bir tv programında, bir sözlüğün zirvesinden görüntüleri izleyip, sözlükçülerin liseli veya züppe tipler olduğunu söyleyerek aklı başında mevkisi işi gücü olanların oraya gitmediğini düşünemeyen kişidir.
konuşurken her türlü ihtimali gözönünde bulundurmasını veya genelleme yapmamasını temenni etmek gerekir.
doktorları doktorluğundan utandıran kişidir. ne saygıyı ne de sevgiyi haketmemekte, sönen şöhretini alevlendirmeye çalışmakta, tivitırda girdiği abuk sabuk bizi hiç ilgilendirmeyen tivitlerle tekrar gündeme gelmeye çalışan zavallıdır.
90'lı yıllarda cem özer'in antik bir yerde ve açık havada yaptığı ve kanal d'de yayınlanan bir program vardı. programın adını ve nerede çekildiğini unuttum şimdi.
erol köse de bu bahsettiğim programda arka fonda "soytarılık" yapıyordu. bildiğin şempanze...
biri dersini vermeliydi o da sisi oldu. ama sisi nereden biliyor adamın penis ölçüsünü? ya kendi ölçtü ya da ölçen birinden duydu. kendi ölçtüyse, erol köse...
kimselerin yapamadığını seyhan soylu, tam da erol köse tarzı bir one shot ile kökünden halletmişe benziyor. herkese bel altı vuran yapımcımıza, temizinden bir 10 + 1 cm vermiş sisi , 1 cm de ben ekledim diyerek... bu haber uzun süre düşmez artık gündemden. *
sürekli olarak laf sokmaya çalıştığı ünlüler birleşip bir dava açsalar ebesininkini tersten görecek olan şahıs.
adam apaçık insanların ekmeği ile oynuyor. hadiseyi hiç sevmez, dinlemezdim ama erol köse karalamaya başladığından beri değeri iyice düştü gözümde. şahan deseniz hiç sevmem ama erol köse ''askerlik'' meselesinden bir girdi adamı vatan haini ilan etti millet. şimdi çekeceği film en iyi filmi de olsa o gişe rekorlarını kıramayacaktır. resmen yıpratıyor insanların imajlarını bok ediyor. kim oluyor ki bu adam? neden bu kadar pohpohlanıyor. halkımız bu adama neden bu kadar yüz veriyor. ayıp değil mi yaptıkları? nerede insanlık? biz nasıl bir toplumuz ki böyle adamlar çıkıyor aramızdan ve geniş geniş takılabiliyorlar. nasıl izin veriyoruz inanılmaz. iyi ki müslüman bir ülkeyiz, iyi ki dedikodu, iftira, ekmekle oynamak günah diyen bir dine inanıyoruz. yoksa takipçi sayısı 30milyon falan olurdu herhalde sayın dr erol köse nin.
kim ki bu adam? sanat adına yaptığı şeylerden utanan, eski kliplerini falan görmek istemeyen kendi eserlerine kendisi bile saygı duymayan bir adam. biz neden omuzlarımıza alıyoruz? her gün birileri hakkında dedikodu yapan ve açıkça daha fazla takipçi sayısı edinmek isteyen bir adamın göz göre göre neden ekmeğine yağ sürüyoruz. bu adamı dürüst, efendi, sözüne güvenilir bir adam gibi görebilmem için bana tek bir örnek gösterebilecek insan var mıdır?
kendisinin yapmış olduğu çirkinliklerden ziyade ona alkış tutanlar çok daha fazla midemi bulandırıyor. ne çok pislik insan varmış memlekette diyorum. yazık, twitter da onu takip eden herkes enayiliğine doymasın.
iddialarının gerçekten doğru olup olmadığı merak edilen kişidir. hoş gerçi hiç kimse sütten çıkma ak kaşık değil ama bunları dillendirmenin anlamı da yoktur. yapımcı yönü için de şunu söyleyebilirim; zeynep dizdar'ı harcamış kişidir.