diye bir şey yoktur. ben bu yaşıma kadar "oofff öyle güzel, öyle lezzetli yemekler yapıyor ki" diyerekten aşık olduğunu beyan eden adama rastlamadım.
kızları mutfağa sokup gençlik enerjisini mutfakta yemek yaparak harcamasını sağlamak için eskilerin uydurduğu yalandır.
erkeğin kalbine giden yol libidosunu harekete geçirme yeteneğinden geçer. yani, büyüklerin bize öğretmediği kadınlık yetisini ne derece kullanabldiğinle alakalıdır. yemekle felan değil, çıkın mutfaktan dışarı. aşçı mısınız siz allala yaa.
diye diye yüz kilo yaptınız erkekleri. Bence spor salonlarının ortak bir çalışması sonucu ortaya çıkmış bir savdır bu efendim. Yedirin yedirin adamları. Sonra ıyy göbekli, ıyy şişman diyin. ee, o adam ne yapacak bu durumda? Mecbur spor salonuna yazılacak.
kadının kalbine giden yol da erkeğin cebinden geçer. ama erkeklere mis gibi dumanı üstünde, lezzeti yerinde yemekler olsun yeter ki... sakın ola annelerinin yaptıkları yemekleri elştirmeyesiniz...
atalarımızın taşşağanı yiyim. nasıl bir doğru sözdür lan bu.
mesela karnımın aç olduğu zamanlarda bana binbir zahmetle yaptığı keki, böreği, tatlıyı getiren kıza böyle içten bir sarılasım, böyle bir anne şefkatiyle karışık hoşlanma gibi farklı bir duyumsama siki hissediyorum lan.
yıllardır türk erkeği istismar edilmiş böyle laflarla evlilikten sonra 3 rakamlı kilolara erişilmiş koltuklardan kalkamaz olmuş hergün mide fesadı geçirmiş ve bir fiil işgal edilmiş.
o zaman bütün çirkin kadınlar aşçılık mı yapsın sorunsalını beraberinde getirir. inanmayın böyle şeylere, boş beleş söylemler bunlar. annelerimiz güzel yemek yapıyor olabilir ama yeni nesil artık güzel sevişen, çanta gibi kollarına takıp gezdirebilecekleri, yatakta kevaşe, sokakta kevaşe kızlarımızı tercih ediyor.