okurken onun siradan bir yazar oldugunu dusundurten ama anlatiminda sivrisinek gibi takilip ari gibi sokan amerikanin kayip nesil dedigi yazarlardandir. anlatiminda cok hafif bir dil kullanmaktadir kitlelere ulasmasinin bir sebebi de budur belki de kimbilir. kendisi ayni zamanda savas tutkunudur ki kendi topraklarinda olmayan savas icin gonullu olarak italyada daha sonra ispanyada ic savasa katilmistir. ama en ilginci kurtulus savasinda turkiyeye de gelmesi benim icin bu adami ilginc kilan bir baska ozelligidir paylasmadan edemedim. hakkinda binlerce tanim binlerce fikir soylenebilecek cilgin adamdir gozumde..
kısa öykünün piri amerikalı yazar, öylülerinde genellikle aşk, acı, ölüm konularını işlemiştir... bunun dışında yazarın betimlemelerine bayılırım... armutun nasıl bir tada sahip olduğunu anlatırken yemiş gibi olursunuz.
kurtuluş savaşı zamanında Türkiye'ye gelmiş olan ve 'çanlar kimin için çalıyor' kitabı ile tanışmamın 8. yılını kutladığım amerika'li savaş muhabiri yazar.
woody allen'ın midnight in paris filmini izledikten sonra okumaya karar verdiğim yazar. bugün çanlar kimin için çalıyor kitabına başladım. yazım şekli, anlatımı harika bence.
iyi bir adam değil mesela, çoğumuz gibi kötü biri ama burada onun yazarlığını konuşuyoruz.
yaptığı şey neydi papa'nın?
ağır ve edebi ingilizce'nin saltanatına son vermek...
kitabi değil yaşayan bir dili kullanmak ve bunu olabildiği kadar yalın ve kuru yapmak.
hemingway, okuru bir salak yerine koymaz, hatta mümkünse ondan zeka dolu bir kalp bekler
bak oğlum, ben anlatıyorum gerisini sen tamamla, işte budur onun yaptığı.
bana öyle geliyor ki hemingway erkeklerin dünyasını yazdı ve erkekler için yazdı.
mesela akıntı adaları öyledir. pek ünlü de olmayan bu eseri bana göre en iyi kitaplarının başında gelir
tuhaftır, bunca kitap okuyoruz ve sonunda unutuyoruz onları.
peki mesela ihtiyar adam ve deniz kitabını niçin unutmuyor insan, en azından benim için öyle.
o ihtiyarı, harika kılıç balığını ve aşağılık köpek balıklarını, ihtiyarın rüyalarında aslanları görmesini...
'...aslında yalan uydurmuyordu, sadece açıklayacak bir gerçek kalmamıştı. hayatını yaşamış ve hayat sona ermişti...'
kendi hayatının da sonunu böyle düşünmüş olmalı. tedaviler onun için tanrı ölçüsünde büyük olan belleğini mahvedince ölümden öte çıkış yolu bulamadı papa.
o, boğaları güzel anlatırdı.
savaşı, kadınları, denizi ve erkekleri de.
woody allen midnight in paris filminde tamda hayal ettiğim gibi bir adam olarak göstermiş kendisini şöyle bir repliği var ''Hikaye gerçekse hiçbir yazı kötü değildir eğer yazı temiz ve dürüst ise ve baskı altında ve cesaretle yazılmışsa'' savaşı en iyi anlatan yazardır denilir ayrıca silahlara veda romanında kendi yaşadıklarını frederic henry ile anlatmış
woody allen'ın midnight in paris filmini izleyenlerin gülerek ve şaşırarak tanıdığı karakter.
ilk olarak ''çanlar kimin için çalıyor'' kitabını okumuştum. (bkz: for whom the bell tolls)kitabın isminden de anlaşılacağı üzere metallica'ya ilham veren bir kitap olmuştur. ayrıca cliff burton deyince de akla gelen ilk şarkı budur sanırım. daha sonra bu kitabın film uyarlamasının da olduğunu öğrenmiştim bulmak için bir hafta harcadım sonunda bulduğumda da berbat bir filmle karşılaşıp pişman olmuştum. filmi kötülesem de kitap çok iyidir. ispanya iç savaşında geçer bir grup direnişçinin öyküsünü anlatır. diyerek özetleyelim.
yukarıda bahsettiğim film ve metallica şarkısının bir klibi: http://www.youtube.com/watch?v=17HRV8k1YMw
ikinci okuduğum romanıysa silahlara veda olmuştu. (bkz: A Farewell To Arms)savaşın insan psikolojisine olumsuz etkilerini mükemmel anlatan bir romandır. baş karakteri Frederic Henry 1. dünya savaşında italyan ordusunda görevli bir amerikalıdır. (ernest hemingway'de 1. dünya savaşında kızıl haçta ambulans şoförü olarak bulunmuştur) yine roman karakteri gibi oda savaşta yaralanır ve gittiği hastanede ki hemşireye aşık olur. daha fazla derine inmemek açısından söyleyeceğim son şey bu romanda ernest hemingway'in bir nevi otobiyografisidir.
Yine aynı şekilde silahlara veda'nında film uyarlamasının olduğunu öğrendiğimde pek umutlanmadım çünkü oda çanlar kimin için çalıyor gibi uyduruk bir film olmasından başka bir beklentim yoktu. ama izlediğimde hiçte öyle olmadığını gördüm. bu kitabın uyarlaması oldukça başarılı merak edenlerin kesinlikle izlemesini tavsiye ederim.
öte yandan başta da bahsettiğim gibi ernest hemingwayi merak eden herkes woody allen'dan da geçmelidir! hemingway'in boksa olan merakına bile deyinmeyi unutmamış woody abimiz.
bırakın biz okurların yorumlarını, hayranlıklarını; gabriel garcia marquez, bukowski gibi dünyaca ünlü ve başarılı yazarların da hayran oldukları üstaddır kendisi.
bukowski, hemingway için şiir bile yazmıştır, marquez ise hemingway' in yağmurdaki kedi hikayesini tüm zamanların en iyi hikayesi olarak göstermiştir.
Nobel'li çanlar kimin için çalıyor kitabı vardır.
Kitabın içeriğini bırakıp sadece ismine bakarsak bile çok mükemmel bi soru olduğunu anlayabiliriz.
Ayrıca ürkütücü ve gerilimli bir sorudur.
edit: bu entry'nin neden eksilendiğini anlarsam belki bu sorunun cevabını da bulabilirim.