--spoiler--
aslında bu türk futbolunun genel hastalığı. baskı yaparak rakip topu kazanmıyor. futbolcu kendi hatasından topu kaybediyor. bu kadar rahat ve luzumsuz top kaybedersen, bu sefer topu almak için bir çaba sarfediyorsun ve yoruluyrsun. bu arada da takımın hücüm ederken bir anda defansa dönüyor. defans ederken hücuma çıkıyor. yani oyun sebze çorbası oluyor.
--spoiler--
(bkz: adam haklı beyler)
tatlı su kurnazının tanımını yapacak olsam sadece bu adamın adını kullanırım.3 temmuzdan önce gıkı çıkmayan ama ne hikmetse 3 temmuzdan sonra esip gürleyen, atıp tutan, ileri geri konuşan bi aslana dönüştü ama unuttuğu bi şey var, keser döner sap döner gün gelir hesap döner.
1972 yılında ankaragücü formasıyla fenerbahçe'ye karşı oynadığı maçta hakem olmaya karar vermiş eski hakem. o maçta ankaragücü'nden 3 oyuncu kırmızı kar görmüş bunlardan biri de erman toroğlu.
işi gücü Fenerbahçe spor kulübü ile uğraşmak olan...
halen kanaltürk ekranlarında telegol programında spor yorumcusu olarak görev yapan eski bir hakemdir.
not:konuşmaya başladığında 5 dakika bile dayanamıyorum... üslubunu değiştirmesi gerek.
aziz yıldırım'ın futbolu lig tv'de yorumlamasının marka değeri açısından utanç verici ve sakıncalı bulduğunu söyleyip oradan kovulmasına sebep olmasından sonra hayatını aziz yıldırım'a ve fenerbahçe'ye iftira atmaya adamış, aklı başında hiçbir insanın yapmayacağı çirkeflikleri yapmaktan kendini alamayan, salyalar saçıp böğürerek her kameranın karşısında içindeki nefreti kusan adam. elbet bir gün bunların hesabı sorulacak kabzımal erman, o güne kadar pistte tek başına dans ettiğini zannetmeye devam et, edepten adaptan yoksunluğuna uygun bir bedel ödeyeceksin.
adamın yaptığı ve söyledikleri, tamamen ruhsal bilinçaltıyla ilgili. insan yıllarca hakemlik yaparken 90 dk şöyle böyle! erman ya da hakem sözlerine maruz kalırsa, ister istemez bilinçaltı bundan rahatsız olur. ibne şeytan'da erman'a bir yerinden girip
" lan oğlum erman, olmasan bile acaba öylemidir diye düşünürler mi? gazını verip vesveseye boğunca, abim, olmadığını kanıtlamak için harbi delikanlı ayaklarına yatar. bütün bu yaptıkları ve söyledikleriyle bu mesajı vermektedir. yoksa içinde duyduğu kuşku
ona dayanılmaz acılar yaşatmaktadır. en son bursa ile ilgili yaptığı konuşma buna çok net bir örnektir.
türk televizyon tarihi'nin mehmet ali erbil, güner ümit ikilisiyle birlikte, gördügü ve görebilecegi en terbiyesiz ve seviyesiz kellesi... her laf'in arasina girer, sacma sapan argo benzetmeler yapar, belden asagi espriler yapar, küfür eder, programdan alakasiz konularla ilgili konusur, canli yayinda stüdyo'ya cigköfte siparisi verdirir, canli yayinda ruh cagirir. bu adam'dan spor yorumcusu falan degil, soytari bile olmaz, cünkü soytari bile sınırın nereye kadar oldugunu bilir...
an itibariyle ziya şengül kendisine kızdı diye bu akşam yorum yapmicam diye tutturdu. hatta serhat ulueren size yorum yaptırmak için ne yapabilirim falan dedi çocuk kandırmaya çalışır gibi. çok komik lan.
yeni neslin kendilerine örnek aldığı şahsiyet...
ahmet çakar ve hıncal uluç (bunun bir kardeşi var o da öcal) ile birlikte "aykırı olmaya çalışmak" ekolünün kurucuları arasındadır...
