geçmişte öyle veya böyle solculuk oynardım, evet oynardım. 68 ve 78 kuşağının yaptıklarıyla karşılaştırdığımda oyundan başka bir şey değildi bu...
her neyse, konum bu değil.
şimdi bu ülkede bir çok aydın öldü değil mi? faili mechul cinayetler işlendi... çoğu da bizim takımdandı... yalan mı? evet, öyle.
peki bizler yıllarca derin devlet demedik mi? derin devlet yaptı demedik mi? derin devlet üzerine binlerce kelime dökmedik mi? inanmadık mı, inandırılmadık mı bu cinayetlerin tamamının derin devlet tarafından yapıldığına?
evet, inandık.
peki o halde şimdi solcu olarak bildiğimiz parti, faili mechul cinayetlere kurban gitmiş aydınları anmak için saflarda duran cumhuriyet halk partisi neden ergenekon'u kabul etmiyor? neden?
biz yıllardır derin devlet demedik mi? eee...
siyaseti bu yüzden sevmiyorum işte. çünkü hiç kimse samimi değil. işte ben, henüz 27 yaşında olmama rağmen kendimi "eski solcu" olarak nitelendiriyorsam bunun en büyük nedeni "solcuyuk!" ayağına yatan siyasiler, oy avcıları ve üniversitelerde "solcuyuk!" ayağına yatıp pkk sempatizanı yapanlar yüzündendir.
unutmadan.
"eski solcu" kelimesi içinde halen "solcu" kelimesini kullanıyorsam, o da 68 ve 78 kuşağının mücadelesinedir.
badem bıyıklıların ülkesinde adı yanlışlıkla seçilmemiş bilakis türklüğü aşağılamak için içimizdeki amerikalı göttoşlar tarafından oluşturulmuş tezgah. özünde ergenekon bir mittir, dağı eritmek delmek çıkmak zorlukların üstesinden gelmektir. israiloğullarının zion tepesi vardır, hz.muhammed'in Hira dağı vardır, türlü türlü ülkelerin dağları, tepeleri efsaneleri vardır.
mevzuya gelirsek insanlar akp ve kadrosundan değil islamiyet'ten nefret eder oldular. islamiyet özünde, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma dini değildir eğer öyle olsaydı peygamber ve halifeler çocuklarına gemi alırdı. bir gün manyağın biri çıkar da bak zamanında siz türkçüler'e eziyet ettiniz gördünüz mü biz de o hira'yı muhammed'in başına yıktık derse şaşırmayın keza siz siktir olup amerika ve avrupa'ya gittiğinizde bu ülkede gariban müslümanlar ceremesini çekecek, devlet eliyle eskiye nazaran daha katı laisizm uygulanacak!
edit: kaç arap, araplığından utanmıştır ayrı mevzu, bu dünyada türklerden nefret eden türklerin olması da ilginç.
ingilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silahlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar.
Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz ve taarruza başladılar. Askerlik i...zzeti nefsini yok etmeye gayret ettiler. Ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu.
Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır.Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz.
Malum bir askeri hakikat, felsefi hakikattir; “ordunun ruhu subaylardadır.”
Şahsi ve özel hayatları itibariyle de subaylar, fedakârlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler.
Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları öldürür.
Onları aşağılar ve hor görürler.
Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz.
Onun yaşamak için bir çaresi vardır. Şerefini korumak!
Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına atmaktır.
Dolayısıyla subay için ya istiklâl, ya ölüm vardır.
Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!
MUSTAFA KEMAL (31 Temmuz 1920)
Afyonkarahisar Kolordu Dairesi
bilindigi uzere turkiyede darbe yapmak icin once turk ordusunu meydan muharebesinde yenip izmirde denize dokmek, hazir oradayken turk donanmasini karaya oturtmak, hizini alamayip avrupaya acilmak, kosova ve mohacta geleneksel zaferler kazandiktan sonra brukselde nato karargahini ele gecirmek, abd'yle nukleer savasa girip galip cikmak ve en nihayetinde bm genel merkezine at ustunde girerek kendini kutsal roma imparatoru ilan ettirmek gerekir.
butun bu askeri basarilari saglayacak ates gucu olmadan darbe olmaz. nitekim ittihat ve terakki adamlari 1913'te savas bakanligina girip ancak butun imparatorluk ordularini yendikten sonra (hepsi orada yatip kalkiyorlardi), nazim bey'i de sembolik nedenlerle kutlamalar esliginde vurarak darbe yapmis oldular. 1960, 71 ve 80'de de darbeciler, halk arasinda teror yaratmak, suikast, adam kacirma, tehdit gibi serefsizliklere bulasmadan, alinlarinin akiyla tam uc kere sanli turk ordusuyla konya ovasinin ortasinda bulusup savasa tutustular, ucunde de iyi olan taraf kazandi. bu isler boyledir.
gözaltına alınan, tutuklanan sivil ve komutanlarla değil darbe yapmak dünyayı ele geçirmenin mümkün olacağı hayali örgüt. sırf bu sözde örgüt elemanlarının peşinden gidebilecek tonlarca adam var memlekette. bu adamlar gerizekalı mı darbe yapsın? bu adamlar madem tek bir çatı altında toplanabiliyordu kursunlar bir siyasi parti hiç abartmıyorum en az % 30 oy alırlar. ben bile sadece soner yalçın'ın hatrına oy vermekle kalmaz, parti için propogandanın kralını yapardım.
sonunda içerideki paşalar de bunun düzmece olduğunu anlayıp savunma yapmayacaklarını beyan ettiler. ileriki günler bir şeylere gebe ama durun bakalım...
söylenenin aksine abd ve ab'nin türkiye dahil 22 ülkeyi bölmeye yönelik bop'un önünde engel oluşturan cumhuriyetçi kesimleri tasfiye amaçlı ve ucu açık davanın adı.
yaşanan bütün faili meçhul olayları üzerine atmak için uydurulmuş harika bir fikir. sivas katliamı bile bununla ilişkilendirilmek istenmektedir, ayıptır, ne alakadır. Türkiye'de ne kadar hükümetle ters düşünen kişi ve kurum varsa ufak ufak hepsinin kökü kurutulmak istenmektedir. davanın çözülmemesi, uzadıkça uzaması için ne gerekiliyorsa yapılmaktadır. 3 yıldan fazla bir süredir aydınlar, cezaevinde suçları kesinleşmediği halde tutulmaktadır, her geçen gün bu kişilere yenileri eklenmektedir ve bu işin sonucunun nasıl biteceği bir muammaya doğru dönüşmektedir. istenen de budur.
ergenekondan hapse giren teğmenin telefonuna polislerin 1dakika 15 saniyede 135 numarayı kaydettiklerini itiraf etmeleriyle arkadaş hala buna inanan kaldı mı? sorusu akıllara geliyor.
geçen yine izledim polisler elleriyle koymuş gibi buluyorlar silahları. silahlar birinci el hiç kullanılmamış pırıl pırıl. gazete yeni gazete.
sonra birde askerin evine girip abdullah öcalanın kitabını buluyorlar elleriyle koymuş gibi falan. patlayıcıyı buzdolabının arkasında elektirik kısmına iliştirilmiş buluyorlar. evinde arama yapılan askerin öğretmeni diyorki "tonlarca eğitim alan bu asker onu buzdolabının elektirikli kısmına koyacak kadar aptal mı? onun patlayacağını hesap edemeyecek kadar aptal mı?" bunları kimlerin yerleştirdiğini söylememe gerek bile yok artık 5 yaşındaki çocuk bile uyandı bu meselelere.
bugünkü yeni dalga ile ne kadar ciddiyetten uzak , maksatlı işler yapıldığını tekrar göstermiştir. ortada örgüt mörgüt olmadığı için artık sadece dalga dalga muhalif içeri alarak süreç uzatılmaya çalışılmaktadır. bir iki adi suçluyu ve boş konuşup, aslında olmadıkları adamları oynayan kişilerden ortaya çıkarmaya çalıştıkları 40 yamalı senaryo artık dikiş tutmamaktadır. çok sayıda insan içerde bedavaya tutulmaktadır ve unutulan şudur ki hukuk herkese lazımdır. akp'de sonsuza dek kalmayacak,hatta gerileme dönemine girdi sayılır. yarın öbür gün intikamcı bir zihniyet iktidarı ele geçirirse bütün bu hukuksuzlukların intikamını "bu satırların yazarını bile üzecek" şekilde alacaktır.
beyni yıkanmış çoluk çocuk için konuşmuyorum. aklı başında,derin devletin tasfiyesinden yana olanlar artık bu davayı eleştirmeye başlasınlar. türkiye'nin karanlık geçmişine dair "birkaç istisna dışında" hiç kimseye dokunmayan bu siyasi dava türk tarihinin bir başka kara lekesi olmuştur. bunu destekleyen herkese bulaşacak olan bu leke ,kolay temizlenir türden bir leke değildir. sağduyulu insanların acilen akıllarına ve vicdanlarına kulak vermesi gereklidir.
