, MÜZiSYENiMSi DAMADINI SPOR YAZARI YAPMIŞ ŞAHSiYET.
ülkenin bölünmez bütünlüğüne aykırı açıklama yapmasına rağmen, hala hakkında suç duyurusu yapılmayıp savcılar tarafından soruşturma başlatılmamış olan kişi. halbuki son açıklamalarıyla hemen soruşturma başlatılmalı ve göz altına alınmalıydı. çünkü anayasa'nın en önemli maddelerinden birine muhalefet etmiş bulunmaktadır.
buradan, savcıları göreve çağırmak istiyorum: basın yayın yoluyla anayasayı cebren ilga ve tadil girişimi vardır. hatırlarsanız deniz gezmiş de bu suçtan asılmıştı.
son yazısında "kürtlerle birlikte yaşamak zorunda mıyız? bölüneceksek bölünelim" diyen devrin ali kemal'i. ciddi manada maaşlı cia ajanıdır. basına sızan mit raporlarındaki listede adını görmüştük.
ciddi manada gizli israillilerden biri olduğunu düşünmeye başladığım şahıs. dikkat edilirse kendisine gazeteci demiyorum. çünkü kendisi aslen gazeteci değildir.
saba tümer in programına çıktığında, dindar olmayan ama inançlı birisi olduğunu söyleyen kişidir. inançlı ve şükreden birisiyim ama namaz gibi ritüellerle alakam yok gibi cümleler kullanmış ve sadece inançla ve şükretmeyle islamın gereklilikleri yerine getiriliyormuş gibi bi anlatımla konuşmuş kişidir. fakat namaz, oruç, hac gibi ibadetler islamın şartlarındandır. bunlar biliniyor ama tv de bunların seçime kalmış birşey gibi anlatılması hoş değildi..
''Ben; Türkiye deki Yahudi cemaatine bırakın saldırıyı, onları kıracak bir laf edilse, karşısına ilk dikilecek insanlardan biriyim.Ben, Nazi kamplarında Yahudilere yapılan mezalimi, kendi içimde de hisseden bir insanım.Ben, israil i devlet olarak yok etmeye çalışanlarla asla aynı kampta olmayan, karşı kampta yer alan bir gazeteciyim.'' şeklinde ifadeler kullanarak aşmıştır.
şimdi sorarlar adama, bu yahudi sevgisinin sebebi ne diye?
sabık hürriyet genel yayın yönetmeni, el'an sadece yazarı. 65 yaşında saç nakli yaptırmış. keyfinin kahyası değiliz, ektirir, naklettirir. niye diye sorana, sana ne diyebilir, keyfimin kahyası mısın diyebilir,yukarda söylediğimiz gibi. fekat öyle bir cevap vermiş ki bize de yorum yapma hakkı doğuruyor. yıkandığında eline saç kılı gelsin istiyormuş. hastasıyım bu tavrın, her bir eyleme felsefi anlam yükleme gayreti göstermenin, esas derdinin genç görünme çabası olduğunu saklarken. artık kendisinden at kuyruğu bekliyoruz. 70'inde de kulak deldirmezse hiç bir şey bilmiyorum.
biri bir yıl saklandı, ötekinde ise gençler yakalarına siyah kurdele taktılar.
hadi bakalım emniyet o olayı saklamaya üstünü örtbas etmeye, şuna buna yalakalık olsun diye gözlerden kaçırmaya kalksın.
hadi bir niyet etsin bakalım."
siirtte ki tecavüz vakaları ve izmir deki seri katliam ile ilgili karşılaştırmasında
izmir ve siirt in iki olaya verdiği tepkiyi kıyaslamış.
yahu arkadaşım sen nerde yaşıyorsun, ne okuyorsun, ne yiyip ne içiyorsun daha doğrusu kafamı yapıyorsun okuyucu ile, kafayımı sıyırdın, birse sana bu yazı için para veriyorlar iyi mi.
ören akbük'te yaptırdığı eski değirmenden bozma/yapma/ekleme villası etrafında kimseyi istememekte ve burada mister no tadında yaşamayı arzu etmektedir, yaptırmış olduğu iskelenin kazıkları sit alanında nasıl çakılır açıklama yapmalıdır...
yahu bu kadar fazla eleştiriliyor ama eleştirildikçe de, eleştirilen her şey doğrudur metaforunu destekliyor sanki. hürriyette haftada 6 gün çıkan köşe yazısı dışında takip edilirliği zor bir insandan bahsediyoruz ama atıp tutmak o kadar kolay ki. çünkü düşünür önderleri onu eleştiriyor. o zaman biz de taş atalım.
arkadaş şu kadar radikal bir şekilde söyleyebilirim ki; ertuğrul özkök, kolay eleştirilebilir bir insan değildir, olmamalıdır. evet eleştirebilirsiniz, bunu yapabilirsiniz yani ama olmaz, turnusol kağıdı renk vermez yani. bu adam türkiye'nin en büyük gazetesini 20 yıl yönetmiş birisi. nice başbakanlarla yemek yemiş, tartışmış, nice gazeteci ve akademisyenle yemiş içmiş, sabahlara kadar her konu hakkında kafa patlatmış. eleştirmek bu kadar mı kolay?
şunu gösterebilirsiniz, bu adamın yazdığı yazılar zaman zaman birbirini tutmuyor. eğer büyük bir gazetede köşe yazarlığı yapsanız, hiçbir fikir değişimine uğramadan yıllar boyu aynı fikirleri savunabileceğinizi mi zannediyorsunuz? ya da hangi bir gazetecinin fikirleri, destek verdiği fikirleri değişmedi bugüne kadar?
ben yakından takip edebilen bir insan olmama rağmen yıllar boyu Hürriyet Gazetesi fanatiği bir insan olarak şunu söyleyebilirim ki 209 yılı başlarına kadar bu ülkede gazetecilik anlamında büyük yeniliklere imza atmıştır. 2009 başından itibaren Türkiye çok büyük bir kaynayan kazan içine düşmüştür ve bunu medya en az siyasiler kadar iyi yönetememiştir. ve o yüzden şu an hürriyet'i bir kaç köşe yazarı dışında takip etmeyi bıraktım. ama yiğidin hakkını yiğide vermek gerek, bu adam aklına gelen her şeyi yazdı, her şeyi yaptı aslında. neymiş efendim 12 eylül'ü savunuyormuş. eskinin ve bugünün bile en sosyalist insanlarından Emre Kongar'ın ağzından bile ben 2 defa Ertuğrul Özkök ile yaşadığı maceraları dinledim. Bu kadar canın pazara düştüğü bir dönemde, o insanların gözlerinin önünde yakın arkadaşları vurulmuşken, bir nevi hayatları kurtulmuşken nasıl bir tepki vermesini bekliyorduk acaba? Sadece demokratlığından ödün vermemek için yalancı ayaklık yapıp anti 12 eylül'cülük yapması daha fazla takdir edilecekmiş sanırım.
Bir de konuşulanları sanki biz dinleyemiyor, okuyamıyormuş gibi o kadar çarptırılıp anlatılması yok mu, bu sefer eleştiren kesimden nefret ettiriyor bu.