hiç bir zaman beşiktaş takımını çalıştırabilecek özgüvene sahip olamayacak insandır. belki o yeteneği, o teknik dehası vardır ama bunu yansıtacak yüreği asla yoktur.
diğer şak şakçıları bilmem ama sezon başladığından beri düşündüğüm beşiktaş ın bir oyun sistemi olmadığıydı. sağlam ile ard arda ikinci sezon olmasına ve ilk 11 in hemen hemen hiç değişmemesine rağmen beşiktaş ın bir oyun sistemi yok 2 senedir. nasıl organize atak yapar, kapalı defansları nasıl aşar, dikinemi oynari kanatlardan mı yoksa her ikisinden mi. 2 senedir her hangi bir anlayış yok, mentalite yok. dün gördük ki maça hazırlama, motivasyon, takım izleme yeteneği de yokmuş. bu zaten 5 haftadır belliydi takımdan. ama biz gariban beşiktaş taraftarı ne yapalım. kaç sendir şampiyonluk göremediğimiz takım bir iki maç alınca sevincimizden takımın nasıl oynadığını göremiyoruz. delgado yu ronaldinho, serdar ı messi, bobo yu henry yapıyoruz. napalım şampiyonluğu çok istiyoruz. kan şekerimiz düşüyor, adrenalimiz falan artıyor heralde ki göremiyoruz bunları.
ey sağlam sen bu takıma iki senedir bir oyun sistemi öğretememişken, motive edemiyorken, karşındaki takımı incelemiyorken hala bu takımın başında durursan takıma en büyük ihaneti yaparsın. bjk, metalist ile eşleşiyor yapılan açıklama dinamo kiev ve shakhtar a kök söktüren takım dikkatli olucaz. eyvallah diyoruz. metalist bjk deplasmanında bjk ye uyarı sinyali gönderiyor, ofsayt golüyle yeniliyor, yığınla gol kaçırıyor, bu arada kendi liginde önüne gelene 3-4 atıyor, geçen sene aynı turda everton a kök söktürüyor, ama senin 1-0 ın rövanşında yine tek bildiğin dinamo kiev e deplasmanda 2-2 berabere kaldığı. bundan sonra bir de sana 4 attığı aklında kalsın ve kapak olsun hocam.
kendisini savunmak adına söyleen adam gibi adam söylemine maruz kalmaktan sıkıldığım adam.
işte şimdi tam zamanıdır bu sözü doğru çkarmanın. gerisi hikaye.
asla ve asla beşiktaş'ın antenörlüğünü yapacak çapta değil. takımı ne psikolojk ne teknik ne taktik olarak hazırlayamıyor. elinde son dönemlerin en iyi kadrolarından biri var. sonuç? geldi geleli var mı beşiktaş'ın şöyle eze eze aldığı bir galibiyeti? bir oyun kimliği? mücadelesi?
koskoca beşiktaşımız mahkum mu ya buna? bana ne adamlığından, efendiliğinden? yok mu bunun hem adam hem efendi hem yetenekli olanı?
temiz yüzlüymüş? kızlarımıza koca mı arıyoruz biz ya?
evet şimdi ama tam hatta geçiyor bile, adam, onurlu, gururlu olduğunu göstermenin zamanı, göreceğiz?
yamulmuyorsam maç 3-0ken boboyu çıkarıp nobreyi oyuna alan adamdır. ben boboyu çıkarıp bi defans oyuncusu daha alacak zannederken beni şaşırtmıştır. ayrıca maç günü yaptığı basın toplantısında "evimizde aldığımız skoru korumaya çaışacağız" minvelinde bir açıklama yapmıştır ki işte ben o zaman bu turu kaybedeğini anlamıştım. yahu 4-0 mı kazandın ilk maçı? fark attın da biz mi kaçırdık? 1-0 kazanmışsın ikinciyi atmak için yüklenmemişsin bile bu kadar korkaksın, adamlar seni evinde rahat bırakır mı sen saldırmıyorsun diye o da bekler mi sanıyorsun? rezil ettin takımıi bugüne kadar savundum seni ama hiçbi tarafa sürülecek aklın yokmuş be abicim.
Hücum futbolundan zerre kadar anlamayan başarısız teknik direktör diyeceğim ancak futboldan anlamıyor. çalıştırabileceği maksimum en iyi takım kayserispor iken kalkmış beşiktaş'a gelmiş çok zor bir sezon geçirmiş ve ikinci sezonunda yine çuvallamıştır.
efendi adamliktan yuzsuz adamliga donusmesi oldukca yakin olan kisi. istifa etmesi icin calistirdigi takimi amator kumeye falan dusurmesi gerek zannediyor sanirim.
besiktasımı avrupa'da kimse bu adamdan daha fazla rezil edemedi...
birazcık haysiyeti varsa bu geceden basar istifasını. gitmiyor ertugrul seninle. anla artık bunu.
biz onu, Aykut Kocaman'dan çok sonra ve hiçbir zaman onun kadar soylu biçimde olmasa da ahlakı dillendiren, insani erdemlerin bayraktarlığını yapan, 'ne olursa olsun kazanmak gerek' inancıyla körleşmiş insanlara insanlığı hatırlatmaya çalışan bir adam olarak bilirdik. lakin görüyoruz ki hala tarihinin en ahlaksız dönemini yaşayan beşiktaş'ın başındadır. bir de sinan abi'si var ki o ayrıca affedilmez bir günahtır.
zamanında ahlaka dair söylediği sözlerin büyüsüne kapılıp takdir etmiştik kendisini. sinan engin takıma geri geldiğinde derhal istifa edecek diye bekliyorduk. lakin o abi diyerek bağrına bastı, o halde sporcularına ölümsüz bir erdemin gündelik bir başarıdan daha iyi olduğunu söylerken utanmayacak mı? beşiktaş'ta üç gün daha fazla teknik direktör olabilmek için ne olduğu herkesin malumu olan bir sinan engin'le çalışmak hangi erdemle açıklanabilir? efendim, sınanmamış erdem erdem değildir. hazırlık maçlarında top dolaştırmak kolay, sizi bir de sahalarda görmek isteriz. hem istifa soylu bir savunma sporudur; böylelikle insanlığınızı hem nefsinizden hem de hasmınızdan korumuş olursunuz.
beyefendiliği tartışılmayan, herkesin sırf kendisine sempati duyduğu için başarılı olmasını çok istediği teknik direktör. yalnız bu kadar güzel meziyetlerine keşke biraz futbol bilgisi eklemiş olsaydı. ezbere sistemlerden vagzeçip kendi modelini kurabilseydi.. şu cisse nin yanına bir adam daha koyup her depar atana adamı stoperlerle başbaşa bırakmasaydı.. her neyse tüpçü veya beşiktaş için değil, güzel bir insan olduğu için başarılı olmasını istediğim, başarılı olmanın kendisine ne kadar yakışacağını hayal etmekten zevk aldığım, beşiktaşımın sevgili teknik direktörü.
kamp yaptıkları Krallorfen Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında kendisiyle ilgili basında yer alan eleştirilere de Mevlana'nın, ''Cehalet insanı çirkinleştirir. Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım vardır. Lakin, lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye'' beyitiyle yanıt vermiş teknik direktör.
vay anasını be. helal olsun sana ertuğrul hoca. sen yensen de yenilsen de adam gibi adam ertuğrul sağlamsın ulan. siyah ulan.
gazetelerde çıkan haberlere bakarken gözüme Finale gider gibi şeklinde bir ifade ilişti içeriğine bakınca ertuğrul sağlam'ın çaykur rize hakkında yaptığı açıklamaları gördüm. şöyle demiş beşiktaşımın büyük hocası:
Ç.Rizespor maçı bizim için büyük önem taşıyor. Bu karşılaşma final havasında geçecek. Bizi Fortis Türkiye Kupası'ndan eleyen, sahamızda puan alan rakibimizden rövanşı almak istiyoruz. Oyuncularıma inanıyor ve güveniyorum. http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=211&sz=91055
bu mudur artık beşiktaşımın içinde bulunduğu durum. tek rakibimiz çaykur rize mi oldu. beşiktaşımın yarışmacı kimliğinin indirgendiği son kale rize mi?
hürriyetin habercilik anlayışı malum. yapılmış resmi bir açıklama da yok. fakat takımın hedefsizliği, vizyonsuzluğu, iyi idare edilemeyişi bu tip haberlerin çıkmasına sebep oluyor.
ertuğrul sağlam eğer gerçekten böyle bir şey dedi ise kendini hala kayserinin başında sanıyor ya da beşiktaş'ın büyüklüğünü kavrayamamış demektir. ne olacak rizeyi yenince intikam alınacak, herkes rahatlayacak. tabi sen bizi şampiyon yapmasan da olur. seni rizeyi, kasımpaşayı, vesteli yen, takımı 4. yap diye getirdiler zaten bu takıma. neyse artık inter toto'ya da götürürsen takımı azıcık da orda maskara edersin bizi.
beşiktaş'a geldiğinden beri ilk kez bir beşiktaş antrenörü gibi yöneten teknik direktör.
daha önceleri rakip kim olursa olsun 1-0'ı korumaya çekilen sağlam bu maçta taktiğinden hiç vazgeçmedi. forvet alıp defans sokmadı hatta ali tandoğan'ı çıkartıp batuhan'ı oyuna aldı ve kalesinde doğru düzgün pozisyon da vermedi. bence çok başarılı bir maç çıkardı.
kayserispor' daki başarısını beşiktaş' a istenildiği gibi gerçekleştiremeyen teknik direktör. oyuna müdahale etmekte ya geç kalıyor ya da yanlış yerlere müdahale ediyor. futbolcularından maksimum verimi alamadığı bir gerçek.
ahlakını, efendiliğini sorgulamıycağımız, teknik açıdan daha beklememiz gereken, futbolcusunun önünde dolgun başak eğilir misali eğilip bağcıklarını bağlayan 'enaniyetten geçmişim' görüntüsü ile gönlümüzde taht kuran, insani değerleri olan şahsiyet.
Ertuğrul hocanın kafasındaki sistemde yer olmamasına karşın beni neden transfer ettiğini anlayamadım. Bırakın ilk 11'de oynatmayı, son bir aydır takımla antrenmana bile çıkarmıyordu. Bir oyuncu takımdan dışlanarak kazanılmaz..." Beşiktaş'ın Meksika'nın America ekibine kiraladığı Arjantinli futbolcusu Federico Higuain bu cümleyi kuruyor.
Beşiktaş'ın başarısızlığının ardındaki en büyük etkenin Ertuğrul Sağlam olduğunu açıkça dile getiren Higuain, geldiği günden bu yana Sağlam'dan üvey evlat muamelesi gördüğünü de saklamaya gerek duymuyor. Son olarak da; "Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş'ın başında olduğu sürece o takımda forma giymeyeceğim" diyor... Oldukça ilginç değil mi? Ne var ki, ilginçlikler bununla sınırlı değil. Kimi zaman 'üzeri kapalı' çoğu zaman net ve de açık şekilde yerdiğim eski yönetici Celal Kolot da, Higuain paralelinde bir açıklama yapıyor.
Ne diyor 'purolu' Celal Kolot? " Benim çalıştığım dönemde transfer edilen oyuncular Cisse ve Tello takımın vazgeçilmezleri. Sağlam'ın aldırdığı Higuain ile Diatta ise geri gönderildiler. Alacağımız iki önemli oyuncuyla çok daha güçlü bir kadromuz olacaktı, ancak olmadı. Yapılanlara inanmadığım için görevi bıraktım. Ertuğrul'la da anlaşmaya çalıştım, ama yetersiz olduğunu gördüm..." Bitmedi ilginç anekdotların aktarımı! Zaman Gazetesi'nin yılın sporcusunu seçtiği ödül töreni gecesinde sahneye Bobo çıkıyor ve öncelikle Jean Tigana'ya, ardından da Ertuğrul Sağlam'a teşekkür ediyor ama öncelik, Fransız teknik adamın!
Denilebilir ki, Higuain istemi dışında Meksika'ya gönderildi bu nedenle Ertuğrul Sağlam'a 'verip veriştirmesi' doğal. Celal Kolot, Ertuğrul Sağlam ile uzlaşamadı ve istifaya zorlandı Ertuğrul Sağlam'ı yerden 'yere vurması' sıradan karşılanabilir. Bu da bakış açışı, belki de gerçekçisi. Ancak Deivson Rogerio Da Silva ya da kanıksadığımız adıyla Bobo için ne diyeceğiz? O, performansı alt basamaklardayken dahi takımın vazgeçilmezi. Yedek de olsa kariyerinde ilk kez Brezilya Ulusal Takımı'nın formasını giydiği için neden kendisini sürekli sahaya süren Sağlam'a öncelik tanımıyor da, eski teknik direktörü Jean Tigana'ya iltifatlar yağdırıyor? Bir yerde terslik var, burası aşikar! Giden, Ertuğrul Sağlam'ı 'suçluyor' acep niye? Altı çizilmesi gereken bir başka gerçek de, Bobo ile Delgado'nun sezon sonunda gitmek için şimdiden stratejik çalışmalarını tamamlaması.
'Şiş kebap, rakı, Sultan Ahmet' üçlemi için gelmiyor ki buraya ecnebi futbolcu. Türkiye yabancı futbolcu ve teknik adam için, kelimenin tam anlamı ile 'vergi cenneti...' Bu durumda, Bobo ile Delgado neden gitmek istiyorlar? Tek sorun Ertuğrul Sağlam mı? Biraz geriye gitmeli ve Carew'in Beşiktaş'tan ayrılma nedenini anımsamalı, hoş bu ayrıldığın ardındaki 'doğru' birkaç kişi dışında hiç kimse ile paylaşılmadı ama! Norveçli John Carew, Rıza Çalımbay'ın göreve gelmesinin hemen ardından Beşiktaş'ı gözden çıkarmış, bunu da yakın çevresi ile paylaşmıştı. Ecnebi futbolcular renklere değil, öncelikle gelecekleri takımda kiminle çalışacaklarına bakıyorlar ki, son derece haklılar.
Çoğu şöhrete ve beraberinde getirdiği mini 'servet'e giden basamakları tırmanırken Türkiye 'riskini' göze alıyor ama hemen hepsi, uluslararası platforma adı-sanı duyulmamış teknik direktörle çalışmak istemiyor. Bunun içindir ki, Galatasaray'ın başında yaşı 70'i aşkın ancak 'şöhret sahibi' bir teknik adam var! Futbolda 4-4-2'den, 4-1-3-2'den, sahadaki 'baklava diliminden' önemlisi insan ilişkileri, tıpkı yaşamımızda olduğu gibi. Belki de Ertuğrul Sağlam bir futbol dahisi ama!..
teknik adam deyip iltifat ettiğimiz antrenör. diatta'yı aldı, otuz küsür yaşındaki adam için ileride avrupa' ya satıp para kazanırız dedi. sonuç ortada. higuain'i bir seneden fazla izledik dedi ısrar edip tonla para verdirdi. adam basket takımının onikinci oyuncusu kadar bile süre almadı. idmanlarda bile şans vermedi. netice, beşiktaş'ın paraları yine deve oldu, fırsatlar kaçtı,vakitler kaybedildi,ümitler tükendi. sn sağlam hiç bir şey olmamış gibi maval okumaya berdevam. anlat ertuğrul, nasılsa dinlemeye meraklı adamlar var.