dikkat az sonra okuyacağınız entry son derece subjektiftir.
belediye otobüsünde ayakta seyahat ederken, şoförün aniden frene hemen arkasından gaza basması nedeniyle yanyana oturmuş hatunlardan birinin kucağına düşmek. buraya kadar her şey ruya gibi evet.. taa ki hemen bitişikte oturan hanımefendi kucağına düşülen arkadaşına: "maaşallah ayten nur topu gibi bir oğlun oldu, puhahaahaa!" diyene kadar.
valla onu bunu bilmem ama... yanımda gaz çıkaran kim olursa, en büyük rezilliğini bana yaşatmış olur... aklımdan çıkmaz unutamam... bitmiştir o şahıs benim gözümde artık.. ne yaparsa yapsın o karizma geri yerine gelir mi? tam evet geliyor derken aniden bir ses beynimde yankılanır... bııırt... elimde değil. ben de böyle bir insanım işte. (bkz: osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur)
edit: tamam biz yapmıyor muyuz? elbette yapıyoruz... ama ne bileyim ya... allah başıma vermesin... iğrençliğim üstümde şu an.. tövbe tövbe... neyse daha fazla konuşmak istemiyorum bu konu hakkında.. evet efendim.. o an bırtt, zarrt anıdır...
karşı tarafı unutamadığı halde asıldığı başka kadınlara eskiyi unutmuş havası yaratmaya çalışıp iki kadeh içkiden sonra aşığım hala mnskym üheheheheeeğğğ diye ağlaması... ne var lan aşığım hayret bişey.