Ben baya ergenken hep atıp tutardım erkek dediğin güçlü olur, ağlamaz diye. Gel gör ki büyüdüm ve tamamen değişti bu düşüncem. Erkek ağlar hatta ağlasın gelsin dizimde ağlasın. Fazla genelleme olacak ama ağlayan erkek kadınını ağlatmaz ağlatsa bile en fazla mutluluktan ağlatır. Bazen öyle içten ağlar ki ağlamasın isterim ama o ağladıkça da ben ona doğru akarım. içim coştu bak. Severim yani öyle erkeği sevmeyen kadının neler neler kaçırdığını da çok iyi bilirim.
ağladığı sorunun en dibine inmek lazım. kendi açınızdan düşünün en büyük sorununuz ne olabilir? ailenizi kaybetmek mi? sevdiğinizi kaybetmek mi? başka seyler mi? bu hayatta ağlamaya değecek hiç bir şey yok, sizi ağlatanlar hayatlarına kaldığı yerden devam edebiliyorsa, siz, sizi ağlatabilecek kadar değiştiren insanlardan sıyrılıp, o eski iğrenç kişiliğinize dönebilirsiniz hemen.
erkeğin ağlaması en büyük saçmalıklardan biridir, ne için ağlar insan?
hayatımda ilk kez seni seviyorum dediğim kızdan ayrıldıktan sonra gerçekleşen durum. ayıp değildir, suç değildir. aradan bir sene geçmesine rağmen unutamadığım aşkımdan ayrıldıktan sonra. üst üste iki gece yatağımda sağıma dönmüş , odadaki diğer üç arkadaşıma aldırış etmeden çocuklar gibi ama sessiz, salya sümük ağlamıştım sözlük. "allahım" demiştim ," yalvarırım ondan ayrılmamıza neden olan şu içki illetini hem ondan hem de yeryüzünden literatürden dahi kaldır. yalvarıyorum sana yarabbim" evet böyle diyerek ağlamıştım ve susmamıştım epey.
kimsenin görmemesi gerekendir. kendisi bile görmemelidir. rahmetli babam bana öğretti; erkekler ağlamaz derler; oysa ağlayacaksın, emin ol. ama asıl olan; erkeğin ağladığını gören olmaz.
aslında onların da insan olduğu, bir ruha ve kalbe sahip olduğu düşünüldüğünde normal karşılanması gerekir.
neden iki dağın birbirine kavuşması muamelesi yapılır anlamam.
tabi ağlamanın nedeni ve zamanlaması da önemlidir.
yıllar öncesinde biriyle sinemaya gitmiştik.
tek başıma asla gitmeyeceğim, doğru dürüst izlemediğim ve asla tavsiye etmeyeceğim bir filmdi.
filmde ağlanacak hiçbir sahne yok. en azından benim için.
elbette herkesin hassasiyeti farklıdır. ama bazı anlarda bazı durumlar bize insanların duygusal zekalarıyla ilgili fikirler verir.
film başladı, bir süre sonra yanımdaki vatandaş hıçkırarak diyebileceğimiz bir şekilde ağlamaya başladı.
bir ekrana bakıyorum, bir çocuğa, ağladığına inanamıyorum.
kalkıp gidesim geliyor ama yapamıyorum.
zaten bende şans olsa diyorum.
o insanı da defterden siliyorum, sebepler başka olsa da bu anların katkısı inkar edilemez.
bir dağın sarsılarak boşalması, pardon yıkılması, bir uçurumun göçmesi, bir kalenin daha yerle bir olması, bir kayanın tuzla buz olmasıdır. derler ki nerede bir erkek ağlasa gökyüzünde bir kuş...
şaka la şaka. her kişi gibi er kişi'nin de gözyaşlarına hakim olamaması durumudur fazlası değil. erkeğin kalbi olduğuna delalet eder.
Erkeklerin de insan olduğunu gösteren olaydır. Çok ağlayan erkek de çekilmez aslında. Ama hiç ağlarken görmediğiniz bi erkeği, hele bu erkek baba dayı gibi önemli insanlarsa, işte o insanı çok fena yapıyor doğrusu.
Kendilerini gucsuz gostermemek icin iclerine aglarlar. Cektigi acilarii gostermezler. Ama bazen oyle bi an gelir kikendilerini teslim ederler. Tek guven ve huzur bulduklari kadina sarilip gozlerindeki yaslari dokerler. Iste o an o kadin o tek damla gozyasini durdurmak icin herseyi yapar.
kolay kolay herkesin görebileceğini sanmadığım durumdur. genelde erkek ağlarken yanında kimse olmaz, ağladığında da 4 tarafı kapalı duvar içinde olur. kimse görmez. işte bu yüzden erkekler ağlamaz... .)