Bu kadar yavşak olmayın. Ayrıca hanginizi görsem dünyanın en anlamlı, en derin aşkına düşmüş oluyor. Bre deli kavatlar, madem o kadar seviyorsunuz neden reddedilince hem düşman kesiliyor hem de 2 gün sonra başkasına yazıyorsunuz? yok hacı yok, tek tavsiyem mal olduğunuzun farkında olmanız sonra ne yaparsanız yapın.
yazın, onyüzbinmilyon beden büyük kısa kollu gömlek giymeyin. hadi giydiniz tamam deodorant ya da benzeri şeylerden de bihabersiniz, bari toplu taşımada özellikle benim de sık sık kullandığım metrobüste ben otururken benim tepemdeki tutucaklardan tutmayın. nolur lan. kafam giricek gömlekten içeri kokunun kaynağına doğru diye tırsıyorum yeminnen.
-karıya kıza hesap ödetmeyin.
-kadınlara karı kız demeyin.
-yaptığıyla dediği birbirini tutmayanları kaleye almayın, kanatlardan birine atın.
ilk tavsiyeye dönecek olursak; fakültedeyken türkan şoray ile prenses isabella arası güzellikte bir kızla okulun hemen yanındaki lokantaya gitmiştik. hedefim neydi amacım neydi hatırlamıyorum. aşık değildim ya olm, biraz öpüp koklar sonra amfiye bırakırım diye düşündüm herhalde, neyse.. karı tutturdu(bkz. 2. madde) yemeğimi ben ödeyeceğim diye. zaten tabldot olayı var, önce ödüyorsun sonra yemeği alıp masaya gidiyorsu. lan yoksa orada mı karşılaştık vay amına koyayım. ama galiba öyleydi. yoksa lüks bir restorana neden götürmeyeydim oni?
herkes kendi yemeğini ödedi ve masaya geçtik. "la ben ısmarlicaktım ne diye ısrarcı oldun ki bu kadar" dedim.
- "ödetmeseydin."
dedi.
sikeyim ızdırabını.. yemek burnumdan geldi, akreple yelkovan sikişti durdu, olay piç oldu tabii. daha da davosa gitmedim.