kendimden örnek vermek gerekirse hoşlandığım dişiyle bol bol göz teması kurarım.. eğer bir kaç defa gözgöze gelirsek o da bana baktığına göre var bir iş deyip oltayı atarım.. olta atma evresinde yer yer sabırlı olmak gerekebiliyor. bu benim uğurumdur, gözgöze gelmediğim kıza asla yazmam..
ayan beyan belli olan, ben burdayim diye bas bas bagiran belirtilerdir.
gayet asikar, gayet alenidir.
anlamamak icin uber mal olmak gerekir.
hayirlisi ile ucuncu platonigi geride birakan ben olarak, sahsen hoslandigim kizlardan tum ademoglu haberdar olmustur.
bakarız bakarız bakarız ama öküzleşmeden olmalı rahatsızlık vermemeli. o anda hoşlanılan hatun kişininde bakması demek yoğun bir mutluluk bulutu doğurur mide ile akciğer arasında kalan bölümde. (bkz: midemde kelebekler uçuşuyor)
tabi bir de bir dost bir arkadaşla konuşunca "oğlum kesin baktı göz göze geldik baya bir bakıştık" dedirtir.
bugün çok özel şeyler paylaşıp "benim için özelsin" mesajı verirler; iki gün sonra sanki biri gidip "o çocuk kulampara" demiş gibi uzaklaşıp giderler.
bir gün bakarsın pek bi değişik bakarlar, iki gün sonra biz arkadaşız imalarıyla yiyip bitirirler gözlerinizdeki anlamı.
bir gün bir anda "binlerce özel soruluk bir paket" tutuştururlar elinize, siz heyecanla, "sorduğuna göre.." diye başalayan "acaba dolu cümleler" kurmaya başladıktan bir kaç gün sonra, "sanki biri gidip o çocuğun iki karısı 8 çocuğu varmış" demiş gibi sökülüp atılmıştır gözleriniz gözlerinden.
listeyi uzatmak mümkündür.
işte abahanzo olmayan aklı başında türk erkekleri de, bir yerden sonra susar.
gözleriyle de susar, kalbiyle de susar, aklıyla da susar.
sevse de, yansa bitse de, hatta ölse de iki saniye bakamaz kızın gözüne.. yarım saniye de bir başka yerlere kaydırır gözümden gözüne sırlarım akmasın diye.
uzun uzun bakmak, sizi görünce gözlerinin içinin parlaması, gözlerini gözlerinizden almaması olsa gerek bu belirtiler.
ve fakat bütün bunları yapıp kızı etkiledikten sonra onunla iletişime geçmemesi, bir adım atmaması neye delalet bilmemekle beraber beni aydınlatacak değerli sözlükdaşların fikirlerini bekliyorum.
kilitlenme can alıcı noktadır.erkek kilitlenir.göze kilitlenir, göte kilitlenir bazen ağzı kilitlenir konuşamaz ki ben öyle oluyorum. özgüven patlaması yaşasam bile hoşlandığım kızlarla aramda hep bir soğukluk varmış gibi bir durum oluyor.ama arada ki bağı hissedebilirsin.genelde derin ve anlamlı göz temasları ve çevresinde dolaylı olarak kendimi tanıtma ve kanıtlama çabalarına girerim bir nevi tribünlere oynarım.takip ederim gözlerimle bu bir belirtidir.gözlerimi kaçırırım o utandım sanır ne utanması lan tuzak o tuzak masum erkek pozları hep bunlar.sonra birşey olur, bir an gelir ben anlarım golü koklarım adeta. hızlı hücuma geçerim dışardan kimse anlam veremez şaşırır. hani büyük anlar olur ya öyle bir hava yaratırım.kız bile anlayamaz ne olduğunu.
bir belirti yoktur aslinda, genellikle ben belli etmeyi secerim. Ya guzlerinin icine bakarim, ya normalden biraz daha yaklasirim, en cok ilgiyi ona veririm, iltifat sayimi arttiririm vs. Dogru vakit geldiginde de cikma teklifi ederim... Tabi su surec icerisinde karsi taraftan gelen mesajlar da cok onemli. ben onun gozlerinin icine bakarken o da benimkilere mi bakiyor, yoksa kaciriyor mu? Iltifat edildigi zaman kizariyor mu, yokssa suratinda bir sasiklik ifadesi mi olusuyor, ben ona yaklastikca o da bana aklasiyor mu, yoksa uzaklasiyor mu, ben ilgimi ona veririken onun kafasi baska yerlerde mi vs...
