iyi bir adam değil mesela, çoğumuz gibi kötü biri ama burada onun yazarlığını konuşuyoruz.
yaptığı şey neydi papa'nın?
ağır ve edebi ingilizce'nin saltanatına son vermek...
kitabi değil yaşayan bir dili kullanmak ve bunu olabildiği kadar yalın ve kuru yapmak.
hemingway, okuru bir salak yerine koymaz, hatta mümkünse ondan zeka dolu bir kalp bekler
bak oğlum, ben anlatıyorum gerisini sen tamamla, işte budur onun yaptığı.
bana öyle geliyor ki hemingway erkeklerin dünyasını yazdı ve erkekler için yazdı.
mesela akıntı adaları öyledir. pek ünlü de olmayan bu eseri bana göre en iyi kitaplarının başında gelir
tuhaftır, bunca kitap okuyoruz ve sonunda unutuyoruz onları.
peki mesela ihtiyar adam ve deniz kitabını niçin unutmuyor insan, en azından benim için öyle.
o ihtiyarı, harika kılıç balığını ve aşağılık köpek balıklarını, ihtiyarın rüyalarında aslanları görmesini...
'...aslında yalan uydurmuyordu, sadece açıklayacak bir gerçek kalmamıştı. hayatını yaşamış ve hayat sona ermişti...'
kendi hayatının da sonunu böyle düşünmüş olmalı. tedaviler onun için tanrı ölçüsünde büyük olan belleğini mahvedince ölümden öte çıkış yolu bulamadı papa.
o, boğaları güzel anlatırdı.
savaşı, kadınları, denizi ve erkekleri de.
woody allen'ın midnight in paris filmini izledikten sonra okumaya karar verdiğim yazar. bugün çanlar kimin için çalıyor kitabına başladım. yazım şekli, anlatımı harika bence.
kurtuluş savaşı zamanında Türkiye'ye gelmiş olan ve 'çanlar kimin için çalıyor' kitabı ile tanışmamın 8. yılını kutladığım amerika'li savaş muhabiri yazar.
kısa öykünün piri amerikalı yazar, öylülerinde genellikle aşk, acı, ölüm konularını işlemiştir... bunun dışında yazarın betimlemelerine bayılırım... armutun nasıl bir tada sahip olduğunu anlatırken yemiş gibi olursunuz.
okurken onun siradan bir yazar oldugunu dusundurten ama anlatiminda sivrisinek gibi takilip ari gibi sokan amerikanin kayip nesil dedigi yazarlardandir. anlatiminda cok hafif bir dil kullanmaktadir kitlelere ulasmasinin bir sebebi de budur belki de kimbilir. kendisi ayni zamanda savas tutkunudur ki kendi topraklarinda olmayan savas icin gonullu olarak italyada daha sonra ispanyada ic savasa katilmistir. ama en ilginci kurtulus savasinda turkiyeye de gelmesi benim icin bu adami ilginc kilan bir baska ozelligidir paylasmadan edemedim. hakkinda binlerce tanim binlerce fikir soylenebilecek cilgin adamdir gozumde..
intihar etmesinin sebebi dostoyevski'nin karamazov kardeşler kitabı olduğu söylenir. yani "hiç bir zaman böyle bir kitap yazamayacağım" kafasıyla yapmış diyorlar.
Kitaplarının sonu bana göre çok boş gelen yazar. Şimdiye kadar iki kitabını okumayı denedim son 50-60 sayfaya girilirken insanı bunaltıyor ve bitiremeden bırakıyor insan.
' Silahlara Veda ' romanında cephe sırasında ernest hemingway'ın hemşireye duyduğu aşkı anlatılmıştır . Ve aynı zamanda savaşların insanların hayatlarında ne denli gereksiz olduğuna da değinmiştir .
'insan sonbaharın hüzün vereceğini düşünür. Yapraklar dökülürken, ve de ağaçlar rüzgarın ve ısıtmayan keyifsiz güneşin altında soyunurlarken her yıl bir parça ölürsünüz.'
demiş yazardır. hangi ruh halinde olursam olayım onda kendime ait bir söz bulabildiğim muhteşem yazardır.
tarz bakımından benimsemesem bile çok iyi bir yazar olduğu gerçeğini yadsıyamam. anlatımı keskindir dolandırmaz sözlerini, vurur ve geçer. basit bir olayı bile 100 sayfada anlatabilir...