150.000 yıldan beri sizi korumamız gerektiği içgüdüsüyle yetiştiriliyoruz,bunu icad edenlerde sizlersiniz,haklısınız çünkü üreyebilen sizlersiniz.
şimdi bundan sıkıldınız,devir değişti anlıyoruz ama boru değil yavaş yavaş alışıyoruz.
şimdi kızlar, birisiyle çıkmaya başladınız. iyi gidiyor herşey. her yeni heyecanlı çift gibi taksim'de bara falan gidip hafiften yiyişiyorsunuz (kızmayın böyle direk söyledim diye, yalan değil). belli bir zaman geçiyor (gün, hafta herneyse) sonunda eve gidiyorsunuz. ilk kez sevişeceksiniz o evde.
bakın genelleme yapmıyorum ama sevgiliniz önsevişmeyi kısa tutarak ve üzerinizdeki bluz veya tişörtü çıkarmadan önce pantolonunuzun düğmelerini açmaya çalışıyorsa ve bunu bundan sonraki nerdeyse her sevişme seansında tekrarlıyorsa ve hatta sevişme esnasında bile tişört hala üzerinizde ise;
ya göğüslerinizin küçük olduğunu düşünüyordur, görmek istemiyordur. çünkü onun hayalindeki göğüs kavramına pek uygun değiller.
ya elemanın amacı sevişmek değil sikmektir.
ya da erken boşalıyordur, bunun farkındadır.
hatta hayvansa orda burda arkadaşlarına "olm varya süper veriyo hatun off" diye anlatıyo bile olabilir.
tekrar söylüyorum genelleme yok.
eğer bütün gece sizinse takılın işte, sonuna kadar ısının, hissedin herşeyi. sevgililik bu demek değil mi?
bi adam cep telefonunu kurcalamanızdan rahatsız oluyorsa, "ama o benim özelim :(" ayaklarına yatıyorsa mutlaka o adamdan şüphelenin. aldatıldığından şüphelenen bi hatun için en önemli ipucu kaynağı erkeğin cep telefonudur. periyodik olarak kontrol edin.
her defasında gönül rahatlığıyla kurcalamanıza izin veriyorsa aldatmıyodur, emin olun.
bu entry'yi ciddiye alın.
ekleme: bu arada 2 cep telefonu ve/veya numara kullanan adamlar da var. kendimden biliyorum.
salağa yatmakla salak olmak arasındaki farkı çözün ona göre davranın. yani siz salağa yatarken erkekler salakmış gibi bunu çakmamalarını beklemeyin. ha eğer bi özeleştiri yaparsak erkekler salağa yatan kıza yardım etmeye bayılır.*
deodorant kullanın mutlaka. sırf marka giymek, hergün başka konvers giyip, saçları kızıla boyatmak, "ş"leri "s" olarak telaffuz etmek * yetmiyor *.
edit: unutmuşum. erkekler * bir şey ima etmeye çalışmazlar *. söyledikleri şey neyse söylemek istedikleri de o'dur.
yolda bir erkek size laf atarsa küfretmek için bile dönmeyin. onun istediği şey sizden herhangi bir cevap alabilmek zaten.
her şey sizde biter. açık giyinmek, dekolte, makyaj vs.. bunlar sizin hayata bakışınızla, yetişme tarzınızla, dini inancınızla...vs. alakalıdır. kim ne derse desin siz kendinize karşı saygılıysanız, içiniz rahatsa yaptığınız doğrudur. ama 100 erkekten 99 u size kötü bir şey diyorsa bir durup düşünün bence.
fazla naza çekmeyin kendizi, ele gelince bu sefer nazlarınız aaa ama şekline dönüşecek ve hatıralarınızda bir zamanlar ben neler neler yaptırmıştım bu çoçuğa diye iç geçireceksiniz.
kesinlikle ama kesinlikle kanatlı beyaz melek figüranlığına soyunmayın, çünkü yemiyoruz.
çocuksal * davranışlar sergilemeniz sizleri sadece günübirlik ifade standartlarından kurtaracaktır, ilerleyen zamanlarda bunlar size elektrik su ve yol olarak geri dönecektir.
ve en önemlisi ofsayt ne demeyin lütfen.
-yapmacık olmayın
-yavşak erkeklere yüz vermeyin, sonra bizim başımıza adam kesiliyorlar.
-tuvalete 4'lü gruplar halinde gitmeyin.
-evden çıkarken parfümü damacanayla sürmeyin, insan olun.
-samimi gözükme kaygısıyla lan'lı, lun'lu kesinlikle konuşmayın, tek kelimeyle iğrenç duruyor.
futbolla ilgilenecekseniz ilk olarak ofsayt kuralını öğrenin. çünki erkeklerin size ilk soracagı budur futbol hakkında. bide tuttugunuz takımın en az 3 futbolsusunu bilin ama guncel olsun. geçenlerde kıza sordum bir oyuncu söyle deim fenerbahçeden, rıdvan dilmen dedi.yuh dedim.
düşük bel pantolon giyiyorsanız iki de bir belinizi düzeltmeyin ya da beliniz görünmesin diye taktığınız iğrenç siyah kuşakları çöpe atın, ya düşük bel pantolon giymeyin ya da adam gibi salın götü rahat edin. can atmıyoruz zaten arkadaşım 2mm lik yerinizi görmek için.