eskiden kavanozu açamayınca üzülen ezilen erkekler artık durumun boyutuna aldırmaz duruma gelmiş.kavanozu açmasını teklif etmem ile kavanozu kendim açmam bir oluyor ve bu duruma erkek üzülmüyor.asimile oluyoruz efendim.işte budur kanıtı.türk erkeği böyle olamaz denilesi durum.
açamayacağımızdan değil, ona ihtiyacımız olduğunu düşünüp mutlu olsun diye veririz erkeğe bu görevi.
açamayınca tu-kaka olur ama açabilirse de pek bi gururlanır hani... evde erkek olmayınca kim açıyo sanki o kapakları; akşama kadar er kişiyi mi bekliyoruz eve gelsin de kavanozu açsın diye...
erkek pek yanaşmaz aslında, ama ona muhtaç olduğumuzu görmek de hoşuna gitmiyor değildir.içinden pis pis güler, sen karşıda deli olursun,
-hadi yemek var ocakta açsana
-kolay mı , açıyoruz işte, sen neden açmadın o zaman
diye hönk vurur suratımıza...
işte kendimizi en ezik hissettiğimiz an odur... erkek kadından güçlüdür...
bir süre kapak açılmaya çalışılır. hınk mınk tarzı sesler eşliğinde baktınız ki olmuyor, son çare olarak kavanoz ters çevrilir poposuna bir kaç kez vurmak suretiyle içindeki x maddesinin kapağa düşmesi hedeflenir. tabi bir önceki adımda kapağı açamamış ama fark etmeden gevşettiyseniz bir anda kapak yere, içindeki x maddesi de peşinden...
başarıyla tamamlayabilme ümidi güden gövde gösterisi zamanı. ben gevşettim sen açtın bahanesi alır yürür başını, kavonozun havasını alıp sonra açmaya çalışmıyorsanız.
kaşığın sapı kavanoz'un kapağı ile kavanoz arasındaki boşluğa sokulur, çok küçük bir aralık yaratılır ve kavanozun nefes alması sağlanır, ardından çevirin açılsın.
namus meselesi haline gelebilen mevzudur. fakat erkek o kadar uğraşı verdikten sonra kadının tek hareketle açması gerçekten içler acısı bir durumdur. (bkz: otobüsteki camı açamayan erkek)