üniversite yıllarına gelindiğinde nedense salaklık gibi gözükmeyecek bitakım davranışlar.ancak üniversitede okunacak bölümü eften püften sebeplere göre seçmek ya da seçmemek çok büyük bi salaklıktır.
25 şubat gecesi galatasaray 'ın italyan hakeme elenmesinin akabinde takımının maçını sözlükten takip edebilecek kadar fenerbahçeli ergenin provakatif entarilerinin 88. dakikada götünde patlaması.
ergenliğe tam gireceğim zamanlar, bi gün fen bilgisi dersinde hoca çocukluk hastalıklarını anlatmakta. kızamık, su çiçeği felan. sıra kabakulak hastalığına geldi. hoca bir erkek çocuğunun ergenliğe girmeden kabakulak hastası olmazsa kısır kalacağını söyledi. ben kabakulak olmamıştım. hala daha olmadım. işin en salakça tarafı kısır olmayı kuşun ötmemesi sanırdım.
bütün erkekler bilir o zaman sınıflarda sürekli bununla ilgili muhabbetler dönerdi.
-olm varya ben bi attırıyom tavana fışrıyo.
-o ne lan ben bi attrıyom çay bardağını dolduruyom.
kafayı yemek üzereydim. hergün illaki okulda böyle bi muhabbet dönnmekte. kendi kendime de teşhisi koymuştum. kabakulak hastası olmadığım için kısır kalmak. yok böyle bi rezillik...
birisine anlatsam derdimi olay kendiliğnden çözülecek ama söyleyemiyorum. ne anneme, ne babama ne arkadaşlarıma. erkekliğime bok sürdürmek istemiyorum.
tam beş bilemedin altı ay bu tripte yaşadım. bazı geceler ağladım bile. sonra ılık bir ilk bahar akşamı o hasretle beklenilen güzel gün geldi...
ele bir cımbız alınarak kaş namına ne varsa yolup, ortaya çıkan incecik çizgiye hayran kalıp "işte şimdi çok güzel oldum" diye böbürlenerek aynanın karşısında sevinç çığlıkları atmak ergenlikte yapılan en büyük salaklıklardan biri olsa gerek.